Yaşam İşe sebze yemeği taşırım

İşe sebze yemeği taşırım

Paylaş
İşe sebze yemeği taşırım

Derimod'un patronu Ümit Zaim. Onun için fazla söze gerek yok, moda ile deriyi birleştirerek hazır giyim sektöründe bir devrime imza attı. Türkiye'de hiçbir perakendecinin hayalinde bile yokken o, 1982 yılında ABD'nin Los Angeles kentinde mağaza açtı

ÇAĞRI BİLGİN

Haberin Devamı

cagri.bilgin@posta.com.tr

twitter.com/cagribilgin

38 yıllık Derimod, Türkiye’de ve dünyada büyümeye devam ediyor. İstanbul Erkek’li yıllarında çok iyi bir futbolcu olan Ümit Zaim, sporu hiç bırakmadı. Tam bir kitap kurdu olan Derimod’un patronu lezzet duraklarını da çok iyi biliyor. 20 yıldır her gün sefer tasıyla evden sebze yemeyi taşıyor.

Kahvaltıda müsli yerim

Sabah 08:00’de uyanırım. Kahvaltım müsli, meyve ve süt. 3 gazeteye şöyle bir göz atarım, önemli haberleri ve yazarları akşam okurum. 10:30 civarı iş yerinde olurum.

Ormanda yürürüm

Biz Bayram Aslan’ın Florya’daki çim sahasında bir grup iş adamı toplanıp, uzun yıllar her hafta maç yaptık. Eh artık yaşımızı aldık. Şimdi haftada 3 gün mutlaka spor yaparım. Yazın yüzerim. Spor yapmadıysam kendimi kötü hissederim. Pazar günleri de orman yürüyüşü ve ardından mutlaka masaj. Oğullarım Ali ve Murat’la Galatasaray maçlarına mutlaka gideriz.

Haberin Devamı

İstanbul Erkek'teyken futbolcu

Spor hayatımın merkezindedir. İstanbul Erkek Lisesi’ndeyken okul takımında futbol oynadım. O dönemin popüler takımı İstanbul Spor’a çağrıldım. Antrenmanlara başladım. Babam duymuş antrenmanı bastı ve “Sen okuyacak mısın yoksa futbolcu mu olacaksın?” diye beni bir güzel haşladı.

Pişmiş tencere yemeği önemli

Evde hala annemden gördüğüm tencere yemekleri pişer. Beslenmeye çok önem veririm. 20 yıldır her gün evden sefertasıyla mutlaka bir sebze yemeği taşırım. Et az yerim, daha çok balık tercih ederim ama evde pişmiş tencere yemeğinden asla vazgeçmem. Diyet yapmak yerine sebzeyle beslenmenin bir hayat tarzı olduğuna inanırım. Meyve bağımlısıydım, onun da fazlasının zarar olduğunu öğrettiler.

Lezzet duraklarını bilirim

Türkiye’nin her yerinde mağazalarımız olduğu için her bölgenin yöresel lezzetlerini de ezberledik. Edirne’de ciğer; Aydın Ciğerci, Eskişehir’de çiğ börek; Papağan Çiğ Börek, Trabzon’da mezgit tava; Nihat Usta, Sa Sultan Sofrası... İstanbul’da balıkta Kıyı, kebapta Etiler Günaydın, ette ise Beyti, Marmaris Büfe’den de dilli kaşarlı tost.

Roma’da Alfredo

Haberin Devamı

Her ayın 1 haftası yurtdışında geçiyor. Haliyle Hindistan’dan Çin’e, Amerika’dan Rusya’ya kadar her türlü mutfağı tadıyoruz. Her ülkenin her şehrinin en iyi restoranlarını bilirim. Genelde o ülkeye özgü karakteri taşıyan restoranlara giderim. York’ta Cipriani ve Pastis, Paris’te Chez L’ami Louis, Roma’da Alfredo L’imperatore delle Fettuccine.

Kitap kurduyum

Tam bir kitap kurduyum. Her akşam en az 1-1.5 saat kitap okurum daha çok biyografiler ve deneme kitaplarını severim. Bu ay okuduklarım, Lüzumsuz Adam-İshak Alaton (Mehmet Gündem), Gandhi- Liderlik İlkeleri (Alan Axelrod), Starbucks-Gönlünü İşe Vermek (Howard Schultz), Kitab-i Aşk (İskender Pala)... Hepsi de muhteşem. Biraz yavaş ve beğendiğim yerleri çizerek okurum sonra da çizdiğim yerleri defterime not alırım.

Nazım Hikmet’i severim

Şiir de benim için çok önemlidir. Özdemir Asaf, Nazım Hikmet, Cemal Süreya, Bedri Rahmi Eyüboğlu vazgeçilmezlerim, çoğunun şiirini ezbere bilirim. Yeni şairlerde o lezzeti pek yakalayamıyorum. Yerli yazarlardan Küçük İskender, Murathan Mungan favorilerim. Mehmet Yılmaz’ın da kadın-erkek ilişkileri üzerine yazıları muhteşem.

Haberin Devamı

Al Pacino hastasıyım

Son zamanlarda sinemaya pek gidemiyorum. Vurdulu kırdılı filmleri pek sevmem, romantik ve tarihi filmleri severim. The Godfather (1-2-3) en sevdiğim film. Şener Şen’in oyunculuğu müthiş, Al Pacino hastasıyım. En son izlediğim Meryl Streep-Tommy Lee Jones’un ‘Hope Springs’i müthişti. Pek dizi seyretmem ama ‘Muhteşem Yüzyıl’ alışkanlık oldu.

Rakıda ALA, şarapta Egeo

İçkiyi ise sevdiğim dostlarımla alırım. Balığın yanında mutlaka ALA Rakı, özelleştirmeden sonra rakılar bir harika oldu. Yıllardır Fransa ve İtalya’dan Türkiye’ye şarap taşıdık. Son 10 senedir Türk şaraplarını çok seviyorum, böylece taşıma derdi de bitti. Son zamanlarda en beğendiğim şarap Kavaklıdere Egeo.

Prada ve Gucci’nin tarzı süper

İşte pek kravat takmam, genelde spor giyiniyorum. Yerli marka olarak Damat ve Network, yabancı marka olarak da Boss ve Prada. Giyside Prada, ayakkabıda da Gucci’nin tarzı muhteşem. 20 metreden kendini belli ediyor. Acaba biz de bir gün böyle olacak mıyız usta?

Haberin Devamı

(16.12.2012 tarihli Posta Karnaval'dan alınmıştır.)