Posta bulmacalarının arkasındaki isim Nedret Erdoğdu: En iyisi benim demem ama kimse benden iyisini yapamaz

Ben kendime ‘bulmaca hazırlayıcısı’ demeyi seviyorum. Ama çeşitli ifadeler kullanılıyor. ‘Bulmacacı’ deniyor ki aslında böyle bir tabir yoktur, o türetilmiş bir kelime.

Bulmacalara karşı merakım ortaokul yıllarıma dayanıyor. Masa başından çok önce, evde kendi kendime bununla meşgul olan bir çocuktum. Lise yıllarında ilgim arttı. Üniversiteye geldiğimde ise zaten artık bulmaca hazırlıyordum. Ama ben hep ileride bunun yayınlanmasını düşünerek hareket ettim.

İlk bulmacam haftalık yayımlanan bir bulmaca dergisinde yer aldı. Sonra Posta’da yardımcı editör olarak başladım.

Ben başladığımda bulmaca, gazetenin içinde yer alıyordu. Ben başladıktan kısa bir süre sonra ek olarak çıkmaya başladı. Çünkü ben zaten gazetede çalışmaya başladığımda bulmacanın A’dan Z’ye ye her şeyini bilen, bu konuda kendini tam anlamıyla yetiştirmiş biriydim.

Pazardan gelen kese kağıdında bulmacaya denk geldiysem müthiş bir sevinç duyarım

Çocukluğumdan hafızama kazınan ilk kare şu:

Pazardayım. Eskiden pazarlarda kese kağıtları kullanılırdı, onların büyük bölümü de gazetelerden yapılırdı. Pazardan gelen kese kağıdını açıp, o sayfada bulmacaya denk geldiysem müthiş bir sevinç duyardım. Hemen onu çözmeye başlardım. Bu bahsettiğim ilkokul zamanlarına tekabül ediyor.

Bulmaca hazırlamak kendi kendine öğrenilir

Benim en dikkat ettiğim temel konu bulmacayı hazırlarken gerekli kuralları tam manasıyla uygulamak ve sonrasında bunu okuyucu için ilgi çekici hale getirmek. İkisini bir araya getirmediğiniz sürece iyi bir bulmaca hazırlamanız zor. Ben hazırladığım bulmaca için çok zor demem ama kolay da değildir. Bence iyi bir bulmaca hazırlamayı insan en iyi kendi kendine öğrenir.

Bulmaca hazırlarken en iyi kaynak sözlük ve ansiklopedidir. Yoksa zaten hazırladığınız bulmacanın bilgi düzeyi düşük kalır. Biz de en basit kelimeyi bile kaynaklardan doğrulamadan kesinlikle koymuyoruz.

Bulmaca çözmeyi uzun zaman önce bıraktım. Bunun çeşitli sebepleri var ama en önemlisi özgün kalmak. Kendi üslubumu korumak adına başka yerlerde çıkan bulmacaları takip ederek onlardan etkilenmek istemiyorum.

Benim yaptığıma çok yakın bir şey yapabilirsiniz, bire bir aynısını da yapabilirsiniz ama daha iyisinin yapılması zor. Bu konuda benim ölçüm bu. Ben işimi hobi olarak yapıyorum ve hayatın size bu fırsatı sunmuş olması ya da sizin o koşulları yaratmış olmanız başlı başına büyük bir maneviyat.

Hiç okula gitmeseydim bile yine burada bu işi yapıyor olacaktım

İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu’nda okudum. Her zaman iyi bir öğrenciydim diyebilirim. Okulu gayet rahat bitirdim. Ama orada okuduğum için burada bu işi yapıyor değilim. Ben hiç okula gitmeseydim, o bölümü okumasaydım da burada ya da bir yerlerde mutlaka bulmaca hazırlıyor olacaktım.

Şu an mesleki olarak tam istediğim yerdeyim, istediğim işi yapıyorum. Çünkü zaten hep ne istediğimi biliyordum ve kendimi o alanda yetiştirdim. Mesela ben gazetenin başka bir pozisyonunda çalışıyor olmazdım. Kendimi hiç o alanda geliştirmedim çünkü öyle bir isteğim yoktu.

Bu işi yapmasan daha az çalışılan biri iş yapardım

Bu işi yapmasam, daha kolay yapılabilen, daha az çalışılabilen bir iş yapmak isterdim. Garip bir çelişki gibi gelebilir ama ben hayatım boyunca devlet memurluğu gibi bir işte çalışmak istemedim. Öte yandan işin memuru olmayı, biri size dayatmadan, kendi sorumluluğunuzun bilincinde olarak memur gibi çalışmayı çok severim. O yüzden yine bu tarz bir iş olurdu sanırım.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Posta Gazetesi'nin yıldızlar kadrosu

Habere Git

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İyi insanlar iyi gazete yapar

Habere Git

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İyimser gazete

Habere Git