Bazen her şey yapıldığı dönemde değer görmez. Buna filmler de dahil. Öyle filmler var ki çıktığı dönemde gişe başarısı elde edemiyor, ödüllere aday bile gösterilmiyor ancak sonradan klasikleşiyor. İşte o filmlerin örneklerini topladık. Büyük Lebowski, muhtemelen Coenlerin kendine has filmografilerinin içerisinde bile ayrı bir yere ve öneme sahip olarak değerlendiriliyor. Bir karışıklık bazen umulmadık olaylara sebep olabilir. Kaldı ki işin içinde para varsa olaya dahil olacak bir sürü insan da çıkar. Jeff Lebowski böyle bir meselenin orta yerinde kalır. Kendisi bir milyoner ile karıştırılır. Milyonerin karısına ait borçlar ödenmemiştir ve bundan sebep kahramanımız gangsterlerden dayak yer ve çok değerli halısı zarar görür. Lebowski, ortadaki bu yanlış anlaşılmayı çözmek zorundadır. Adaşı olan milyonerin malikânesine giderek konuşmak ister. İngiliz bir çift, görünmez bir kaza sonucu bir anda çocuklarını kaybederler. Bu olayla burun buruna geldikleri andan itibaren etrafı dehşet bir panik ve isyan sarar. Her yer kırmızıya bulanır. Mimar olan John, bir kilise restorasyonu için gittiği Venedik’te yaşanan bu acı kaybın yarattığı psikolojik yükü eşinin üzerinden alabilmek için çırpınır durur. Bu süreçte ikili çok başka bir boyutta kesişmeye başlarlar. Bir zaman sonra çocuklarının ölümünden beri ilk kez cinselliği paylaşır gibidirler ve belki de gerçekten öyledir. Öte yandan Venedik’in dar sokaklarında gece vakti cinayetler işlenir. Hayatın bu yüzü ikiliyi ne derece etkileyecektir bilinmez. Cevap, kırmızıda gizlidir. Parlak kırmızı bir yağmurluk, polisin çözemediği seri cinayetleri ve insanoğlunun yazgı diye adlandırdığı karmaşık denklemleri birbirine bağlar. Genç, zengin ve ölüm takıntısı olan Harold, bir cenazede yetmişli yaşlarındaki Maude ile tanıştığında kendisini sonsuza dek değişmiş bir halde bulur. Harold yirmi yaşındadır ve hayata tutunma problemi yaşamaktadır. Sürekli bir takım cenazelere gider ve sık sık intihara kalkışır. Bu gittiği cenazede tanıştığı Maude ile aralarında özel bir bağ kurulur. Keyifli bir arkadaşlık geliştirirler. Maude onun tam zıttı olarak hayat dolu biridir. Aralarındaki enerji aktarımı ile Harold öyle bir kıvama gelir ki ailesine Maude ile evlenmek istediğini bildirir. Ancak tam da bu sırada onu Maude bir süprizle beklemektedir. Hong Kong, 1960'lı yılların başlarını yaşamaktadır. Chau lokal bir gazetenin yazı işleri müdürüdür. Karısıyla birlikte büyük oranda Şangaylıların hayatlarını sürdürdükleri bir apartmana taşınırlar. Chau bir gün kapı komşusu Li-Chun ile karşılaşır. İkisi de eşlerinden bağımsız bir şekilde eşya taşımaktadırlar. Günden güne birbirleriyle yakınlaşmaya başlayan ikili bir süre sonra tuhaf bir gerçekle karşı karşıya kalacaktır. Bu da eşlerinin de birlikte oldukları gerçeğidir. Artık onların da kendilerini ve ilişkilerini yeniden gözden geçirebilecekleri bir ortam oluşmuştur. Petrol milyarderi Happer, Mac’i inşa etmek istedikleri petrol rafinelerinin mülkiyet haklarını güvence altına alabilmesi için uzakta bir İskoç kasabasına gönderir. Mac