Spor 'Ofsayta düşüyorum çünkü...

'Ofsayta düşüyorum çünkü...

Paylaş
'Ofsayta düşüyorum çünkü...

Galatasaray'ın yıldız forveti Burak Yılmaz, çok önemli açıklamalarda bulundu

Galatasaray'ın yıldız golcüsü Burak Yılmaz, Kanaltürk'te Dilara Endican'ın konuğu oldu ve kendisi hakkında merak edilen, bilinmeyenler anlattı. İşte milli futbolcunun konuşmalarından satır başları...

“BİR FUTBOLCUNUN TARAFTARIYLA GURUR DUYDUĞU O AN, JUVE MAÇINDAKİ O ANDIR”

Burak Yılmaz, Galatasaray’ın 1-0 kazandığı ve Şampiyonlar Ligi’nde Cimbom’un Real Madrid’le “ölüm grubu” olarak adlandırılan gruptan birlikte çıkarak ikinci tura atlamayı başardığı çok tartışılan karlı-gök gürültülü unutulmaz Juventus zaferine dair bomba açıklamalarda bulundu.

Galatasaray-Juventus maçının, kar yağışı yüzünden bir sonraki güne tehir edilmesine dair maçın hakeminin verdiği kararı nasıl değerlendirdiği yönündeki soruya ise Burak Yılmaz, “Ligde şu an için Fenerbahçe’den puan olarak geride olduklarını” söyleyerek sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Taraftarlarımız yanımızda durduğu sürece, bizim yapamayacağımız hiçbir şey yok; Fenerbahçe’yle aramızda olan o puan farkını da kapatacağız; bunun en büyük örneğini de Juventus maçında gösterdik.”

Hakem kararını da değerlendiren Burak Yılmaz, efsanevi Juventus maçının oyuncu gözünden bilinmeyen perde arkasını anlattı: “Juventus maçı kar yüzünden iptal oldu; ertesi gün stada daha fazla seyirci geldi. Bir futbolcunun taraftarıyla gurur duyduğu an, o andır… Tüylerimiz diken diken oldu ve dedik ki bu maçı almalıyız… Bu taraftar için kazanmalıyız. O maçı kazanmamız gerekiyordu, Sneijder de mükemmel bir gol attı ve maçı aldık. İyi ki hakem, maçı o ilk karda oynatmayıp ertesi gün oynatmış ki biz de Juventus’u eledik; hakemi de ayrıca maçı tehir ettiği için tebrik ediyorum.”

“OFSAYTA DÜŞÜYORUM, ÇÜNKÜ…”


Koyu Galatasaraylı Ata Demirer’in programda Galatasaray forması giydiği görülürken, ünlü komedyen, Burak Yılmaz’a “Biz ailece seni çok seviyoruz… Ofsayta düşünce çok üzülüyor musun? Ben olsam üzülürdüm” sözleriyle başladığı sorularına şöyle devam etti: “Burak… Ben de sol açıkta futbol oynadım ama çok açık oynadım, hep sol açıkta duruyordum, ama hep duruyordum; ama gerçekten merak ediyorum, tam ofsayta düşünce, bayrak falan kalkınca, üzüntü durumu ne oluyor?” Burak Yılmaz, Ata Demirer’in bu sorusunu şöyle yanıtladı: “Ofsayta düşmek demek, benim için yazık olan bir gol demek; bayrak kalkmasa gol atacağım demek, elbette üzülüyorum; o an salgıladığın adrenalinle, bir sürü şeyi algılayamayabiliyorsun, sahanın içinde ne yaptığını bilemiyor olabilirsin; o yüzden ofsayta fazla düşebiliyorum. Ama inanın, saha içindeki adrenalin başka bir şey.”

“GOLCÜ İDOLÜM HAKAN ŞÜKÜR; İKİ KEZ GOL KRALI OLDUM, AMA TFF’den BİLE BİR ÖDÜL ALMADIM”

Süper Lig’te oynadığı toplam 197 maçta tam 105 gol atarak, geçtiğimiz günlerde 100’ler kulübüne giren Burak Yılmaz’a, Dilara Endican tarafından “100’ler Kulübü’nün Gol Kralı Galatasaraylı Milli Futbolcu” ödülü verilirken, Burak Yılmaz, iki sezondur üst üste Spor Toto Süper Lig gol kralı olmasına rağmen, “Türkiye Futbol Federasyonu da dahil olmak üzere resmi olarak hiçbir yerden buna dair bir ödül almadığını” belirterek, Dilara Endican’ın kendisi için çok farklı biri olduğunu, Endican’dan aldığı bu küçük ama anlamlı ödülün yerinin apayrı olacağını söylerken, aldığı bu ödüle karşılık olarak, Dilara Endican’a Galatasaray’da giydiği 17 numaralı formasını imzalayarak hediye etti. Burak Yılmaz, “Galatasaray forması altında 100’ler kulübüne girmek beni çok gururlandırdı. Örnek aldığım Galatasaraylı büyük golcü, kral Hakan Şükür’ün yolundan gitmek de benim için ayrı bir gurur oldu; onun başarılarını yakalamak çok zor, onun profesyonelliğini ve çalışma biçimini yakalamak için gayret sarfediyorum; zaman zaman kendisi beni eleştirir ve yol gösterir, beni sık sık arar, ben onu ararım; eleştirilere nasıl yaklaşacağım konusunda akıl verir; ama kötü zamanlarımda da hep yanımda durur; asla onun başarılarını aşamam” derken, “Metin Oktay’ın da çok özel bir golcü olduğunu, ama yaş itibariyle kendisine yetişemediğini, Hakan Şükür’leyse karşılıklı oynama fırsatı olduğunu” söyledi.

“GOL KRALI OLMAYI DEĞİL, DÖRT YILDIZLI ŞAMPİYON OLMAYI İSTERİM”

Burak Yılmaz eğer bu sene de gol kralı olursa, 1985 doğumlu golcünün, Galatasaray’ın efsane golcüleri Metin Oktay, Tanju Çolak ve Hakan Şükür’den sonra “Türk futbol tarihinde üst üste üç defa gol kralı olan dördüncü futbolcu” olacağını ve Galatasaray takımının da toplam 16 kez gol kralı çıkartarak “en çok gol kralı çıkartan tek Türk takımı” olma ünvanını da elde etmiş olacağını hatırlatırken, Burak Yılmaz ise, “şampiyonluğun bambaşka bir güzellik olduğunu ve şampiyonluğun kendisi için gol krallığından çok daha önemli olduğunu” söyledi. Yılmaz, “GS’de yaşadığı şampiyonluğun tadını hiçbir şeye değişmeyeceğini ve stadyumda şampiyonluk kutlamalarındaki “17 numara… Burak Yılmaz geliyor!” anonsunun tadının, çocuk sahibi olduğunda yaşayabileceği hisle eşdeğer olabileceğini” söylerken, Dilara Endican’sa “Şampiyonluğun Galatasaray’ı kesmeyeceğini, Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunun beklendiğini ve Burak için hem gol kralı, hem de baba olmasını dilediğini” ifade etti.

Bu sezon sonunda yirminci kez şampiyonluğa ulaşarak “dört yıldızı taşıyan ilk ve tek Türk futbol takımı” olmak istediklerini ve taraftar desteğiyle Fenerbahçe’yle aralarındaki puan farkını da kısa sürede kapatacaklarına ve şampiyon olacaklarına inandığının altını çizen Burak Yılmaz, “bunun için gereken güç, potansiyel ve taraftarımız var” derken; “Bunu Juventus maçında zaten gösterdik” yorumunu yaptı. Fenerbahçe’ye ve Galatasaray taraftarlarına mesaj yollamayı da ihmal etmedi. Bu sezon sonunda da gol kralı olup olmayacağı merakla beklenen golcü futbolcu, geride bıraktığımız 2013 yılında, Galatasaray ve Milli Takım formaları altında çıktığı toplam 50 maçta attığı 34 golle de, Cristiano Ronaldo, Zlatan İbrahimoviç ve Lionel Messi’nin ardından, dünyada “2013 yılında en çok golü atan dördüncü futbolcu” olmuştu. Yılmaz, gol krallığı konusunda şöyle devam etti: “İnsanoğlunda öyle bir nefs var ki istedikçe istiyor. Rakiplerin de durmuyor, onlar da daha çok çalışıyor, ama ben artık kendi kendimle yarışıyorum; yaşadığım her şeyi neden yine yaşamayayım diye düşünüyorum ve bu yarışı kendimle sürdürüyorum, çok çalışıp kendime iyi de bakıyorum, ailem de beni yalnız bırakmıyor… Elbette yeniden gol kralı olmak isterim, ama bu ukalalık olarak algılanmasın ve tekrar altını çizeyim; şampiyonluk daha mühim.

“FATİH TERİM DUYGULARIYLA, ROBERTO MANCINI’YSE MANTIĞIYLA…”

“Bize biraz kapalı kutu gibi görünen Roberto Mancini’den bahseder misin?” sorusunu sorduğunda, Burak Yılmaz, çok konuşulacak şu analizi yaptı:

“Mancini… Bir kere her şeyden önce çok klas, çok özel bir insan. Hayatında birçok şeyi kazanmış olmasına rağmen, halen başarıya aç ve bize de o açlığı gidermek için elinden gelen her şeyi yapan bir adam. Hiçbir şeyle yetinmeyen, zaferle bile yetinmeyen, eksiklerimizi direkt olarak bize-yüzümüze söyleyen, bize karşı egosu sıfır, ama takıma yapılan yanlışı da affetmeyen, kendisine karşı yapılan yanlışıysa affedebileceğini hissettiren biri. Çok düzgün biri. En önemli özelliği bu: Mancini, affetmez takıma yapılan yanlışı.”

“İmparator Fatih Terim de milli takımda başarılarına devam ediyor, sence Terim ve Mancini arasında ne gibi farklar var? sorusuna Burak Yılmaz, isim vermeden, ikiliyi şöyle analiz etti: “Biri daha çok taktiğe-stratejiye önem verir; biriyse tamamen galibiyete yöneliktir. Biri daha çok duygularıyla hareket eder, biriyse daha çok mantığıyla. Bunu herkes, hemen anlamıştır. Türkler olarak pire için yorgan yakan, kıpır kıpır insanlarız biz. Fatih hocam da bu özellikleri taşıdığı için, beni anlarlar. Ayrıca Fatih hocama saygı duyuyorum çok. Jean Tigana, Şenol Güneş, Fatih Terim, Mancini… Çok iyi teknik adamlarla çalıştım ben; bu bağlamda da kendimi şanslı addediyorum.” dedi.

“40 YILDIR ATKI TAKIYORUM, HALEN MANCINI GİBİ ATKI BAĞLAYAMIYORUM”


“Mancini çok yakışıklı… Geçenlerde orta yaşlı bir abimizle konuşuyorduk. Kırk senedir atkı takıyorum, halen de Mancini gibi bağlayamıyorum dedi.”

Galatasaraylı golcü, atkılarıyla da fenomen olan Mancini için “Ne yapıyorsa artık? Oradan bir şeyler, buradan bir şeyler…İtalyanlar zaten böyleler. Biliyorsunuz.” yorumunu yaptı ve ekledi: “Tam İtalyan; kendisine her şeyi yakıştırıyor, her zaman jilet, klas.”

“AVRUPA’DAN GELEN TEKLİFLERİ, BAŞKAN ÜNAL AYSAL’LA KONUŞTUM”


“En büyük hedefin nedir? Çok yakıştırıldığın ve teklifler aldığın İngiltere Premier Leaugue’e gitmeyi düşünüyor musun?” sorusu üzerine, Galatasaray Başkanı Ünal Aysal’la konuştuğunu dile getiren Burak Yılmaz, “Aklımda hiçbir zaman Galatasaray’dan ayrılmak olmadı. Başkanımız sayın Ünal Aysal’la birebir konuştuğumuz zaman, bana çok güzel şeyler söyledi.” dedi.

“Hem saha içinde, hem de saha dışında benimle gurur duyduğunu söyledi. Formaya beni çok yakıştırdığını ifade etti.” diyen Burak Yılmaz, Avrupa’dan gelen transfer tekliflerine dair şöyle devam etti: “Acaba diye aklımdan geçirdim; ama başkandan bunları duymak, aklımdaki o ufacık acabaları da aldı götürdü. Tüm o sözler ve bu sözler söylenirken başkanın ne kadar samimi olduğunu hissetmem de beni çok mutlu etti. Böyle teklifler alınca aklında mutlaka bir ışık yanıyor ama ben Galatasaray’ın başarısı için ter dökeceğim. Ben burada (Galatasaray’da) çok mutluyum, inşallah herkes de benden memnundur.”

“SAÇLARIMI ÇİZDİRİYORUM, ÇOCUKLARI OKULLARA ALMIYORLAR…”


“Çok yanlış şeyler yazılıyor hakkımda. Burak Yılmaz kız arkadaşıyla yemek yedi, kız arkadaşıyla gece kulübünde eğlendi… Tatildeyim; her şeyi de yapabilirim; bunları yazsınlar, başımın üstünde yerleri var. Kötü yazsalar bile kırılmıyorum; yanlış da yazsalar kırılmam, magazin müdürleri, magazin muhabirleri ve magazin fotoğrafçılarına saygım büyük, çünkü bu da onların işi… Ama haber değeri olan şeyleri yazacağız diye de kendi değerlerimize ihanet etmeyelim, bu değerli unutmak bizlere yakışmaz.”

Hasan Şaş’la yaşadığı ilginç bir diyaloğu da aktaran Burak Yılmaz, “Ben Galatasaray futbolcusuyum; kendi formama, kendi taraftarıma kötü görünemem, saha içinde olduğu kadar dışarıda da takımımı temsil ediyorum; doğru düzgün, adam gibi adam profilini çizmek zorundayım. Beni örnek alan çocuklar var. Ben saçımı çizdiriyorum örneğin; bir gün Hasan Şaş hocam yanıma geldi, “Oğlum… Kafanı çizdirme, sonra çocukları okullara almıyorlar” dedi. Düşünsenize, saçlarımı çizdiriyorum, on tane çocuk da aynı şekilde saçlarını çizdiriyor ve sonra bu çocukları okula almıyorlar. Ben bu çocuklara da örnek olmak zorundayım. Giyimimle kuşamımla, davranışlarımla… Biz türk insanıyız, örf ve adetlerimize bağlı insanlarız, haber değeri var diye kendi değerlerimizden yemeyelim. Hepsine de selam olsun, saygı olsun.” açıklamasında bulundu.

“ARDA TURAN ve SELÇUK İNAN KARDEŞİMDİR”


Milli Takım kaptanı, Galatasaray eski kaptanı ve Atletico Madrid’in 10 numaralı futbolcusu Arda Turan için de “kardeşim” tabirini kullanan Burak Yılmaz; “kardeşim-1” Selçuk İnan diyelim; “kardeşim-2” de Arda Turan’dır; ikisi de kardeşimdir dedi. Galatasaray’ın şu anki kaptanlarından Selçuk İnan için de “En iyi oyuncu o olabilir, asist kralı da olabilir, frikik kralı da olabilir, ama onun asıl kalbi güzeldir” vurgusunu yapan Burak Yılmaz; “Selçuk bunları söylememi bile istemez, böyle şeyleri de sevmez” dedi.

“Star çok özel oyuncu… Burak’ın değerini bilmek lazım; sadece Galatasaray camiası için değil, tüm Türk futbol camiası için bunu söylüyorum; Burak’ı koruyup kollamak için de değil, bunları hak edecek niteliklere, yeteneklere sahip olduğu için, ona karşı sevgimden ve inancımdan söylüyorum: Burak Yılmaz’ın da Hakan Şükür gibi gittikten sonra aranılan bir değer olmaması gerekir; ona yardımcı olmamız gerekir, her yaptığında bir şey aramamak gerekir” sözlerini değerlendiren Yılmaz, “Benim için söylediği her şey için kardeşime çok teşekkür ederim – Arda’nın değerini İspanya’da elde ettikleriyle anladık… Her şeyi kazanmış. UEFA Kupası’nı kazanmış. İspanya Kral Kupası Copa Del Rey’i kazanmış. Süper Kupa’yı kazanmış… Yetmemiş, Atletico Madrid’de 10 numaralı formayı giymiş… Ne kazanmamış? Bir tek La Liga şampiyonluğu kalmış. Onda da zaten Barcelona ile aynı puanda zirvedeler, averajla ikinci durumdalar; belki onu da bu yıl Atletico Madrid kazanacak” dedi.

Burak Yılmaz, “Arda nasılsa burada yok, şimdi cevap hakkı bende, rahat rahat konuşacağım” şeklinde başladığı sözlerini şöyle sürdürdü: “Çeşme’deki tavla maçlarımızdan bahsediyor… Ben onu tavlada hep yeniyorum… Ben tavlada eşiğin bir üstüyüm, kardeşim Arda ise tavlada eşiktir; eşikte kalmıştır, ne demek istediğimi o anlamıştır.”

Arda’nın saatini Burak Yılmaz’a “bocalama dönemi”nde verdikten sonra, gollerine yeniden başladığını anlatan Burak Yılmaz, Arda’nın da “Yaz geldi artık, lig bitti; saatimi geri ver” diye kendisine takıldığını ancak o saati Arda’ya geri vermediğini ve gollerine bu nedenle devam ettiğini esprili bir dille anlattı.

Haberin Devamı