Siyaset MHP lideri Devlet Bahçeli: Yağsız yemek olur da yarınsız Türkiye olmaz
Paylaş
MHP lideri Devlet Bahçeli: Yağsız yemek olur da yarınsız Türkiye olmaz

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Rusya-Ukrayna savaşına değinen Bahçeli, "Karşımızda iki taraflı anlaşmazlık değil, tek taraflı bir işgal tahakkümü söz konusudur. Burada asıl sorumluluk Rusya'nındır. İlk kurşunu atan Rusya'dır." dedi. Yağ stoklarının tükendiği iddialarının yalan olduğunu da söyleyen Bahçeli, "Yağsız yemek olur da yarınsız Türkiye olmaz. Hamdolsun yağımız da var, unumuz da var tuzumuz da var" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

Haberin Devamı

Bahçeli'nin açıklamalarının satırbaşları şöyle:

"Mukaddes toprakların avantajları kadar dezavantajları da bilinmektedir. İnsanıyla, irfanıyla, eksiğiyle, fazlasıyla, geçmişiyle geleceğiyle, dağıyla taşıyla bu coğrafya bizim, bastığımız topraklara vatan mührünü vuran kutlu irade Türk Milleti'dir. Bu vatan kıyamete kadar bizimdir, bizim kalacaktır. Asırlar boyunca çekilmiş çilelerin, zor dönemeçlerin, aşınmış pek çok eylemin mükafatı Türk vatanıdır.

UKRAYNA-RUSYA SAVAŞI

Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın maliyeti kadar, Türkiye'ye yol açacağı çok boyutlu sonuçları titizlikle hesaplamak zorundayız. Covid-19 salgınının enkazı henüz ortadayken, Karadeniz'in kuzeyini içine alan savaşın, bölgesel dengeleri beklentilerin ötesinde sarsacağını, dünyanın imajını tahmin edenden daha fazla bozacağı, gelişmelerle sabittir.

Haberin Devamı

Türkiye, Rusya ile Ukrayna arasındaki vahim çatışmaları yatıştıracak, arabuluculuk yapacak tek ülke olarak öne çıkmıştır. Ateşkes ortamı mutlak suretle tesis edilmelidir. İnsani kriz korkunç seviyelere tırmanmaktadır. Putin'in bir yanda müzakerelere olumlu cevap verirken diğer yanda askeri operasyonların belirlenmiş plana uygun şekilde yürütüldüğünü ifade etmesi son derece ikircikli tutumdur. Geçici ateşkes kararı bile kısa süre içinde ihlal edilmiştir. Savaşın 12. gününde Rusya'nın geçici ateşkes kararı alması, pek çok kentte insani koridor açılacağını duyurması nefes aldırmış olsa da aslında bu gelişme daha şiddetli çatışmaların habercisi niteliği taşımıştır.

'İLK KURŞUNU ATAN RUSYA'DIR'

Karşımızda iki taraflı anlaşmazlık değil, tek taraflı bir işgal tahakkümü söz konusudur. Burada asıl sorumluluk Rusya'nındır. İlk kurşunu atan Rusya'dır. Dışişleri Bakanımızın Rusya ve Ukrayna Dışişleri Bakanlarını Antalya'ya davet etmesi, gelmeye karar vermeleri ve 10 Mart'ta tarihi buluşmanın yapılacak olması, kayda değer gelişmedir. Dışişleri Bakanımızın kararlı diplomatik çabalarından dolayı yürekten kutluyorum. Rusya, Kiev'e odaklanmış, kilometrelerce uzunluktaki konvoylarını Ukrayna'nın şahdamarını kontrol amacıyla sevk etmiştir. Dehşet tablosu anbean değişmektedir. Arkasına dünya kamuoyunun cılız da olsa desteğini alan Ukrayna'nın direnişi yaygınlaşmaktadır. ABD, AB ve NATO ise günü kurtarmanın, çatışmaları kızıştırmanın hevesindedir. Ukrayna Cumhurbaşkanı'nın 5 Mart'ta 'Bugünden itibaren tüm ölümlerden NATO sorumlu' beyanı düşündürücü bir çıkış olarak değerlendirilmelidir.

Haberin Devamı

'RUSYA-UKRAYNA SAVAŞININ KAZANANI OLMAZ'

Rusya'nın işgalinin 3 alternatif senaryo dahilinde sonuçlanabileceği görülmektedir. Birincisi Ukrayna'nın tamamıyla egemenlik haklarını ele geçirmesi ve kukla yönetimi iş başına getirmesidir. Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmaların kazananı değil, sadece kalabalık kaybedenler kulübü olacaktır. Türkiye başta olmak üzere pek çok ülke bu savaşın, ekonomik, insani ve ticari vahim sonuçlarına direkt maruz kalmaktadır. Buğday ithalatımızın yüzde 87'si, doğalgaz ithalatımızın yüzde 40'ı, petrol ithalatımızın yüzde 25'i tek başına Rusya'dan temin edilmektedir.

