Vücutta kolajen üretimi nasıl arttırılır?

Son dönemlerde güzellik sektöründe gündemde olan konuların başında kolajen geliyor. Kolajen cildimizde, tırnaklarımızda, saçımızda, gözümüzde kısacası vücudumuzun birçok yerinde bulunan en önemli yapı taşlarından bir tanesi. Böylesine önemli bir protein olduğu için de medikal estetik alanında yapılan iğneli uygulamaların da kullanılan cihazların da temel amacı vücuttaki kolajen üretimini desteklemek. Peki kolajen kaybını nasıl azaltabiliriz? İçilebilir kolajen kullanımında nelere dikkat etmeliyiz? Kimler takviye kullanmalı? Kolajenle ilgili merak edilen tüm soruları Medikal Estetik Hekimi Dr Cem Hamidi anlattı. Mevcut kolajenimizi korumak için yapmamız gereken birçok şey var. En önemli kolajen yıkıcılardan birtanesi, kolajenin bir numaralı düşmanı güneşin zararlı ışınları. Bundan dolayı yaz kış demeden güneş koruyucular ile güneşin zararlı ışınlardan vücudumuzu korumalıyız.Stres ve iyi uyumamak da kolajenin düşmanlarından. Vücudumuz kendisini uyurken tamir eder. O yüzden iyi ve kaliteli uyku uyumak çok önemli.Alkol ve tütün ürünleri kullanmak, durağan yaşam, spor yapmamak da yine kolajen yıkımında etkili faktörler. Kolajen kayıbını azaltmanın en önemli maddelerinden biri de sudur! Bol su tüketmemiz gerekiyor. Genel olarak az su tüketen bir toplumuz. Daha çok suyun yerine çay ve kahveyi koyuyoruz. Bunları içtikçe suya olan açlığımız azalıyor. Bu da hem sağlığımız hem de kolajenimiz açısından dikkat etmemiz gereken önemli bir unsur. Bir estetik kliniğine başvurduğunuzda doktorunuz size vücudunuzdaki kolajen üretimini destekleyecek farklı uygulamalar önerecektir. Kolajen üretimini içeriden destekleyen vitamin uygulamaları, lazerler , çeşitli ısı veren cihazlar bunlara örnek olarak verilebilir. Bunun yanısıra son dönemde oldukça gündemde olan kolajen içecekleri çok yaygınlaşmış durumda. Bu içecekler de düzenli kullanıldığında kolajen ihtiyacımızı karşılamakta. Aslında son 5 yıldır hem Türkiye'de hem de dünyada kolajen kullanımına yoğun bir ilgi var. Halbuki geçmişi daha eski. Fakat eski kolajenlerin vücut için faydaları oldukça düşüktü. Özellikle tablet formundaki kolajenlerin formülasyonları çok iyi olmadığı için midede yıkılıyordu. Ondan dolayı da biz kolajenleri boşuna para harcanan ek beslenme ürünleri gibi görüyorduk. Ama şu anki sıvı, içilebilir, hidrolize kolajenler gastrointestinal sistemimizde çok fazla yıkılmadan direk hedef dokuya ulaşabiliyor ve etkili oluyor. Burada dikkat etmemiz gereken, içtiğimiz kolajenin sindirim sistemimizde yıkılmaması.İçilebilir kolajen seçiminde bir diğer önemli etken ; Amerikan İlaç ve Gıda Dairesi'nin (FDA) bu kolajenler için güvenli sınıflandırma yapması ve sıvı kolajen içecekleri hakkında onlarca olumlu tıbbi araştırma yapılmış olması. Yetişkin kategorisine giren herkes bu içecekleri gönül rahatlığıyla kullanabilir ama çok erken yaşlarda kolajen üretimimiz yeterli olduğundan kullanmamıza gerek yok. Hamilelik ve emzirme dönemi tek kısıtlayıcımız bunun haricinde metropolde yaşayan kişiler için önerim, yirmili yaşların ortalarında kolajen kullanmaya başlamaları. Doğada yaşayan, stresten uzak, alkol-tütün ürünleri kullanmayan kişiler içinse başlangıç yirmili yaşların sonuna çekilebilir. Kolajen, içmeye başladıktan sonra ertesi gün etkisini göstermez. Etkisini gözlemlemek için belli bir süre kullanmanız gerekir. Bunu birçok kozmetik ürün için de söyleyebiliriz. Kremlerin de etkileri bir süre sonra görülür.Kolajenin 4-8 hafta düzenli kullanımında cilt kalitesinde, sıkılığında, deri kalınlığında artış ve ciltte nemlenme gibi sonuçlar gözlemleyebiliriz. Kolajen, yaş ilerledikçe azalığından ömür boyu kullanılması gereken bir takviye. Yılda 2 periyod şeklinde kullanılabilir. Benim önerim yılboyu 3 ay kullanıp 3 ay ara vermek şeklinde.