Bilal Emin Turan

26 Temmuz 2024, Cuma 07:00

KKM'nin avantajı kaldı mı?

Kur korumalı mevduat (KKM) hesaplarındaki çözülme son dönemde hızlandı. Bu durum elbette tesadüf değil. KKM faizlerinin güncel mevduat faizlerinin altında kalması, döviz kurunun uzun süre yatay seyretmesi ve ağustos itibarıyla sıfır stopaj avantajının ortadan kalkacak olması KKM’den çıkışı hızlandırdı. Ancak halen KKM’de kalmayı tercih edenler var. Peki KKM’nin avantajı kaldı mı? İşte güncel veriler ve hesabı...

GEÇEN YIL 3.4 TRİLYONA ULAŞMIŞTI

Kur korumalı mevduat (KKM) uygulaması döviz piyasalarında oluşan panik havası ve yüksek oynaklık sonucu Aralık 2021’de devreye alınmıştı. Bu hesaba parasını yatıranlar, faizin üzerindeki döviz artış farkını alabiliyor. Eğer döviz düşerse veya sabit kalırsa faiz geliri elde edebiliyor. KKM’nin bu risksiz yapısı birçok tasarruf sahibinin bu hesaba yönelmesinde etkili olmuştu. 18 Ağustos 2023’te bu hesaplardaki para 3.4 trilyon lirayla rekor kırmıştı. Ekonomi yönetimi daha sonra KKM’den çıkışı ve TL’ye dönüşü hızlandırmak için bir dizi önlem almıştı.

FAİZDE YENİ TARİFE DEVREYE GİRDİ

Bankalara TL hedefinin konulması, zorunlu karşılıkların artırılması, firmaların KKM hesaplarındaki vergi istisnasının sona ermesi alınan önlemlerin bazılarıydı. Geçen hafta bunlara bir yenisi daha eklendi. Merkez Bankası’nın bankalara gönderdiği talimata göre; KKM faizinde alt sınır, politika faizinin yüzde 80’inden yüzde 70’ine indirildi. Güncel politika faizi yüzde 50. Dolayısıyla bankalar KKM hesapları için yüzde 40 yerine yüzde 35 faiz uygulayabilecek. Ayrıca, yeni açılacak ve yenilenecek hesaplar için ‘ek getiri’ adı altında herhangi bir ödeme yapılamayacak.

HANGİ ORAN UYGULANACAK?

6 AYA KADAR YÜZDE 7.5

19 Temmuz 2024, Cuma 07:00

Faturada enerjik taktikler

Evlerde kullanılan elektrikli cihaz sayısı her geçen gün artıyor. Bunlar içinde klima, su ısıtıcısı, ütü, airfryer, elektrikli ocak ve fırın tam bir elektrik canavarı. Buzdolabı ise sürekli çalıştığından faturaların demirbaşı. Hangi cihazın, ne kadar tüketim yaptığını bilerek elektrik sayacında kontrol sağlamak mümkün. Peki ne yapmalı? Cihazların 1 Temmuz’dan geçerli yeni tarifelere göre faturaya etkileri ne oldu? Sizin için araştırdık ve hesapladık...

İKİ FARKLI KADEME UYGULANIYOR

Elektrikte, 1 Ocak 2022’den itibaren ‘iki kademeli tarife’ uygulanıyor. İlk kademede sınır olarak günlük 8 kilovatsaat (kWh) tüketim baz alınıyor. Bunun da aylık karşılığı 240 kilovatsaate denk geliyor. Eğer aylık tüketim 240 kilovatsaatin üzerine çıkarsa, bu kez ikinci kademeye geçiş oluyor ve aşan tüketimin tarifesi daha yüksek bedelle hesaplanıyor.

1 TEMMUZ’DA 2.07 LİRAYA ÇIKTI

Enerji Piyasaları Düzenleme Kurumu (EPDK) üretim maliyetlerindeki artış nedeniyle evlerde kullanılan elektrik fiyatlarında 1 Temmuz 2024 itibarıyla yüzde 38 artışa gidildiğini duyurmuştu. Böylece ilk kademedeki elektrik fiyatı 1.5 liradan 2.07 liraya çıktı. İkinci kademede ise kilovatsaat başına 2.25 lira olan tutar 3.11 liraya yükseldi.

