Bir güzellik mucizesi: Hyalüronik asit nedir?

Son zamanlarda hyalüronik asiti o kadar çok duyar olduk ki. Hyalüronik asit maskesi, hyalüronik asit serumu derken kullanmayan kalmadı. Peki nedir bu hyalüronik asit dedikleri... Cildi sıkılaştırıyor, nemlendiriyor, iyileştiriyor. Hyalüronik asit nedir? Meraklısına tek tek anlattık.. Üstelik Hyalüronik asit faydaları ile birlikte. Hyalüronik asit için nem mıknatısı diyebiliriz. İçerik listesinde linoleik, alfa linoleik veya gamma linoleik asit olarak geçen yağ asitlerinin, cilt bariyerinin ayrılmaz bir parçası. Bu yağ asitleri tahriş edici maddelerin geçişini engelleyerek nemi cilde mühürler.” Graf ise, cilt çok fazla kuruduğunda doğal peeling enzimlerinin çalışmayı durdurduğunu, bunun da bakımsız ve donuk görünüme neden olduğunu söylüyor. Lifli sebzeler, soya ürünleri, kök sebzeler ve C vitamini içeren besinler, hyaluronik asit açısından oldukça zengin. Özellikle, cildin nemliliğini ve canlılığı kaybettiği kış aylarında, bu besinleri sık tüketmekte fayda var. Aynı zamanda, eğer vegan değilseniz, insan biyolojisine en yakın değerlere sahip olduğu için, kolajen ve hyaluronik asit üretimine destek olan hayvansal gıdaları da tüketebilirsiniz. Elbette hyalüranik asit içeren krem, serum ve ampüller bir diğer seçenek. Hyalüronik asidin en büyük özelliği su tutma olduğu için cildin nem dengesini sağlamakla görevli. Eksikliği durumunda ciltte soluk, sağlıksız ve pütürlü bir görüntü ya da pullanma görülebiliyor. Su bazlı bir bileşen olduğu için yağlı ciltlerin nem ihtiyacını kolaylıkla karşılıyor. Kuru ciltlerde de hızla etki ediyor. Böylece cilde yoğun nem terapisi uygulayarak nemsizlikten kaynaklanan sorunları çözüme kavuşturuyor. Elastik yapısı korunan cilt daha güçlü bir form kazanıyor. Daha sağlıklı görünen ten, dışarıdan gelen hasarlara karşı da daha dayanıklı oluyor. Aynı zamanda sıkılaşıyor ve böylece ince çizgiler görünmez hale geliyor. Cildi esnek tutar ve genç görünmesini sağlayarak kırışıklıkların oluşmasını önler ve geciktirir. Cilde nem verir ve nemli kalmasını sağlar; ayrıca birçok krem içerisinde bu asidin bulunması ile kullanımı halinde nem sağlama özelliği taşır. Yapılan çalışmalarda, hyalüronik asitten yapılan serumlar cilt yüzeyine uygulandığında; kırışıklık, kızarıklık ve dermatit ile savaşabilecek kadar kuvvetli olduğu görülmüştür. Yalnızca topikal uygulamalarla kalmayan bu asit, bazı dermatologlar tarafından kırışıklıkları gidermek ve cilde genç bir görünüm kazandırmak için dolgu maddesi olarak da enjekte edilmektedir. Osteoartrit romatoid artrit, gibi rahatsızlıklar için Hyaluronik asit de faydalı bir etki sağlar. Eklemlerde yağlanma olmasını sağlar, tampon görevi yapar ve inflamasyonun tedavisi için gerekli desteği sağlar. Uçuk ve aft gibi ağız yaralarında, yaralı dokuları nemli tutarak koruma altına alması sebebiyle bu tip durumları tedavi etmekte faydalıdır. Aynı zamanda güneş yanığından oluşan hasarı ve ciltteki buna benzer tahribatları iyileştirmeye de yardımcı olur. Yapılan çalışmalarda, yarasının üzerinde hyalüronik asit içeren kremler kullanan kişilerin asit içermeyen krem kullanan kişilere oranla daha hızlı şekilde iyileşme gösterdikleri ortaya konulmuştur. Vücudun doğal olarak ürettiği bir madde olduğu için alerjik reaksiyonlar çok nadir görülür. Ancak, hamilelik veya emzirme dönemindeki etkileri tam olarak çalışılmamıştır, bu yüzden bu gruplarda kullanımında dikkatli olunmalıdır. Ayrıca kanser hücrelerinin hyalüronik aside duyarlı olduğu saptanmıştır, hatta bu özelliğinden dolayı kanser tedavisinde kullanılması ile ilgili çalışmalar yapılmaktadır. Bununla birlikte henüz kanserle ilişkisi tam olarak çözülemediği için kanser öyküsü olan kişilerde kullanımından kaçınılmalıdır.