Gündem Türk Yıldızları’nın bilinmeyenleri

Türk Yıldızları’nın bilinmeyenleri

Paylaş
Türk Yıldızları’nın bilinmeyenleri

Türk Yıldızları'nın bilinmeyenleri, kuruluşunun 25. yıl dönümü kapsamında yayımlanan kitapta yer aldı

Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın akrobasi timi Türk Yıldızları'nın kuruluşunun 25. yıl dönümü kapsamında Fatih Danacı tarafından "Bir Yıldızın Doğuşu" isimli kitap hazırlandı.

Fatih Danacı’nın kaleme aldığı, sunuş bölümünde eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Ünal’ın imzasının bulunduğu "Bir Yıldızın Doğuşu" isimli kitapta, akrotimin özelliklerinin yanı sıra Türk semalarındaki akrobasi tarihi anlatıldı.

"Bir milli takım" olarak nitelendirdiği Türk Yıldızları'nın 25 yıllık geçmişiyle önce milletinin gönlünde eşsiz yer tuttuğunu, sonra da dünyada sevilen ve takdir edilen bir hava akrobasi timi haline geldiğini belirten Ünal, "Ne mutlu onlara, ne mutlu bu milli takımı, günümüzün hava akrobasi şövalyelerini ülkemize kazandıran Türk Silahlı Kuvvetleri ve Hava Kuvvetlerine, ne mutlu Türk Yıldızları'nın her bir yıldızına, ne mutlu onları yetiştiren ve destekleyen ailelerine, öğretmenlerine ve liderlerine." ifadelerini kullandı.



Kitapta yer alan bilgilere göre, "Uçan Yunus", "Ateş Topları", "Gökyüzü Prensleri" gibi isim önerileri arasından Türk Yıldızları adı verilen akrotimin pilotları, yoğun gösteri trafiğinde ortalama 4 kilo kaybediyor, uçuş yapacakları kente gitmeden önce filodaki geleneksel kahvaltıları için börek siparişi veriyor.


İLK ÖLÜMLÜ KAZA


Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın taburdan filo düzenine geçmesi, eski nesil uçakların jetlerle değiştirilmesinin ardından akrotim oluşturulmasına yönelik çalışmalar da devam etti.

Eskişehir'deki 4. Hava Üs Komutanlığı'nın F-86E uçaklarıyla donatılması sonrasında Uçan Kuğular akrotimi, Hava Kuvvetleri Komutanlığının ikinci akrotimi olarak kayıtlara geçti. Uçakta büyük kuğu motifine yer verilirken, renk olarak kırmızı ve beyaz kullanıldı. Faaliyetine 1964'te son verilen akrotimin uçakları, asli görevi olan av önlemede, Kıbrıs Barış Harekatı'nda da kullanıldı.

Jet uçaklarının envantere girmesiyle akrotim kurma geleneğine uyan bir diğer birlik ise Diyarbakır'da konuşlu 8. Ana Jet Üs Komutanlığı oldu. 181. Filo Komutanlığı bünyesinde kurulan Akrep akrotimi, F-84G uçaklarıyla teçhiz edildi.
Hava Kuvvetleri Komutanlığının bir diğer akrotimi ise Merzifon'da oluşturulan Yarasalar oldu. 1964'te kurulan ve 1966'da faaliyetlerini sona erdiren Yarasalar, komutanlığın tarihinde en fazla uçakla gösteri yapan ilk akrotim oldu. Yarasalar, siyah beyaz renklerle boyanmış baklava desenli F-86E model 12 uçakla gösteri yaptı.

İLGİNÇ İSİM ÖNERİLERİ


Yarasalar'ı F-5 uçaklarından oluşturulan Kartal akrotimi takip etti. Diğer akrotimler gibi emir verildiğinde ve ihtiyaç üzerine gösteri yapan Kartal'ın çalışmaları sırasında komutanlık akrotim tarihinin ölümlü ilk kazası meydana geldi. 1971'deki kazada Üsteğmen Coşkun Turan şehit oldu. Turan'ın şehadetinin ardından akrotimin adı Coşkun olarak değiştirildi.

Merzifon'da kurulan bir diğer akrotim ise F-5 oldu. 1971'de Malazgirt Zaferi'nin 900. yıl dönümü kutlamalarında tek seferlik gösteri yapmak için kurulan akrotime isim konulmamakla birlikte "F-5 Akrotimi" olarak anıldı.

