İnce, beraberinde milletvekilleriyle TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Silivri'de hukuk, adalet, adil yargılama, vicdanın bulunmadığını, devlet içinde devlet olduğunu savundu.

İnce, 45 milletvekiliyle Silivri'de olduklarını anımsatarak, mahkeme salonunun sağ tarafında avukatların oturduğunu, sol tarafın boş bulunduğunu, ilk girişte milletvekillerinin ve basının sıkış sıkış durduğunu, gazetecilerin, milletvekillerinin not alamadığını anlattı. İnce, masaların olduğu yerin neden boş tutulduğunu sorduklarında, “Bu duruşma böyle olacak” cevabı aldıklarını, mahkeme heyetinin keyfi bir tutum sergilediğini belirterek, “Amaçları içeriye az sayıda insan sokmak. Bunu görüp de yanlış yazan basın var. Onları ayıplıyorum” şeklinde konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in, açık açık yargıya talimat verdiğini öne süren İnce, Erdoğan'ın, “Yargı gereğini yapacaktır. Bize de ne düşüyorsa gereğini yapacağız” dediğini söyledi.

'ONLARI ÖCALAN KURTARMIŞSA BİZİ DE MİLLETİMİZ KURTARACAKTIR'

İnce, "Yani, fezlekeyi hazırlayın, gönderin, biz de onların dokunulmazlıklarını kaldıralım diyor. Biz bu sözleri hatırlıyoruz. Daha önce Başbakan, teröristlerle kucaklaşan milletvekilleri için de bu tehdidi savurdu. Ama onların dokunulmazlıklarını kaldırmadı. Niye, onları Abdullah Öcalan kurtardı. Öcalan ile yaptığı pazarlık sonucu, teröristlerle kucaklaşan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması için adım atmadı. Teröristlerle kucaklaşanlar Öcalan’a, Türk bayrağı ile kucaklaşanlar millete güveniyor. Onları Öcalan kurtarmışsa, bizi de milletimiz kurtaracaktır" diye konuştu.

'DOKUNULMAZLIKLARIMIZI KALDIRSIN'

İnce, Cumhuriyet'i kuranların dokunulmazlığa ihtiyacı bulunmadığını, Atatürk'ün Sivas, Erzurum kongrelerinde dokunulmazlığı olmadığını belirtti. İnce, Cumhuriyeti kuranların nasıl dokunulmazlığa ihtiyacı yoksa, koruyanların da olmadığını ifade etti. Kendilerinin de dokunulmazlığa ihtiyacı olmadığını vurgulayan İnce, “Hodri meydan. Gelsin, yüreği, cesareti varsa, korkusu yoksa dokunulmazlıklarımızı kaldırsın” dedi.

Genelkurmay Başkanı, profesörler, bilim insanları, gazeteciler, milletvekillerinin kaçma şüphesi iddiasıyla tutuklu yargılandığını ifade eden İnce, ancak teröristleri kaçırmak için plan yapıldığını söyledi.

İnce, Erdoğan'ın, CHP'yi Silivri'ye tünel kazmakla suçladığını belirterek, “Meğer Başbakan İmralı'ya Marmaray, Kandil'e kırmızı hat döşemiş. Biz İmralı, Silivri'ye tünel kazmadık ama Başbakan Kandil'e kırmızı hat döşemiş, İmralı'ya Marmaray döşemiş” diye konuştu.

'SEN YARGIYI TEHDİT ETTİN Mİ?'

Erdoğan'ın, CHP milletvekillerini, yargıyı tehdit etmek, yargının görevini engellemekle suçladığını ifade eden İnce, böyle bir şey yapmadıklarını, adil yargılanma, bağımsız yargılanmayı savunduklarını kaydetti.

Erdoğan'a, “Sen yargıyı tehdit etmekle suçluyorsun bizi. Sen hiç yargıyı tehdit ettin mi? 1989 seçimlerinde, Beyoğlu Belediye Başkan adaylığında seçimi kaybettiğin gece seçim hakimine 'seni süründüreceğim, yakacağım' dedin mi? Bundan dolayı ceza aldın mı tutuklandın mı?” diye soran İnce, sözlerini şöyle sürdürdü:

'BİZ KİMSENİN EMİR ERİ DEĞİLİZ'

“Sen kimsin CHP'ye yargıdan söz ediyorsun. Bu ülkede yargıya saygıyı konuşamayacak bir kişi varsa o da Erdoğan'dır. Bu nasıl bir Başbakan ki yargıya talimat veriyor, tehdit ediyor, olayları çarpıtıyor, bizi korkutmak istiyor; 'Silivri'ye gitmeyin, dokunulmazlıklarınızı kaldırırım'. Bak Başbakan, sen bizi doğduğun, seçildiğin şehirleri, seni kurtaran balyozu mübarek sayan, 'sana dokunmak ibadettir' diyen, Genel Kurul Salonu'nda dizi izleyen, yanlış haritayı gösterdiğinde alkışlayan milletvekilleriyle karıştırma. Biz kimsenin emir eri değiliz, CHP'nin özgür iradeli milletvekilleriyiz. Bizim kimseden korkumuz yok. Sen Damat Feritlerin, Wilson prensiplerini savunanların, Vahdettin'in, onun ilkelerine bağlı olanların torunu olabilirsin. Biz Kuvayi Milliyecilerin torunlarıyız. Sen siyaseti kefen giyerek yaptığını söylüyorsun, biz siyaseti, kefensiz yatanların torunları olduğumuzu söyleyerek yapıyoruz.”

'BDP-AKP-PKK ARTIK RUH ÜÇÜZÜ OLMUŞTUR'

İnce, Silivri'deki olaylara ilişkin tutanağı, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası Arınç'ın okuduğunu ifade ederek, 'Bu ne hız. 10-20 yıl süren davalar var, tutulan tutanak, bir-iki saat içinde Arınç'ın elinde. Yazıklar olsun size” dedi.

Asıl “eşkıyalığın”, gizli tanıklıkla insanları yargılamak olduğunu savunan İnce, Ak Parti, BDP ve PKK'nın, “artık ruh üçüzü” olduğunu iddia etti. İnce, Öcalan'ın posterlerinin serbest, Atatürk posterlerinin yasak olduğunu öne sürdü.

CHP'Lİ VEKİLLER YARIN YİNE SİLİVRİ'DE OLACAK

İnce, CHP milletvekillerinin yarın yine Silivri'de olacağını belirterek, Ergenekon'u değil, adil yargılanmayı, hukuk devletini, bağımsız yargıyı savunduklarını dile getirdi.

CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz de jandarma tarafından tutulan tutanağın, sahte olduğunu, gerçeği yansıtmadığını savundu. Özgündüz, Hükümet ile mahkemenin, eş güdümlü çalıştığının anlaşıldığını ileri sürerek, “Hükümet, yargı bağımsızlığından bahsettiğinde çıldırıyorum” dedi.

AA