Yaşam Beşiktaş Yedi Sekiz Hasan Paşa Fırını

Beşiktaş Yedi Sekiz Hasan Paşa Fırını

Paylaş
Beşiktaş Yedi Sekiz Hasan Paşa Fırını

Sabahları Gümüşsuyu'na çıkmadan önce Beşiktaş'a uğruyorum. Az da olsa kendime zaman ayırıp, Köy İçi Caddesi'nden içeriye giriyorum, burada hala gizli bir geçmişi barındıran havayı teneffüs etmek için

Balıkçılar Çarşısı'nın yan tarafındaki küçük dar sokak, karşısında, kapısının üstünde 1903 tarihi yazılı olan taş ev ve nihayet buram buram tarih kokan, sokak içindeki Yedi Sekiz Hasan Paşa Fırını.

Fırının kapısını araladığınızda, kapı tavanda bulunan küçük bir zile çarpıp çalmasını sağlıyor. Çocukluğumda, okul teneffüslerinde elde sallanarak çalan zillerden. Bu bile beni çok eskilere götürdüğünden bu fırını daha bir seviyorum galiba. Sıkıcı bir kırk dakika sonrasında geniş bir bahçede koşabileceğim bir teneffüs olmasa da çok lezzetli kurabiyeler alacağım bu zil sesi sonrasında.

Haberin Devamı

İçeri girdiğinizde, sizi ciddi görünümlü posbıyık bir resim karşılar. İşte bu resim, fırına adını veren Yedi Sekiz Hasan Paşa'ya ait. Resmin sahibi hakkında bilgiler veren bir yazıyı da duvara asmışlar zaten. Üçüncü kuşaktan üniversite mezunu olan işletme sahibinin büyük dedesi, paşanın oduncubaşısı imiş. Oduncubaşının varislerinin, paşanın varislerinin kiracısı olduğunu biliyoruz.

Yedi Sekiz Hasan Paşa, Çorum doğumlu. Çorum merkezdeki saat kulesi, paşadan hemşehrilerine armağan olarak yapılmış ve günümüze kadar gelebilmiş güzel bir abide. Paşa, küçük yaşlarda İstanbul'a gelerek, Erzincanlı ermeni fırıncıların yanında çalışmaya başlıyor. Çelik Gülersoy'un İstanbul anılarında, Beşiktaş kısmında anlattığına göre; Gülersoy'un çocukluğunda, çarşının başında bir un değirmeni varmış.Tabii karakol komutanı Yedi Sekiz Hasan Paşa'ya ait fırın da. Komutan, fırınında para karşılığı evlerden gelen tepsileri de pişiriyormuş ama Gülersoy bu küçük sevimli fırının lezzetli kurabiyelerini, simitlerini, ekmeklerini anlatıyor.

Yedi sekiz Hasan Paşa ümmi. Yani okuma yazması yok. Bu yüzden majüskürlü bir imza atmayı beceremiyor ama arapça yediye ve sekize benzer bir imza karalayabiliyor. İşte, adının ve unvanının önüne konan sayılar bu imzadan kaynaklanıyor.

Birinci meşrutiyet'in başarısızlığı ve II.Abdülhamit'in sert yönetimi, meclisi kapatarak anayasayı askıya almasından sonra Mithat Paşa, Namık Kamal, Ziya Paşa gibi Jön Türkler ikinci meşrutiyet arayışları içinde, V.Murat'ın tahta geçmesini istiyorlardı. Bu amaçla, 1878 Mayısında Gazeteci Ali Suavi başkanlığındaki küçük bir grup, deniz tarafından girerek Çırağan Sarayı'nı basmışlardı. Tarihe, "Çırağan vakası" olarak geçen olay sırasında, Yedi Sekiz Hasan Paşa, Yıldız Karakolu'nda görevliydi. Sopayla Ali Suavi'nin başına vurarak öldürdü ve baskın hezimete uğradı. Çok sayıda insan hayatını kaybetti ve baskın başarısız oldu. Sultan II.Abdülhamit hayatını kurtaran Beşiktaş muhafızını ölene dek yanından ayırmayarak onun Mareşalliğe kadar yükselmesini ve paşa unvanını almasını sağladı.

Çalkantılı Osmanlı tarihine baskın olarak geçen ve değişik kesimlerden değişik tepkiler alan Çırağan vakası, sadece paşaya yaramış, hayatında bir dönüm noktası olmuştu. Beşiktaş'taki sevimli fırının sahibini üç katlı Asaf Paşa yalısında oturabilecek bir statüye kavuşturmuştu.
(Ölümü 1905)

Siz de, Beşiktaş'tan geçerken günümüz telaşını ve hızını biraz kenara bırakıp yavaşlayın. Etrafa bakın. Her ne kadar köyden eser kalmasa da, Köy İçi Caddesi'nde hala 1800'lü yılların sonu, 1900'lü yılların başına ait bir şeyler var. Hele küçük alandan hemen sola dönüverdiniz mi şaşıracaksınız. Fırın, bütün sevimliliğiyle orda duruyor. Size, tarçınlı ve fındıklı kurabiyeler, anasonlu gevrekler sunmak için. Alışverişinizi yaparken başınızı kaldırıp bakın. Paşada hala orda. Sert, ama korkutamıyor. Çünkü, siz hikayesini biliyorsunuz. Tepenizde, sizi gözetliyor. Aldırmayın. Keyfinize bakın. Kurabiyelerin tadına varın.

Afiyet olsun.

Haberin Devamı

Dünyanın her yerine uçak rezervasyonu yaptırmak için..>>>

Yazı ve Fotoğraf : Bilsen GÜRER
bgurer@isiltur.com.tr

Haberin Devamı