MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup toplantısında konuştu. Anayasa değişiklik paketiyle ilgili imza tartışmaları ve paketin geri çekilip yeniden sunulmasını ‘Cumhuriyet tarihinde eşi görülmemiş bir rezalet’ olarak nitelendiren Bahçeli, değişiklik paketini desteklemeyeceklerini ve partisinden bazı milletvekillerinin destekleyeceği yönünde çıkan haberlerinde gerçeği yansıtmadığını söyledi. Bahçeli, Partimiz, varlığımızı aradan geçen iki buçuk yıl hatırlamayanların hatta bizi aşağılayanların çekecekleri imdat kolu değildir” dedi.

Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup toplantısında konuştu. Anayasa değişiklik paketiyle ilgili imza tartışmaları ve paketin geri çekilip yeniden sunulması olayıyla, AKP’nin anayasa taslağını sahte imzalarla sulandırdığını kaydeden Bahçeli, olayı ‘Cumhuriyet tarihinde eşi görülmemiş bir rezalet’ olarak nitelendirdi. Bahçeli, şöyle konuştu:

“Mevcut anayasa değişiklik teklifi bu haliyle tam bir AKP anayasasıdır ve tümüyle dayatmadır. Hazırlanma sürecinde ve olgunlaşmasında, MHP ile hiçbir arayış içerisine girilmemiş önerilerimiz dikkate alınmamıştır. AKP içinde yandaşların işbirliği ile hazırlanan bir metin son dakika karşımıza çıkartılmış ve sözde randevu talep edilerek işbirliği adı altında onayımız istenmiştir. Bu yöntem her şeyden önce, anayasanın ruhuna aykırı olduğu gibi aynı zamanda Milliyetçi Hareket’in siyaset ahlakına da aykırıdır. Milliyetçi Hareket 22 Temmuz 2007 seçimlerinden itibaren, TBMM çatısı altında bulunmaktadır. Partimiz, varlığımızı aradan geçen iki buçuk yıl hatırlamayanların hatta bizi aşağılayanların çekecekleri imdat kolu değildir.”

‘MHP’Lİ VEKİLLER DEĞİŞİKLİK PAKETİNİ DESTEKLEYECEK’ İDDİASI

Anayasa değişiklik paketini bazı MHP’li vekillerin destekleyeceğine yönelik ortaya atılan iddiaları ele alan Devlet Bahçeli, AKP’nin kendi milletvekillerini bile değişiklik paketinde ikna edemediğini savunarak şunları söyledi:

“Daha işin başından beri sürdürülen hayasızca sürdürülen bir kampanya ile sözde, partimize mensup milletvekillerinin bile, anayasaya destek vereceklerine dair alçakça şaiyalar yayılmaya çalışılmaktadır. Kapı kapı gezen bazı zavallılar ise, Milliyetçi Hareket’e gönül vermiş milyonları etkileyeceklerini düşünmektedir. İşin bu yönüyle bile AKP ve bir avuç işbirlikçisi dışında, anayasanın geçmeyeceğine dair bir panik içerisine girmeyeceklerini, derin korkular yaşadıklarını şimdiden göstermesi bakımından ibret vericidir. Kendi milletvekillerini iknada başarılı olamayanlar, kendi aralarında ki insanların ikna edemeyenler şimdi başka mecralarda boş yere şansını deneme arayışındadırlar. Buradan inanarak tekrarlıyorum ki, Milliyetçi Hareket’in hiçbir mensubu, aziz milletimizin helal süt emmiş hiçbir ferdi, Erdoğan’ın önce başbakan, sonra eşbaşkan, şimdi de başyargıç olma hezeyanlarına, bu dünyada hesaptan kurtulma arayışlarına asla ve asla destek olmayacaktır.

BAŞBAKAN’IN ABD GEZİSİ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD gezisini eleştiren Bahçeli, 1915 olaylarını soykırım olarak kabul eden bir ülkeye Başbakanın gitmesini ‘Yeni bir seviye kaybı, yeni bir küçülme ve alçalma hali’ olarak nitelendirdi.

“AKP’NİN DEMOKRASİ ANLAYIŞI, COP VE BİBER GAZI OLUP TEKEL İŞÇİSİNİN ÜZERİNE YAĞDI”

TEKEL işçilerinin geçtiğimiz hafta yaptığı eylemi ve polisin müdahalesini değerlendiren Bahçeli, “Tekel işçilerimiz, geçtiğimiz hafta AKP hükümetinin gazabına uğramışlardır. Kazanılmış haklarını aramak için başkentimize yeniden dönen işçi kardeşlerimize yönelik şiddet uygulamalarını makul karşılamak asla mümkün değildir. Başbakan Erdoğan ve partisinin demokrasi ve özgürlük anlayışı, cop olmuş, biber gazı olmuş ve tekel işçilerimizin üzerine yağmıştır” dedi.

“BAŞBAKAN VE EKİBİNİN, YAPTIKLARI KARŞISINDA YATACAĞI YERDE, KAÇACAĞI DELİKTE YOKTUR”

Geçtiğim hafta yardım dernekleri hakkında konuşan Başbakan Erdoğan’ın yardım paralarını kendi çıkarları için kullananlara yönelik, ‘Onların yatacak yeri yok’ sözlerini değelendiren Bahçeli şöyle konuştu:

“Türkiye geçtiğimiz hafta, yıllardır partisinin arka bahçesinde cirit atan, soyguncular ve zekatlarımızı çalan şebekeler için suskun başbakanın nihayet kıpırdanmasına şahit olmuştur. İnanç soyguncuları için ilk kez bir değerlendirme yapmaya yeltenmiş ve onlara hitaben ‘Yatacağı yer yok’ demiştir. Bu açıklama, Başbakan Erdoğan’ın hidayete erme noktasında aşama kaydettiğini göstermesi açısından dikkat çekici olmuştur. Ancak yeterli değildir. Ben de başbakana, bunca haram malın, yetim hakkının, kul hakkının, yoksulluğun ve tahribatın, teslimiyetin hesabını vermeden peşini bırakmayacağımızı açıklamak istiyorum. Başbakan ve ekibi bilmelidir ki, bu yaptıkları karşısında yatacağı yerde yoktur, kaçacağı delikte yoktur.”


DHA