Tutuklu sanıklardan Bekir Memiş’in de savunmasını tamamlamasının ardından çapraz sorgusu yapıldı. Savcı Savaş Kırbaş, senaryo üzerinde çalışılırken bir ayaklanmanın farz edildiğini, bu kapsamda liste hazırlandığını belirterek, gözaltına alınacaklar arasında bulunan Kadıköy ve Üsküdar imam hatip lisesi müdürlerinin isimlerinin geçtiğini hatırlattı.

Kırbaş’ın, "Bu şahıslar ne yapmış ki isimleri listede yer alıyor" sorusuna Sanık Memiş, bu kişilere yönelik yapılan bir eylem, suikast veya aldatmacanın öğrencileri başka yönlere çekebileceğini, toplumsal olaylar büyümemesi için bu kişileri korumak amacıyla isimlerinin söylendiğini anlattı. Savcı Kırbaş’ın, "Kadıköy İmam Hatip Lisesi Müdürü’nün yerine sizin isminiz olsa ne hissedersiniz" sorusuna Memiş, "Niye yazdığını sorardım. Burada anlatılanlardan sonra korumaya yönelik olduğunu algılardım" dedi. Kırbaş’ın "Nasıl korumaya yönelik. Onu anlamadım" sorusuna Memiş, "Buralar hassas ve kritik yerler arasında olduğu için" cevabını verdi.

Kırbaş’ın "Bunlar görevden alınacak kişiler olarak geçiyor. Adamı korumak için mi görevden alacaksınız. O zaman Başbakan’a eylem yapılacak. Başbakan’ı görevden alınması mı gerekiyor. Bunun mantığı anlamsız" dedi. Bunun üzerine söz alan sanık Memiş, yaratılan senaryonun bu şekilde olduğunu ve somut verilere dayandırılarak isimlerin kullanıldığını belirtti. Duruşmada söz alan Sanık Memiş’in avukatı Ramazan Bulut, "Sanıkların sorgu sırasında verdiği cevaplar savcının hoşuna gitmeyebilir. Bunu jest, mimik ve hareketleriyle tartışma ortamı yaratıyor. Savcı ortamı geriyor" dedi.

"ÖZGÜRLÜĞÜMÜ İSTİYORUM"

Harun Özdemir 2003 yılında yapılan 1. Ordu Komutanlığı’nda düzenlenen seminere katılmadığını belirterek, Mahkeme heyetine ve savcıya "Elinizi vicdanınıza koyun" diye seslendi. "Özgürlüğümü istiyorum" diyen Özdemir, "Suçsuzum, tahliyemi ve beraatimi istiyorum" ifadelerini kullandı.

SAVCI İLE AVUKAT ARASINDA TARTIŞMA ÇIKTI

Özdemir’in avukatı Şule Nazlıoğlu Erol da müvekkilinin suçsuz olduğunu belirterek, müvekkilinin tahliyesine karar verilmesini istedi. Nazlıoğlu’nun Cumhuriyet Savcısı Kıbaş’ın soru soruş şeklini eleştirmesi üzerine Savcı Kırbaş ile aralarında tartışma çıktı. Savcı Kırbaş, "Benim nasıl soru soracağımı siz söyleyemezsiniz. Ben size nasıl avukatlık yapacağınızı söylemiyorum" demesi üzerine Avukat Erol, "Mesleki tecrübenizden dolayı bu soruları soruyorsunuz ve tarafsız olduğunuza inanmıyorum " dedi. Savcı Kırbaş da bunun üzerine "Buradaki savcı kaç yıllık olmalı size göre. Uzman savcıyı neye göre belirliyorsunuz. 30 yılık savcı olmak mı gerekiyor. Savunma yapmıyorsunuz sataşıyorsnuz. Siz kaç yıllık savcı istiyorsunuz" dedi. Avukat Erol da bu sözler üzerine, "Bu hazımsızlığınız nedir? Sabahtan beri söylediklerinizi yutkunuyoruz" diye konuştu. Tartışma mahkeme başkanı Ömer Diken’in araya girmesiyle sonlandı.

"BİZ ÇILGIN TÜRKLER’İN ÇOCUKLARIYIZ"

İfade veren tutuklu sanık Ali İhsan Çuhadaroğlu ise 8 aydır tutuklu olduğunu dile getirerek, şunları söyledi: "Bu zulme son verilmesini istiyorum. Asıl suçlulara ceza verilmesini istiyorum. Ben katıldığım seminerde ’Balyoz’ ve ’Darbe’ iddialarıyla ilgili bir şey duymadım. Benim en çok üzüldüğüm şey Milli Harp Planları’nın ele geçirilmesi ve ifşa edilmesidir. Biz çılgın Türkler’in çocuklarıyız. Bizim kitabımızda ihanet yoktur." Kuran’dan ayetler de okuyan Çuhadaroğlu, iftiranın günah olduğunu hatırlattı. Çuhadaroğlu, ’Ülkemi sevmekten başka suçum yok’ diyerek sözlerini tamamladı. Emekli Albay Mehmet Yoleri de suçsuz olduğunu ve 11 yıldır şeker hastası olduğunun altını çizerek, "Şehit ailelerine şehit haberi vermesinin hala etkisindeyim. Bu nedenden dolayı hala ilaç içmeden gözüme uyku girmiyor. Uzun yıllar psikolojik tedavi gördüm. Tahliyeme ve beraatime karar verilsin" diye konuştu. Harp Akademileri Komutan Yardımcısı Korgeneral Yurdaer Olcan’ın savunmasını tamamlamasının ardından duruşmaya ara veren mahkeme heyeti, bir sonraki duruşmayı 16 Haziran saat 09.30’a erteledi.

Serpil KIRKESER/ İSTANBUL, (DHA)