Tarihi mekanda fasulye ziyafeti

Haber: Mehmet Coşkundeniz

Türk sofralarının vazgeçilmez yemeğidir kuru fasulye. Yanında turşu ya da soğan oldu mu, hele bir de pilavı kaşıkladın mı tadına doyum olmaz. Ama kesinlikle iyi yapılması gereklidir. Kıvamında pişmelidir. Az pişirirsen sert olur, fazla pişirirsen ezilir gider. Kuru fasulyenin lezzetsizi de çekilmez zaten... Kuru fasulyenin ana vatanı Orta Amerika olarak bilinir. Osmanlı mutfağına da 1730’lu yıllarda girdiği yazılır. Gerçeğin öyle olmadığı, kuru fasulyenin Anadolu’da 4. yüzyıldan beri bulunduğu arkeolojik kazılarda ortaya çıktı. Bodrum Gümüşlük’teki Tavşan Adası’nda yapılan Antik Myndos Kenti kazılarında 4. yüzyıldan kalma bir mezarın içinde kuru fasulye bulundu. Demek ki, Anadolu insanı 1600 yıldır kuru fasulyeyi biliyor, mutfağından eksik etmiyor.

Mevlana’da bile var Mevlana da kuru fasulyeye ‘Divan-ı Kebir’inde yer vermiş: “O alem değirmene benzer, şu ale sense ekşi ol diyorsun bana. Börülceyi al da fasulye yap bakayım.” Mevlana bu beyitleri 12. yüzyılda kaleme almış. İşte bu kadar ‘tarihi’ bir yiyecek olan fasulyeye tarihi bir mekan yakışmaz mı?

İstanbul Kısıklı’daki ‘Tarihi Kısıklı Fasulyecisi’ tam da buna uygun bir yer. Öncelikle Kısıklı’nın semt olarak geçmişi 14. yüzyıla dayanıyor. ‘Tarihi Kısıklı Fasulyecisi’nin hizmet verdiği bina ise 1920’lerde ilk kez tatlıcı olarak açılmış. Daha sonra da kuru fasulyeciye dönüşmüş. Organik fasulyeler ‘Tarihi Kısıklı Fasulyecisi’nde fasulyeler Erzurum’un İspir ilçesinden getiriliyor. İspir’de fasulyeler kanal suyuyla sulanıyor, sırıklarda olgunlaşıyor ve tamamen organik tarımla yetiştiriliyor. Pişirilmeden önce 14 saat suda bekletiliyor. Daha sonra gaz yapmaması için fasulyeler 2 saat boyunca özel bir işlemden geçirilip terbiye ediliyor. Ardından Trabzon yağıyla beraber, taş sırında toprak güveçlerde pişiriliyor. Bu durumda da lezzet kaçınılmaz oluyor. Gerçekten insanın yedikçe yiyesi geliyor ve kesinlikle vücutta ağırlık yaratmıyor.

Tabii ‘Tarihi Kısıklı Fasulyecisi’nde fasulyeyi yerken pilavı, müthiş çömlek yoğurdunu ve turşuyu da unutmamak gerek. Pideyi de tadın Mönüde sadece kuru fasulye yok. Akçaabat köftesini tatmanızı şiddetle öneririm. Ben gittiğimde güveçte türlü bitmişti. Ama gidenlerden duydum, akıllara zarar bir lezzeti olduğunu söylüyorlar. Ev mantısı ve turşu kavurması da dilerseniz tadacağınız diğer lezzetlerden. Burada ‘Bafra Pidesi’ne ayrı bir yer açmam gerek. Ben hayatımda böyle lezzetli bir pide yemedim. Kıymalı, peynirli, kuşbaşılı, sucuklu, pastırmalı, karışık...

Hepsinden tatmaya çalıştım ve hepsini çok beğendim. Yemek yerken kendinizi kaptırmayın, tatlıya yer bırakmayı sakın unutmayın. Sütlaç yemeden masadan kalkmayın. Üzerine bir de demli çay... Çay deyip de geçmeyin, ‘Tarihi Kısıklı Fasulyecisi’nin çayı da gerçekten çok lezzetli. Yaz bahçesi Bu aralar yaz, ‘Tarihi Kısıklı Fasulyecisi’nin yaz bahçesi de açık. Yaklaşık 150 kişilik bu bahçe insanın hem içini hem iştahını açıyor. Hem yemek yiyebileceğiniz hem de uzun uzun sohbet edebileceğiniz bir yer.

Ramazan gelmişken, iftar için gidebileceğiniz en güzel mekanlardan biri. Üstelik özel Ramazan Mönüsü de yapmışlar. Çorbası, yemeği, tatlısıyla orucunuzun hakkını verebileceğiniz bir yer. Fiyatlar da çok uygun. Yemekler midenizi yakmıyor, fiyatlar cebinizi. Bir de meraklısına notum var. Mekan, Başbakan Erdoğan’ın İstanbul’daki evine çok yakın. Erdoğan’ın yakınları da burayı çok seviyor. Ayrıca burada her an bir ünlüyü görme şansınız da bulunuyor...

( 22.07.2012 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır )