15-20 yaş arasındaki gençlerin estetik merakı alarm veriyor!
Son yıllarda estetik operasyonlara ilginin arttığı bir gerçek. Ayrıca araştırmalar, aşırı genç yaş aralığında da estetiğe yoğun ilgi olduğunu gösteriyor. Hem fiziksel hem de ruhsal gelişimini tamamlamamış çocuklarda bazı estetik işlemlerin yapılması ciddi zararlara sebep olabiliyor.
Gençlerin estetiğe olan merak arttı. Çocuk yaşta bilinçsizce yapılan estetik müdahaleler hem fiziksel hem de ruhsal sorunlara neden olabiliyor. Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Metin Kerem’e aşırı genç yaşta estetiğe olan ilginin kaynağını ve neler yapılması gerektiğini anlattı.
Op. Dr. Metin Kerem, 18 yaş altındaki çocuk yaştaki kişilerden, dış görünüşlerinin değişimiyle ilgili gelen taleplerin giderek artmaya başladığını belirtti. Kerem, “Bu çocuklar vücutlarındaki belli noktaların fiziksel özelliklerini takıntı haline getirip bu konuda anne-babalar üzerinde ciddi baskılar kuruyorlar. Aileleriyle bizim karşımıza geliyorlar. Tabii ki biz çocuğun kendi vücudu üzerinde kalıcı değişiklikler yapabilecek olgunluğa erişmeden bu tür bir operasyonu yapmayı doğru bulmuyoruz. Çoğunlukla reddediyoruz” şeklinde konuştu.
15 yaşında çocuklar estetik kaygılar yaşıyor
Bu çocukların genellikle 15-20 yaş aralığında olduğunu belirten Op Dr. Metin Kerem, “Daha çok yüzle ilgili işlemler, özellikle burun estetiği, kaş kaldırma, gözün, bakışın değiştirilmesi gibi birtakım kozmetik operasyonlar için kapımızı çalıyorlar” dedi.
Ailelerinden onay alınması gerekiyor
“Bize aileleriyle başvurmak zorundalar çünkü 18 yaşın altındaki bir çocuğun bizim kliniğimizden randevu alması mümkün değil.” Diyen Op. Dr. Metin Kerem, “Biz ebeveyni eşlik etmediği sürece kesinlikle o kişiyle görüşmeyiz. İster yurtiçinden ister yurt dışından gelsin biz sadece ebeveynlerin olduğu bir senaryoda görüşmeyi kabul ediyoruz” şeklinde konuştu.
Sosyal medyanın etkisi büyük!
“Ben bu artışta büyük ölçüde sosyal medya devriminin rol aldığını düşünüyorum” diyen Op. Dr. Kerem, “Çocukların TikTok, Instagram gibi yeni akım sosyal medya ortamlarında maruz kaldıkları ve özendikleri fiziksel özelliklerin buna yol açtığını düşünüyorum. Ayrıca çoğunlukla görünen, özenilen ve benzemek istenen figürlerin de görüntüleri gerçek değil! Onların da çoğu ‘edit’lenmiş, filtrelenmiş görüntüler ama bu çocuklar onları görüp hayran oluyor ve öyle olmak istiyorlar. Bu tabii aslında ergen psikiyatrisi açısından değerlendirilmesi gereken bir durum. Bilinçli bir cerrah olarak yapmamız gereken çocukları doğru zamana dek ameliyat etmemek” dedi.
Estetik işlemler için minimum yaş kaş olmalı?
Op. Dr. Metin Kerem, estetik işlemler için minimum yaş diye bir kural olmadığını belirtiyor ve ancak kişinin belirli bir olgunluğa erişmiş olması gerektiğinin altını çiziyor.
“Bireyin kendi vücudunda kalıcı değişiklikler yapabilecek olgunluğa ulaşması demek, 18 yaşını geçmesi demek. Cezai ehliyetinin olduğu, imzasının geçerli olduğu yaşı geçmiş olması gerekiyor. Bunun altındaki yaşlarda biz genellikle çocuğun sosyal hayatındaki değişimini etkileyecek kadar önemli olan ya da rencide edilmesine sebep olabilecek ve dolayısıyla ruhsal gelişimi üzerinde olumsuz etkiler bırakabilecek senaryoda harekete geçiyoruz. Tabii onu takip eden psikiyatristlerin de onayı şart. Onunla bu çocuğun kar-zarar hesabıyla ruhsal gelişimi açısından daha sağlıklı olduğu konusunda mutabık olursak yaşından önce birtakım ameliyatları yapmamız mümkün olabiliyor. Tabii bunlar çoğunlukla doğumsal anomaliler ya da çok bariz sorunlar olabiliyor. Ve yahut da çocuğun fiziksel sağlığını bozan burundan nefes alamama ve bu nedenle oluşan sinüzit atakları durumlarında burnuna dokunabiliyoruz ama ideal olanı hem iyi sonuç alabilmek hem alınan sonucun kalıcı olması açısından çocuğun genellikle 18-20 yaş aralığını bitirmiş olmasıdır. Özellikle yüz ve vücut estetiğiyle ilgili 20 yaş sonrası birtakım işlemleri yapmak daha doğru. Ayrıca insanın kemik yapısının değişimi doğduğumuz gün başlayıp öldüğümüz gün biten bir süreç. Belli bir yaşa bağımlı olmaksızın her yaşta kemik yapıdaki değişiklikler sürüyor. Ancak yaşamın ilk 18-19 yılında bu değişim daha belirgin. Yani büyüme ve olgun yüz ifadesinin oturması anlamında daha hızlı bir değişim oluyor. Aslında bu süreç hiçbir zaman durmuyor. 20, 30, 40 yaşlarından sonra da kemik yapılardaki olgunlaşma devam ediyor.” şeklinde konuştu.
