Beden Sağlığı Bedeni bir arada tutan mucize protein: Kolajen!

Bedeni bir arada tutan mucize protein: Kolajen!

Paylaş
Bedeni bir arada tutan mucize protein: Kolajen!

Kolajen ciltte, kaslarda, tendonlarda ve kemiklerde bulunan bir protein. Bedeni bir arada tutan bir madde olan kolajen, çeşitli hücreler tarafından, esas olarak da bağ dokusu hücreleri tarafından salgılanıyor. Temel özelliği dokulara destek vermek, canlı ve esnek kalmalarını sağlamak olan kolajeni vücut kendisi üretebils de bu üretim yaş arttıkça ve dengesiz beslenme, çevre kirliliği, sigara ve UV ışığı gibi faktörlere maruz kaldıkça azalıyor. Üstelik kolajen yıkımı 20 yaşından sonra başlıyor ve her yıl mevcut kolajenin yüzde 1’i kaybediliyor!

Gıda takviyesi olarak da üretilen kolajenin bağışıklık sisteminin dostu olduğunu ve bağışıklığı güçlendirerek hastalıklara karşı kalkan görevi sağladığını söyleyen İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ali Nizamoğlu, kolajenin pek çok farklı formu olduğundan bahsetti ve kolajenin vücut için faydalarını, kolajen yıkımının ana nedenlerini açıkladı. 

Haberin Devamı

Kolajenin çok çeşitli formları olduğunu belirten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ali Nizamoğlu, “Kolajen ciltte, kaslarda, tendonlarda ve kemiklerde bulunan insan vücudunun en önemli yapı taşlarından birisi olan proteindir. Bedeni bir arada tutan maddedir. Kolajen, çeşitli hücreler tarafından, esas olarak da bağ dokusu hücreleri tarafından salgılanır. Temel özelliği dokulara destek vermek, canlı ve esnek kalmalarını sağlamaktır. Vücut kolajeni kendisi üretebilir fakat kolajen üretimi yaş arttıkça, dengesiz beslenme, çevre kirliliği, sigara ve UV ışığı gibi faktörlere maruz kaldıkça azalır. Kolajen yıkımı 20 yaşından sonra başlar ve her yıl mevcut kolajenin yüzde 1’i kaybedilir” dedi.

Vücudun yüzde 80’ini oluşturan ve dokuları bir arada tutan kolajenin de farklı tipleri bulunduğunu ifade eden Dr. Nizamoğlu, “Hepsinin temel görevi bağ dokusu yapısını desteklemek olsa da her birinin özelleşmiş birtakım görevleri bulunur. Tip 1 kolajen, vücuttaki kolajenlerin yüzde 90’ını oluşturur. Kemik, deri, diş yapısı, kıkırdak ve tendon yapısında yer alır. Tip 2 kolajen, eklemlerdeki kıkırdaklarda yer alır. Tip 3 kolajen, organlar, kaslar ve damarlarda yer alır. Tip 4 kolajen, derinin katmanlarında bulunan kolajenlerdir” diye konuştu.

Haberin Devamı

KOLAJEN ÜRETİMİNİ ARTIRAN BESİNLER

Kolajen üretimini arttıran besinler hakkında da bilgi veren Nizamoğlu, “Protein kaynağı olarak, kırmızı et, tavuk, kemik ve kemik iliği suyu, yumurta, süt ürünleri ve kuru yemişler sayılabilir. Taze sebze ve meyveden zengin beslenme antioksidan alımını artırarak kolajen yıkımını azalttığı için pozitif etki sağlar. Vitamin C içeren besinler; turunçgiller, domates, biber, çilek ve yeşil yapraklı sebzeler. Çinko ve bakır içeriği fazla olan kabuklu yemişler, tam tahıllı yiyecekler ve fasulye tüketilmelidir” şeklinde konuştu.

KOLAJEN DESTEĞİNİN FAYDALARI

Kolajen desteğinin faydalarına değinen Dr. Nizamoğlu kolajenin vücuda etkilerini şu şekilde sıraladı:

  • Kolajen cilt yapısının sıklaşmasına yardımcı olur, cildin elastik yapısını güçlendirir. Kırışıklıkların daha geç oluşmasını sağlar.
  • Tırnak ve diş sağlığını iyileştirir.
  • Saç sağlığı için de oldukça önemlidir. Saç köklerinin sağlıklı kalmasına yardımcı olur ve saçlarda beyazlaşmanın azalmasına katkıda bulunur.
  • Kemiklerin doğal yapısının oluşturulması, sağlamlığının arttırılmasında ve kemik kaybının önlenmesinde önemli görevi vardır.
  • Kolajen, kıkırdak üretimini uyarmaya yardım eden bir proteindir. Yaşlanmayla birlikte azalan kolajen üretimi, kıkırdak dokunun zayıflamasına yol açar. Eklem yapısı bozulur ve eklemin hareketleri kısıtlanır. Kolajen takviyeleri sayesinde eklemdeki ağrı azaltılabilir ve eklem katılığında azalma görülebilir.
  • Kas yapısını güçlendirmeye yardımcı olur. Özellikle yaşla birlikte gelişen kas kaybı durumunda kas kütlesinin korunmasına yardımcı olur.
  • Kalp sağlığının korunmasına katkıda bulunur. Kolajen kan damarlarının yapısına katılır ve damar sağlığında önemli işlevi vardır.
  • Bağışıklık sisteminin dostudur. Bağışıklığı güçlendirerek hastalıklara karşı kalkan görevi sağlar.