Danny ile takım olur ve görüşmelere başlar, yerliler ‘ Silver Dollar ‘ ı mülk edinmek konusunda heveslidirler ama şansları olduğuna inanmazlar. Ancak bölgesel bir keşiş ve bir sahil çöpçüsü olan Ben Knox, aynı zamanda sahibi de olduğu çok önemli bir sahilde bir barakada yaşamaktadır. Happer daha çok Nothern Lights ile ilgilenirken ve Danny de perde ayaklı gerçeküstü bir kız olan Marina ile ilgilenmektedir. Mac Houston’daki faks makineli ofisine alışkındır ancak Bens’in şartlarına ayak uydurmaya kendini zorlar. Özel dedekiflik yapan Philip Marlowe, 1970'li yıllarda Los Angeles'ta yaşamaktadır. Bir gün arkadaşı Terry Lennox onu ziyarete gelir. Ona Meksika sınırından arabayla geçmeyi teklif eder. Ancak Phillip'in başı dönüşte polis tarafından yakalanmasıyla belaya girer. Terry'nin karısı Sylvia ölmüştür ve polis Terry'den şüphelenmektedir. Ancak Terry de Phillip'ten ayrıldıktan sonra intihar etmiştir ve bir itiraf mektubu yazmıştır. Ancak bu olayın arkasından çok daha karmaşık ve tehlikeli ilişkiler ağı ortaya çıkacaktır. Film, başka bir mafya lideri olan Johnny Caspar’ın, Leo’dan Bernie adlı bir serseriyi öldürmesi için izin istemesiyle açılır. Leo, Caspar’ın bu isteğine izin vermez. Çünkü Bernie, Leo’nun sevgilisi Verna’nın kardeşidir. Tom, her ne kadar Leo’ya bu durumun başına iş açabileceğini ve kimseye güvenmemesi gerektiğini söylese de, Leo onu dinlemez. Artık etraflarındaki aşk, ihanet, ve ölüm oyunlarının bir parçası olduklarını anlama zamanları gelmiştir. Bir Zamanlar Amerika’da filminde, David Noodles Aaronson, Manhattan'ın banliyölerinden birindeki yahudi mahallesinde hayatta kalmaya çalışan yoksul bir çocuktur. Kendisi gibi arkadaşlarından oluşan ve Noodles'ın liderliğini yaptığı ufak çaplı suç çetesi, zamanla yükselişe geçer ve sonunda 30'lu yılların en azılı gangsterleri haline gelirler. Ancak bu ün, ekibin dağılmaya başlamasıyla sona erer. Yaklaşık 30 yıl sonra New York'a dönen Noodles, burada eski günlere geri dönüp geçmişiyle baş başa kalır. Max Fischer okuduğu okulun en popüler talebelerinden bir tanesidir. Birçok alanda aktif olan Max, okul gazetesindeki üst düzey görevinin yanısıra popülerliğini perçinleyen birçok okul kulübüne de üyedir. Bu tür işlerle uğraşırken derslerini yoluna koymakta zorlanan Max, Oxford'dan red cevabını alınca eğitim konusundaki umutlarını kaybetmeye başlar. Üstüne üstlük derslerinden birini yürüten hocası Bayan Cross'a vurulması, Max'ın okul hayatını epeyce zorlaştıracaktır. Çektiği her filmle çocuksuluğunu yansıtmayı başaran Wes Anderson'ın ikinci uzun metrajı olan Rushmore'un başrollerinde Jason Schwartzman, Bill Murray ve Olivia Williams var. Körfez savaşının son demleri... Amerikan Askerleri işgal edilen bir Irak sığınağında ilginç bir harita bulur. Haritanın verdiği bilgiye göre bulundukları yere oldukça yakın bir yerde paha biçilmez parçaların bulunduğu bir hazine gizlidir. Askerler, bu hazineyi bulup çalmaya karar verir. Ülkenin politik karmaşasından faydalanan askerler, ölümün kol gezdiği Irak'tan tüm altınları kaçırmaya kararlıdır.