KLİMALARLA TÜKETİM ARTIYOR

Beyaz eşya, küçük ev aletleri, elektronik cihazların çalışması normal zamanda 240 kilovatsaatlik tüketime yakın oluyor. Ancak bayıltan sıcaklar nedeniyle bu dönemde klima, vantilatör gibi cihazların sık kullanımı nedeniyle ikinci kademeye geçişler yaşanabiliyor. Buna bir de kış dönemine göre daha sık çalışan buzdolabı, derin dondurucu ve pratik yemeklerin vazgeçilmezi airfryer eklenince fatura kabarıyor.

18 Temmuz 2024, Perşembe 07:00

'Cep'te tasarruf devri! Son 1 yılda 502 milyon lira abonelerin cebinde kaldı

GSM operatörleri son dönemde ses ve data satmanın ötesine geçti. Abonelerine birçok alanda fayda sağlayacak işbirliklerine imza atıyor. İşbirlikleri sayesinde milyonlarca lira abonelerin cebinde kalıyor. Bu konuda dikkat çeken firmalardan biri olan Vodafone Türkiye’nin İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin, Red markasına işaret ederek sağladıkları faydayı şu sözlerle özetledi:

Vodafone Red’lilere, son 1 yılda 33 milyon lirası dijitale özel tarife indirimleriyle, 379 milyon lirası yurt dışı faydalarıyla, 65 milyon lirası GSM dışı faydalarla ve 25 milyon lirası içerik servisleri ve sponsorluklarla olmak üzere toplamda yaklaşık 502 milyon liralık ayrıcalık sağladık.

SES VE İNTERNETİN ÖTESİNDE HİZMET

Cep telefonu şirketleri son dönemde dijitalleşmeyle birlikte birçok farklı sektörde faaliyet gösterir hale geldi. Sadece ‘Alo’ yani ses ve internet paketi satan şirket anlayışını geride bırakan operatörler, e-ticaret’ten enerji ve veri merkezi yatırımlarına kadar çok farklı alanda hizmet sunuyor. GSM operatörleri faaliyet alanlarını genişletirken abonelerine de maksimum fayda sağlayacak ayrıcalıklı paketler geliştirmeye başladı. Bu noktada öne çıkan operatörlerden biri Vodafone Türkiye. Şirket 2010 yılında devreye aldığı ‘Red’ markasıyla şu ana kadar kullanıcılarına milyonlarca liralık katkı sağladı. Alışverişte indirim ve para puandan, sınırsız internet kullanımına kadar ayrıcalıkları bünyesinde barındıran ‘Red’in detaylarını Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin’den dinledik.

DİJİTALLEŞME TALEBİ ZİRVEDE

Böyle bir markanın doğuş hikayesi nasıl oldu? Red’e neden ihtiyaç duyuldu?

Vodafone Red markamızı 2010 yılında hizmete sunduk. Red’lilere hayatın her alanında zaman kazandıracak, onların hayatlarını kolaylaştıracak ayrıcalıklarla dolu bir dünya sunuyoruz. Böylece Vodafone Red’liler, dijital hayatın keyfini benzersiz bir deneyimle çıkarabiliyor. En popüler uygulamaları ve en eğlenceli dijital içerikleri internetinden yemeden izleme, dijital platformlarda hediye üyelikler, yurt dışında 5G deneyimini yaşama ve ev internetinden akıllı teknolojiye kadar tüm hayatı dijitalleştirme imkanı sunuyoruz. Red’lilere 200 ülkede tarife içeriğini Türkiye’deymiş gibi kullanma, 23 Vodafone ülkesini ücretsiz arama gibi hayatın her alanından ayrıcalıklar sunuyoruz.

12 Temmuz 2024, Cuma 07:00

Bu yaz çocuklar aile bütçesini öğrensin

Uzun yaz tatili ailelerin çocuklarıyla daha fazla zaman geçirmeleri için fırsat sunuyor. İşte bu dönemde çocuklara çok da geç olmadan tasarrufu, parayı, planlamayı, israfı, birikimi öğretebilirsiniz. Enerjide, gıdada, suda, harcamada bilinçli nesil hem sizin bütçeniz hem de ülke açısından büyük kazanım anlamına geliyor. Ayrıca tüketici davranışlarında çocuklukta kazanılan alışkanlıkların önemi çok büyük oluyor.

