Timothée Chalamet, Call Me By Your Name'in Elio'su için İtalyanca konuşmayı, günde 4 saat pratik yaparak da piyano ve gitar çalmayı öğrendi. Tüm bunlar için filmin çekimlerinden bir buçuk ay önce İtalya'ya gitmesi gerekti elbette. Fransızca'yı da akıcı şekilde konuşabilen Timothée yine de İtalyanca öğrenirken çok zorlandığını söylüyor.
Avatar 2'yi çekimleri sırasında serbest dalış öğrenerek nefesini su altında yedi dakika tutan Kate Winslet, Tom Cruise'un Mission: Impossible Rogue Nation'daki rekorunu kırdı. Tom Cruise ise bir su altı sahnesini çekerken altı dakika boyunca nefesini tutmuştu. Wisnlet şöyle anlatıyor:
Tankın dibinde yürüyordum. Devasa ağır kanatların olduğu büyük bir tören sekansıydı ve bu oldukça korkutucuydu. Mesele şu ki, nefesini yedi dakika tutabildiğin zaman korkmazsın. Aslında, garip bir şekilde, nefesimi o kadar uzun süre tutma yeteneğime güvenebildim. Bir şekilde hiç korkmadım.
Efsane dizi Breaking Bad'in başrol oyuncusu Bryan Cranston, dizide canlandırdığı uyuşturucu yapan kimya öğretmeni rolü için kristal meth pişirmeyi öğrendi. Çekimler sırasında her ne kadar gerçek pratik yapmasalar da Cranston şu anda evinin mutfağında kristal meth yapabilecek kadar öğrenmiş.
Uma Thurman, efsane Kill Bill'deki The Bride'a can vermek için kung funun 3 stilini, iki stil kılıç, yakın dövüş ve Japonca öğrendi. The Bride'ın sinema tarihindeki en iyi dövüşçülerden biri olması Thurman'ın sıkı çalışmasının bir ürünü. Thurman, 3 ay boyunca günde 8 saat pratik yapmış.
Ryan Gosling ise The Notebook filmindeki Noah karakteri için neredeyse gerçek bir marangoz kadar mobilyacılık öğrenmiş. Hatta filmin çekimlerinden önce marangoz çıraklığı yapmış. Filmde görünen bazı mobilyalar ise onun elinden çıkma. La La Land için ise jazz piyano çalmayı öğrenmiş. Gosling, çıtayı biraz daha yukarı taşımış ve Crazy, Stupid, Love için barmenlik dersleri almış.
Natalie Portman, Black Swan'daki rolü için günde 8 saat bale antrenmanı yapmış. Aslında zaten filmi izleyenlerin tahmin edebileceği bir detay bu. Portman'ın bir kalça kemiği bile çıkmış çekimler esnasında.
Rooney Mara Ejderha Dövmeli Kız'daki rolü için bilgisayar korsanlığı öğrendi. Çünkü filmde canalndırdığı Lisbeth Salander dünya çapında bir hacker'dı. Bununla da kalmadı, saçlarını boyadı, tıraş etti, göğüs uçlarını ve yüzüne piercing taktı, kaşlarını tıraş etti, motosiklet sürmeyi ve kickbox yapmayı öğrendi.
Leonardo DiCaprio ve Tom Hardy The Revenant't canlandırdıkları karakterlerin yaşadıkları bölgenin yerli dillerini öğrendi. İki karakter de 1800'lerin başında Amerikan yerlilerin yaşadığı bölgelerde yer alıyor. O diller şu an hiçbir yerli tarafından kullanılmıyor.
Jennifer Lawrence Winter’s Bone filmi için ölü bir sincapın derisini yüzmeyi öğrendi. Açlık Oyunları için ise okçulukta resmen uzmanlaşmıştı.
A Star Is Born'da bir country şarkıcısını canlandıran Bradley Cooper, gençliğini canlandırdığını Sam Elliott'ın sesine yaklaşabilmek için 6 ay şan eğitimi aldı.