Op. Dr. Kerem, yasadaki 18 yaş sınırının istisnası ile ilgili olarak “Bunun istisnası çocuğun fiziksel ve/veya ruhsal gelişimini bozan bir sorunun olması ve bunun çocuk psikiyatristi tarafından da desteklenmiş olmasıdır" dedi.
Hastanın klinik ve psikolojik açından değerlendirmesi çok önemli
“Plastik cerrahlar olarak klinik tabloyu çok iyi değerlendirmemiz lazım.” Diyen Op. Dr. Kerem, “Buradaki çocuğun bize şikayet ettiği fiziksel sorun gerçek bir eksiklik ve onu toplum içinde küçük düşüren ve rencide eden bir durum mu yoksa sadece basitçe vücudunun bir yerini beğenmemesi mi; bunun ayırdına iyi varmamız gerekiyor. Bu noktada gençler genellikle anne-babayı da baskı altına alır ve çaresiz bırakırlar. Anne-babanın, çocuğun biraz daha sabırlı olması için genelde bizim desteğimize ihtiyacı oluyor ve bu noktada bizim anne-babaların elinden tutmamız gerekiyor. Öte yandan bu çocuğun bu kadar hırçın ve ısrarlı biçimde ‘ben bunu yaptırmak istiyorum’ demesinin altında acaba başka ruhsal sıkıntılar olabilir mi diye de çoğu zaman bir çocuk psikiyatristinden de fikir olmak gerekebiliyor” şeklinde konuştu.
Kemik yapıları olgunlaşmadan yapılan ameliyatlara dikkat!
Doğru yaştan önce yapılan ameliyatların fiziksel ve ruhsal sorunları oluyor” diyen Dr. Kerem, fiziksel ve ruhsal problemleri şöyle sıralıyor;
- Yüzün yapısı henüz oturmadığı için yaptığımız ameliyatın sonucu da biz ameliyatı yaptıktan sonra değişmeye devam ediyor. Yani sabit, oturmuş bir zeminde çalışmamız mümkün olmuyor çünkü değişim devam ediyor. Biz, burun ameliyatı yaptığımızda o burun belki oluyor ama daha sonra o burnun üzerinde oturduğu zemin tipografik olarak değişmeye devam ettiği için bizim sonucumuzun stabilitesi bozuluyor. Yani kalıcılığı ve aynı görüntüyü koruma özelliği bozuluyor. Bu fiziksel problem.
- Ruhsal olarak da bu çocuklar fiziksel bir değişime çok kolay ulaşmış oluyor ve bunu bir oyuncak gibi görüyorlar. ‘Onu da yaparım, buramı da sevmedim, yaptırayım’ gibi düşünüp estetik hastalığına tutuluyorlar. Uzun vadede bu, çocukları mutsuzluğa itiyor. İkincisi değer yargıları değişebiliyor. O yaşta yaptırdığı işlemi ilerleyen yaşlarda beğenmeyebiliyorlar. Dolayısıyla 18, 19 yaşından daha küçük bir hastada çok mecbur kalmadıkça asla ve asla kozmetik bir işlemi yapmak doğru değil.
Öncelikle çocuğu kazanmak gerekiyor
Op. Dr. Metin Kerem, “Erken yaşlarda estetik talebi geldiğinde çoğunlukla manzara anne-babayı kolunda tutup getirmiş hırçın bir ergen şeklinde oluyor. Bizim burada yaklaşımımız öncelikle çocuğu kazanmak. Bizim onunla dost olduğumuzu, isteklerini ve ihtiyaçlarını çok iyi anladığımızı ve bunları aslında zamanı geldiğinde yapabileceğimizi fakat şu anda onu yaptığımız takdirde fiziksel anlamda onun için iyi olmayacağını ve istediği sonuca ulaşsa bile bu sonucun kalıcı olamayacağını açıklayıp onu bir şekilde kendi tarafımıza çekerek ikna etmeye çalışıyoruz. Zaten bu noktada bizimle iyi bir şekilde iş birliği yapan anne-babayla karşı karşıyaysak sorun büyük ölçüde çözülüyor" şeklinde konuştu.