ETKİSİ BİR ÖMÜR SÜRÜYOR

‘Ağaç yaşken eğilir’ atasözü birçok anlamda ailelere yol gösteriyor. Bunlardan biri de tasarruf. Çocukken kazanılan tasarruf bilinci bir ömür boyu rehber oluyor. Okul döneminde ders, sınav derken çocuklarla çok fazla zaman geçiremeyen aileler için yaz tatilleri önemli bir fırsat. Bu dönemde çocuklara öğreteceğiniz tasarruf alışkanlığı, para bilinci, akıllı harcama stratejileri çok kıymetli. Peki neler yapılabilir?

İYİ BİR MODEL OLMALISINIZ

Bu yaz, çocuklarınıza birikim hedefi koyun, birlikte alışveriş listesi hazırlayın, tabaktaki yemeğin neden bitmesi gerektiğini, boşa yanan lambanın neden söndürülmesi gerektiğini anlatın. Sadece anlatmakla kalmayın onlara iyi bir model olun. ‘Her şeyi olsun’, ‘Ne isterse alayım’, ‘Paramız var ne isterse alsın’ anlayışından kesinlikle uzak durun. Para kazanmanın kolay olmadığını ve her bir kuruşun kıymetli olduğunu anlatın.

HEDEFE ODAKLI HARÇLIKLAR

Çocuklar haliyle bugünlerde okula gidip kantin alışverişi yapamıyor. Yazın evde daha fazla zaman geçirdiklerinden harcamaları da daha az olacaktır. Çocuklar harcama yapmasa da haftalık harçlıklarını verip, bunları biriktirmelerini teşvik edin. “Şu ihtiyacını karşılaman için, şu kadar birikim yapmalısın. Sen bu hedefi koy, ben destek olacağım. Aylık birikim hesabı da yapacağız” diyebilirsiniz.

05 Temmuz 2024, Cuma 07:00

Duygularınız bütçenizi altüst etmesin

Bütçe dışı harcamalarda duyguların etkisi çok fazla. Üzüntü ve sevinç, kararsızlık, ruhen boşlukta hissetme, depresyon.... Aklınıza gelen tüm ruhsal durumlar kontrolsüz alışverişe neden olabiliyor. Cepteki para, karttaki limit gözyaşıyla birlikte akıp gidiyor. Yapılan araştırmalar da bunu destekliyor. Aman dikkat!

Çin’de bir üniversitede Oxford onaylı anket kullanılarak yapılan araştırma, aşırı üzülen ve üzüntü hissiyle başa çıkmaya çalışan kişilerin alışverişe daha yatkın olduğunu ortaya koydu. Bir başka ifadeyle üzüntülü kişiler yaşadıkları duygusal boşluğu doldurmak için daha çok alışveriş yapıyor ve para harcıyor. Ayrıca dizi ya da film izlerken bazı sahnelerden etkilenerek üzülenlerin de alışveriş eğilimi artabiliyor. Yani duygularını kontrol edemeyen bireyler ekonomik durumlarını zora sokacak harcamalara yönelebiliyor. Bütçe dışı plansız harcamalar ise stresi ve üzüntüyü katlayan bir sonuç olarak ortaya çıkıyor. Bu gibi durumlarla baş etmek elbette mümkün. Peki bütçe kontrolü için duygu kontrolü nasıl sağlanır? Detaylarını Psikolojik Danışman Dr. Feyza Çelen’le konuştuk.

İSTERSEK BUNU ÖNLEYEBİLİRİZ

Alışveriş yapma kavramının öğrenilen bir davranış olduğunu vurgulayan Çelen, “Bundan iki sonuç çıkarabiliriz. 1-İçinde geçmiş alışkanlıklar ve yaşanmışlıklarımızın izi vardır. 2-İstersek bunu fark edip yönetebilme ve değiştirebilme potansiyeli vardır. Çocukluğumuzda, ebeveynlerimizi önce izleriz. Bir masa başında almaya, satmaya karar veren, alışverişten önce liste yapan, ‘Dur şunun taksidi bitsin sonra bakarız’ diyen, ‘Gelirken ekmek al’ gibi basit ve sıradan gördüğümüz her şeyin bu öğrenmeye etkisi büyüktür” dedi.

