Cumartesi Postası Pınar Deniz: Cephede savaşmak isterdim

Pınar Deniz: Cephede savaşmak isterdim

Paylaş
Pınar Deniz: Cephede savaşmak isterdim

Türk dizi tarihinin en özel projelerinden Vatanım Sensin’in parlayan yıldızı Pınar Deniz: Milli Mücadele döneminde yaşasaydım ya cephede olurdum ya da Halide Edip Adıvar gibi olurdum. “Neden Milli Mücadele döneminde doğmadım” diye hayıflandığım zamanlar oldu dedi

RÖPORTAJ: NAZENİN TOKUŞOĞLU

FOTOĞRAF: MUZAFFER KANTARCIOĞLU


Türk dizi tarihinin en özel projelerinden biri Vatanım Sensin. Her sahnesi özenle çekilen, Kurtuluş Savaşı dönemini anlatan dizide Halit Ergenç’in başına buyruk, asi kızına hayat veren Pınar Deniz’le buluştum bu hafta. Dizinin sıkı bir izleyicisi olarak epey sıkıştırdım Pınar’ı. Daha yolun çok başında ama o kadar aklı başında laflar etti ki inanamadım. Canlandırdığı Yıldız karakterinden nefret etsem de onu çok sevdim.

■ Biraz tanıyalım seni…

Adana’da doğdum, Mardinliyim. Yakın zamana kadar 1994 doğumlu olduğumu zannediyordum ama Galatasaray-Manchester maçının oynandığı gün olan 4 Kasım 1993’te doğduğumu bu maç sayesinde, yeni öğrendim.

Ciddi misin?

Gerçekten…

■ Mardinlisin ama göçmen gibi duruyorsun…

Arap kökenliyim. Herkes Mardinlileri kara kaş, kara göz zanneder ama gayet sarışın, renkli gözlü Mardinliler var. 5 kardeşiz. Ben tam ortadayım. Birbirimizi koruyup kolluyoruz. Aynı evdeyiz zaten. Güzel bir hayatım var.


YENİ NESİL TARİHİ BİLMİYOR


■ Oyunculuğa nasıl adım attın?

Sil Baştan dizisiyle başladı serüven. Bir yıl ara verip Craft’ta eğitim aldım. Sonra Vatanım Sensin’in seçmelerine girdim. Başka işlerle de görüşüyordum, hatta biri şu an çok seyrediliyor ama bunu tercih ettim.




■ Neden?

Lisedeyken “Neden Milli Mücadele döneminde doğmadım” diye hayıflanırdım ve dualarım kabul oldu. Benim için mucize gibi bir şey oldu, sanki o döneme ışınlandım.

■ Bir şeyi çok istersen mutlaka oluyormuş…

Aynen öyle… Ben nefes terapisine gidiyorum ve bunun yararını çok gördüm. Gerçekten içten bir şey istersem oluyor. “Oyuncu olsaydım Halit Ergenç’le oynamak isterdim” derdim küçükken. O da oldu. Kelimelere değil, kalpten istemeye inanıyorum.

■ Tabii proje için tarihe de hakim olmak gerek. Peki yeni nesil için ne diyeceksin, Türkiye tarihiyle araları nasıl?

Bence çok bilmiyorlar, merak etmiyorlar. Yeni nesli anlamıyorum. Tarihini nasıl bilmiyorsun, gerçeklerden nasıl kaçıyorsun? Tabii nasıl mutluysan öyle yaşamalısın ama yeri geliyor kardeşlerimi de eleştiriyorum. “Bunları bilmeniz lazım” diyorum.





■ Dönem dizileri zordur ve her sahne özen gerektirir, çok hassas detaylar var değil mi?

Düğmelerin bile hikayesi var. Her sahnenin bir danışmanı var; savaş, dil, din, kostüm danışmanı… Bir kelime için araştırma yapıyorlar.

■ O dönemle ilgili en çok ne dokundu sana?

Beraber olma duygusu o zaman daha fazlaymış. Şimdi herkes kopuk, birbirini kötüleme peşinde.

■ Halide Edip sahneleri çok güzeldi. Mustafa Kemal girecek mi senaryoya?

Silüet olarak bilemiyorum ama varlığı hep olacak.

■ Şimdi de Halide Edip gibi kadınlar olsa...

O dönemde yaşasaydım ya cephede olurdum ya da onun gibi biri. Kadın bir kere doğurgan olduğu için özel bir varlık, nasıl ikinci plana atılır aklım almıyor.

HALİL ERGENÇ BİZE KAHVE YAPIYOR


■ Halit Ergenç’in kızı rolündesin. Nasıl biri?

Halit ağabey tanıdığım en iyi oyuncu ve insan. İzlerken gözümü alamıyorum. Kamera kayda girdiğinde devleşiyor. Bir oyuncu bir role bu kadar mı yakışır. Set adabı anlamında da en örnek aldığım insan. Bir de çok komik.




■ Öyle mi?

Herkesle şakalaşır. Geçerken kapıyı mutlaka yumruklar. Gülerek “Halit ağabey geldi” deriz. Bize kahve yapar, boşları toplar, kurabiye getirir. İlk sahnemizde “Benden bir şey istiyor musun?” diye sordu. Ne diyeceğimi bilemedim.

■ Annen rolündeki Bergüzar Korel ve yönetmenler Taylan kardeşleri de sormak isterim.

Bergüzar’la ilk sahnemiz. Annemden gizli baloya gidiyorum ve eve dönüyorum. Annem delirmiş. Provada vurur gibi yaptı ama ana çekimden önce Yağmur Taylan’la konuşmuşlar. Gerçekten saçımı çekti. Ben de can havliyle, “Baloya gittim anneee” diye bağırdım. Bergüzar “Aferin sana” dedi. Yönetmenler de yaratıcı olduğu için sahneler bu kadar güzel çıkıyor.

ŞÖHRET OLMAK KORKUNÇ BİR ŞEY


■ Güzellik yarışmalarına neden karşısın?

Katılanları yargılamıyorum ama ben katılmam. Dış görünüş önemli olmamalı. Yönetmen olsam çirkin bir başrol koyarım. Erkeklerde yine daha fazla örnek var ama kadınlar genelde güzel. İlker Kaleli, Fırat Tanış, dünya yakışıklısı değiller ama bence çok iyiler. Umarım kadınlarda da örnekler artar.

■ Çok ünlü olmak istiyor musun?

Ben ünlü olmak istemiyorum, iyi bir oyuncu olmak istiyorum. Şöhret korkunç bir şey, ne kadar tutunursan gittiğinde de o kadar yaralanırsın. O kafaya gireceğim diye çok korkuyorum. Değişeceğimi düşünmüyorum ama ihtimali bile çok korkutucu.

KARAKTERE İNANIRSAM HER ŞEYİ YAPARIM


Rol için diş teli takmışsın.

İlk seçmemdi. Sil Baştan… Çirkinken güzelleşen birini oynayacaktım. Güzel görünme gibi kaygım hiç olmadı. Tereddütsüz yaptım. Şimdi de öyle… Oyuncu güzel de çirkin de görünebilmeli.

■ Daha neler yaşayacaksın, kilo aldıracaklar sana!

Ben şu belime gelen saçlarımın kazıtılacağı bir sahne bekliyorum.

■ Yapma, hayır!

Karaktere inanırsam hiç tereddüt etmem, her şeyi yaparım. Umurumda olmaz, boyarım da kazıtırım da…

Haberin Devamı