Hava Kuvvetleri Komutanlığının envanterine NF-5 uçaklarının girmesinin ardından dönemin kuvvet komutanı Orgeneral Halis Burhan, yeni bir akrotim kurulması emrini verdi. Bunun üzerine 20 yıldır ara verilen bu yöndeki çalışmalara yeniden başlandı. Böylelikle sonradan Türk Yıldızları adı verilen akrotim 1992'de kuruldu.

Akrotime isim bulunması için de komutanlık bünyesinde çalışma başlatıldı. Bu kapsamda personelden isim önerileri alınırken, bunlar arasında Kara Şimşekler, Uçan Yunus, Türk Sihirbazları, Şafak Bekçileri, Ateş Topları, Kırmızı Şeytanlar, Hayalet Kuşları, Gökyüzü Prensleri, Türk Fırtınası gibi isimler de yer aldı. Harekat Başkanlığı'nda yayımlanan mesajın ardından akrotimin adının, 11 Ocak 1993'te Türk Yıldızları olmasına karar verildi.

Türk Yıldızları'ndaki pilotların arasına 2011'in sonunda katılan Yüzbaşı Ümit Özer'in, Çanakkale'deki gösteriler için yapılan çalışmalarda yukarı çekiş sırasında bulut içine giren uçağı, kontrolsüz yatış ve dalışa girdi.

"Atla" ikazlarına rağmen uçağını terk etmeyen Özer, uçağın boş alana düşmesini sağladıktan sonra şehit oldu. Sivil halkın zarar görmemesi için kendi canını hiçe sayan Özer'in son ana kadar uçağını kurtarmaya çalıştığı belirtildi.

Kitapta, Türk Yıldızları'nın bilinmeyen özelliklerine de yer verildi. Buna göre, akrotimdeki uçaklar gösteri sırasında dakikada 13 galon boya bırakıyor. Tasarruf sağlamak amacıyla eğitim uçuşlarında beyaz duman yerine çoğunlukla mazot kullanılıyor. Uçakların gövdesinde pilot isimlerinin yanı sıra Atatürk'ün imzası bulunuyor.


TÜRK YILDIZLARI SEYİRCİYİ SELAMLIYOR


Havacılık terminolojisinde kanat sallama telsiz arızası anlamına gelirken, Türk Yıldızları'nın gösteri sırasında terste yaptığı bu hareket seyirciyi selamlamak için kullanılıyor.

İlk gösterisini 1993'te dörtlü kolda yapan akrotim, 1994'te altılı, 1995'te yedili formasyonda gösteriler sundu. Sekiz uçakla ilk gösteri ise 2004'te gerçekleştirildi. İlk gösterisinde duman kullanmayan Türk Yıldızları, 100. gösterilerini 2000'de Tekirdağ'da, 200. gösterilerini 2004'te Ankara'da, 300. gösterilerini 2007'de KKTC'de, 400. gösterilerini 2012'de İzmir'de yaptı. 25 yılda 500'e yakın gösteri ve 30 binden fazla akrotim uçuşu yapan ekip, sadece bir ölümlü kaza gerçekleştirdi. Bu durum uçuş ve yer emniyeti açısından dünyanın en iyi örnekleri arasında gösteriliyor.

Ekip, uçuşlardan en az bir saat önce brifing, kalkıştan en az 30 dakika önce pist başı yapıyor. Bütün uçuşlar yerden kamerayla kayıt edilirken, ekip uçuşun ardından bunları izleyerek hareketlerin kritiğini gerçekleştiriyor.

Bölge ve meteorolojik şartlara göre değişen üç farklı gösteri paketi kullanan Türk Yıldızları, her etkinlik için olası aksilikte paraşütle atlamaya uygun kontrollü atlama alanı belirliyor. Gösteri uçuşları, gün batımının 30 dakika sonrasını geçmeyecek şekilde planlanırken, ortalama 35 dakika sürüyor. Yakın kol uçuşunda kanat uçları arasındaki mesafe 1 metreye kadar düşüyor. Pilotlar yüksek G kuvvetine maruz kaldıkları hareketler sırasında tazyikli nefes alıp vererek iç ve dış basınç etkilerini azaltmaya çalışıyor.