Psikiyatri klinikleri nasıl çalışıyor? Hastaneye yatarak psikolojik tedavi görmek mümkün mü?
Pandemi, eve kapanma, sosyal izolasyon derken hem ülkemizde hem de dünyadaki psikiyatrik hastalıklarda artışlar yaşandı. Var olan psikiyatrik hastalıklar şiddetlendi, olmayan hastalıklar ortaya çıktı. Bu süreçte her ne kadar psikiyatrik destek alan insanların sayısı artsa da, tedaviyi reddeden kişilerin sayısı da bir o kadar arttı. Bazı psikiyatrik hastalıkların yatarak tedavi görmesi gerekiyor. Ancak psikiyatri klinikleri hakkındaki ön yargılar tedavinin reddedilmesine neden oluyor. Bazı depresyon hastalarının da hastalığın şiddetine göre yatarak tedavi görmesi gerekiyor. Bu haberimizde psikiyatri klinikleri ve hastanede yatarak psikiyatrik tedavi görme hakkındaki ön yargılarınızı kırmayı planlıyoruz. Unutmayın; sorunu ertelemek yalnızca daha çok büyümesine neden olur. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi’nden Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu ile psikiyatrik klinikleri ve yatarak tedavi hakkında merak edilenleri konuştuk. Mine Bozkurt/ mine.bozkurt@posta.com.tr
Corona virüsün hayatımıza girmesinin ardından psikolojik sorunlarda da artış yaşandı. Araştırmalar, bu süreçte en çok kaygı, depresyon ve panik atak gibi psikolojik sorunların ortaya çıktığını söylüyor. Öte yandan çoğu insan bu gibi psikolojik sorunlarına karşı tedavi olmayı reddediyor. Reddedilen her tedavi, hastalığın daha da ilerlemesine neden oluyor. Üstelik bazı hastaların da hastanede yatarak tedavi görmesi gerekiyor. Çoğu insana hastanede psikiyatrik tedavi görmek korkunç bir durum gibi gelebiliyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi’nden Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu ile psikiyatri kliniklerinde görülen tedaviler hakkında konuştuk.
Psikiyatri klinikleri insanlara neden korkunç geliyor? Sanıldığı kadar korkunç yerler mi?
İnsanların psikiyatri kliniklerine yatmak istemeyişinin altında, çeşitli toplumsal ve bireysel etmenleri sayabiliriz. Bazı olgularda hasta ve/veya ailesi, içinde bulunduğu toplumdan dışlanma kaygısını çok yoğun yaşar ve mutlak gerektiği halde yatarak tedaviyi reddeder. Bu tercihin gerisinde, “psikiyatrik hasta” olarak etiketlenme korkusu var. Bazı olgularda da, bireysel etmenler, örneğin kişilik özellikleri ya da hastalığa bağlı muhakeme kusuru nedeniyle hastalığın ciddiyeti kavranamaz, hasta ve/veya aile hastanın yatarak tedavi alması gerektiğini kabul etmezler.
Günümüzde, psikiyatri kliniklerinin fiziksel şartları hasta güvenliği ön planda tutularak iyileştirilmiş olduğu için, asla korkulacak yerler değil.
"Psikiyatri klinikleri sanıldığı kadar korkunç yerler değil."
Hangi hastalar psikiyatri kliniğine yatabilir / yatmalıdır?
Her yaş grubundan hasta psikiyatri kliniğine yatabilir. Çocuk ve ergen yaş grubundaki hastalar kendilerine özel hazırlanmış servislerde yatırılarak tedavi edilir.
Yatış kararı hastalığın şiddetine göre verilir. Birkaç örnek verecek olursak; kişiyi yemeden, içmeden kesecek, intihar girişimine yöneltecek boyutta ağır depresyon, çevreye ya da kendisine zarar verici davranışlara yol açan manik atak, şizofreni atağı, ergenlerde ölüm riski barındıran ağır kilo kaybıyla giden yeme bozuklukları vb. klinik tablolarda, hastanede yatarak tedavi birinci tercihtir.
Hasta kendi isteğiyle kliniğe yatabilir mi, yoksa bunun belli şartları mı var?
Yatarak tedavi kararını, hastanın durumuna göre doktor verir. Yatış gerekliyse, bu önerisini hasta ve ailesine bildirir. Hastalığının farkında olan ve tedavi isteği olan olgular, doktorun önerisi ile, kendi istekleriyle yatarak tedaviyi kabul ederler.
Peki hasta kişi kendi isteği olmadan psikiyatri kliniğine yatırılabilir mi? Bu durum hangi şartlarda olur?
Ağır hastalık tablolarında, hastanın, aslında istemeden (önceden kasıtlı olarak planlamadan), kendine ya da çevresindekilere zarar verme riski var. Kendisi için çok korkutucu olan paranoyaları olabilir, bunların etkisiyle, bir anlık öfke ile intihar girişimi, ya da ateşli/kesici silahla başkasını yaralama/öldürme riski doğabilir. Ya da evden kaçıp gider, günler sonra başka şehirde ortaya çıkar, suistimal edilebilir. Bazı tablolarda, hasta günlerce uyumaz, sürekli konuşur, yemek yemez, aşırı kilo kaybeder.
Bu tablodaki bir hasta kendi durumunun farkında değil, hasta olduğunu asla kabul etmez. Dolayısı ile sorumluluk ailesinde ve tıbbi tedavi ekibindedir. Hastanın onayı beklenmeden hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi planlanır.
Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu
Psikiyatri kliniklerinde hastalara nasıl bir tedavi uygulanıyor, normal tedaviden ne farkı var?
Psikiyatri kliniklerinde temel olarak ayaktan tedavilerde de uygulanan ilaç tedavisi, psikoterapi, Manyetik Uyarım Tedavisi uygulanır. Ancak, yatan hastalar, hastalık sürecinin en ağır evresinde oldukları için, elektrokonvulsif tedavi gibi güçlü, çok daha hızlı yanıt alınan tedavi seçeneklerine de başvurulmaktadır.
Yatarak tedavinin diğer bir avantajı, hastanın 24 saat gözetim altında bulunması. Bu tedavi ekibinin ayaktan tedavide görülemeyen, hasta ve ailesine dair başka bazı verileri de sağlar, aile içi ilişkilere ışık tutar.
Hastanın da kendi ortamından uzaklaşması, kendisiyle baş başa kalması, klinikte benzer sorunları yaşayan diğer hastalarla aynı ortamı paylaşması, grup terapilerine katılması, kendisinin farkındalığını artırarak durumu kabullenmesini, hastalıkla mücadele gücü kazanmasını sağlar.
"Grup terapisi hastalıkla mücadele gücü sağlar"
Klinik tedavisi mi evde tedavi mi daha etkili?
Yatarak tedavi gerektiren hastalık tablolarının tedavisi elbette klinikte daha başarılı bir şekilde yapılabilir. Evde hastanedeki gibi yakın gözlem ve takip, güçlü tedavileri uygulama olanağı olmayacaktır.
"Hasta önce konuşarak ikna etmeye çalışılmalı"
Kliniğe yatması gereken bir hasta nasıl ikna edilmeli?
Yatması gereken bir hasta, tablosu ne olursa olsun, önce konuşularak ikna edilmeye çalışılmalı. Doktor tarafından hastalık hakkında bilgilendirme yapılır, biyolojik kanıt (test-tetkik sonuçları) paylaşılabilir. Varsa geçmiş hastalık atakları, nasıl düzeldiği ve normal yaşamına dönebildiği hatırlatılabilir. Aile de, hastaya kendisinin yanında olduklarını, destek vereceklerini, hastalıkla birlikte mücadele edeceklerini ifade edebilir. Hasta ikna olursa, yatış kolaylıkla gerçekleştirilecektir. Ancak, yukarıda saydığımız çok ağır tablolarda, beklentimiz sıfıra yakın olmalı. Hastanın karar verme yetisinin bulunmadığını göz önünde tutmak gerekir. Israr ederek öfkesini, saldırgan davranışlarının artmasına, ya da evden kaçıp gitmesine yol açabilir. Sorumluluk ailenin ve tedavi ekibinindir. Karar almak ve hızlıca uygulamak en doğru yol.
"İntihar girişimi olan hastalarda tek seçenek"
Depresyon hastaları klinik tedavisi görmeli mi?
Depresyon hastalarının takibinin ayaktan mı, yatırarak mı yapılacağı depresyonun şiddetine bağlı. Majör depresyon da denen, ağır çökkünlük, hayattan tamamen vaz geçmişlik hali, ilgi-istek kaybı, sürekli yatma-uyuma isteği, iştahsızlık, belirgin kilo kaybı, uyku bozukluğu, ölüm düşünceleri gibi belirtiler varsa, hasta daha önce aldığı tedavilerden yara görmemişse, yatırılarak tedavi gündeme alınır. Yakın geçmişte intihar girişimi olan hastanın tekrar girişimde bulunma riski yüksek ve yatarak tedavi ilk ve tek seçenek.