Haberin Devamı

'YAĞ STOKLARININ TÜKENDİĞİ İDDİALARI BÜTÜNÜYLE YALANDIR'

İstanbul ve Ankara'daki marketlerde ilkel görüntüler herkesin, yüreğini sızlatmıştır. Sosyal medya üzerinden provakasyon rüzgarı estirilmiştir. Yağ fiyatlarının zamlanacağı, stokların ise tükendiği iddia edilmiştir. Tarım ve Orman Bakanlığı bu kuyruklu yalanı tekzip etmiş olsa da insanlarımız birbirine girmiştir. Yağ ihtiyacının bir bölümünün ithalat yöntemiyle karşılandığı bilinen bir gerçektir. Bitkisel yağ arzında herhangi bir sorun yaşanmaması maksadıyla gerekli tedbirlerin alındığı Bakanlık tarafından açıklanmıştır. Ülkemizde bir ya da bir buçuk aylık tüketime yetecek ay çiçek tohumu ya da yağı kaldığı iddiaları bütünüyle yalandır. Sanal yağ krizinin orkestra şefi yine CHP olmuştur. Bugün ki CHP varken, biliniz ki düşmana gerek yoktur. Bugün ki CHP vaziyet almışken, milli güvenliğimizin, milli ekonomimizin dış kaynaklı saldırı ve suikastlere uğramasına gerek yoktur. Yağsız yemek olur da yarınsız Türkiye olmaz. Hamdolsun yağımız da var, unumuz da var tuzumuz da var.

Haberin Devamı

'YAĞDAN YENİ BİR KRİZ KONUSU ÇIKARMANIN HESABINI VERECEKSİNİZ'

Fırsatçıların fesat yuvalarının, kara borsa şebekelerinin üstlerine gitmeliyiz. Toplumsal huzura kast etmeyi hedefleyen mihrapları, yağ bağlamış doymaz kursaklarıyla hesaba çekmeli, burunlarından fitil fitil getirmeliyiz. Marketlerde yağ kuyrukları oluşmasına kim sebep olduysa, bunlar en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Yağdan yeni bir kriz konusu çıkarmanın hesabını vereceksiniz.

'NATO OLMASAYDI TÜRKİYE BÖLÜNÜRDÜ' DEMEK HEZEYANDIR'

Ukrayna'daki savaş çok kutuplu dünyanın cümle kapısıdır. İkinci Dünya savaşı sonrası kurulan dünya düzeni çatırdamaktadır. Tam bağımsızlıktan başka ikinci bir tercihiğimiz kesinlikle mümkün değildir. Kars, Ardahan, Erzurum Türk'tür. Vatan topraklarımızıda kuşku uyandırmak kötülüğün, en kötüsüdür. Dalımızı kıranın, ağacını kökten sökeriz. Dikkatleri Ukrayna'dan Türkiye'ye çevirme gayesi taşıyanlar ya gafletin ya ihanetin içindedir. NATO olmasaydı Türkiye bölünürdü demek, ABD'ye kurşun askerlik yapanların hüsranlar çerçevelenmiş hezeyanıdır. 1952'ye kadar NATO mu vardı? NATO olmasaydı Türkiye bölünürdü demek Türk milletine hakarettir.

'İKİNCİ 28 ŞUBAT BİLDİRİSİNİN OMURGASI KIRIK'

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, yönetim hayatımızı kalıcı bir soluk getirmiştir. Milletimizin baş tacı haline gelmiştir. İkinci 28 şubat bildirisiyle açıklanan güçlendirilmiş parlamenter sistemin esas itibariyle omurgası kırık, hedefleri dökük, hürriyeti siliktir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine karşıtlık üzerine inşa edilmiştir. Zillet ittifakı milletimizin beklentilerini, devletimizin yüksek hedeflerini anlamaktan, algılamaktan ve analiz etmekten mahrumiyet içinde kıvranmaktadır. Güçlendirilmiş parlamenter sistemin gerçek ismi palavralar sistemidir. Krizler olsun, hükümetler düşsün, koalisyon pazarlıklarında kavga gürültü olsun hesabı yapılıyor. Kurulamayan hükümetler dönemi artık, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle geride kaldı. Palavra sistemi geçmişin kriz ve anlaşmazlıklarına dümen kırmaktır."