KARAR ALMA BECERİSİNİ ETKİLER

Üzgün ve kızgınken, duyguların yoğunluğuyla baş etmeye çalışırken ‘Canımın istediği şeyleri yapmak iyi gelir’ düşüncesiyle gereksiz harcamalar yapılabildiğini belirten Feyza Çelen, şöyle devam etti: “Özellikle depresyon öncesi girmiş olduğumuz aşırı hüzün ve üzüntü durumu, karar alma becerimizi fazlasıyla etkiler. Anlık kararlar vermek mesela yeni bir hisse senedi, nasıl ödeneceği bilinmeyen bir araba, bir anda aylar sonrasına yapılacak bir seyahat bileti, ufak tefek alışverişlermiş gibi görünen çanta, ayakkabı, kıyafetlerle aylar süren kredi kartı ekstreleri, ‘Evin şeklini değiştirmek istedim’ diyerek çıkılan mobilya alışverişleri bundan nasibini alır.”

BOŞANMA ÖNCESİ VE SONRASI ÖRNEĞİ!

02 Temmuz 2024, Salı 07:00

Pompada 15 milyar vergi kaybına fren

Akaryakıt sektöründe usulsüz fatura kullanımının önüne geçmek ve vergi kaybını engellemek için Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından geliştirilen Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi’nin (UTTS) tüm altyapı çalışmaları tamamlandı. Sistem 1 Ocak’ta devreye girecek. Böylece akaryakıt harcamaları gider olarak gösterilen araçlara yeni nesil taşıt tanıma sistemi takılacak ve yıllık 15 milyarlık vergi kaybının önüne geçilecek.

Türkiye'de halihazırda trafiğe kayıtlı 29 milyon taşıt bulunuyor. Bunlar içinde yaklaşık 8 milyon araç akaryakıt harcamalarını gider göstererek vergi indirimi elde eden vergi mükelleflerine hizmet veriyor. Bu sayının 3 milyon civarındaki kısmı ise halihazırda ticari Taşıt Tanıma Sistemi (TTS) bulunan araçlar. Yakıt harcamalarını gider olarak göstermek için araçların kiralama yoluyla edinilmesi veya işletmeye dahil olması ve işte kullanılması gerekiyor.

ENTEGRASYON İÇİN YAZILIM GÜNCELLENECEK

Yapılan akaryakıt satışları Yeni Nesil Pompa Ödeme Kaydedici Cihaz’dan başlayacak ve Yeni Nesil Pompa Ödeme Kaydedici Cihaz’da sonlandırılacak. Bu amaçla, pompalardaki ödeme kaydedici cihazların yazılımları güncellenerek UTTS entegrasyonu sağlanacak. Akaryakıt dağıtım şirketlerinin işlettiği ve yaklaşık 3 milyon araçta bulunan Taşıt Tanıma Sistemi de UTTS’ye entegre edilebilecek.

USULSÜZLÜKTE ‘ELLE GİRİŞ’ DETAYI

Mevcut sistemde akaryakıt dolumu yapılan aracın plaka bilgisi istasyon görevlisi tarafından el ile giriliyor. Akaryakıt satışı sırasında taşıta ait olmayan başka bir plaka bilgisi sisteme elle işlenerek usulsüz fatura oluşturulabiliyor. Örneğin; şirket sahibinin eşine ait araca alınan yakıt şirket aracına alınmış gibi gösterilebiliyor. Özetle bazı mükellefler kullanmadığı ya da kullandığından fazla akaryakıt harcamasına ait faturayı gider olarak gösterebiliyor.

KAYIT DIŞI İŞLEMLERİ ÖNLEYECEK

Usulsüz faturalarla yakıtların gider olarak gösterilmesi daha az vergi ödenmesi anlamına geliyor. Bunun sonucunda da devletin vergi kaybı oluşuyor. Bu kaybın yıllık 15 milyar liraya ulaştığı tespit edildi. Vergi gelirlerini artırmaya yönelik düzenlemeler gündemdeyken bu tür kayıt dışılığın önlenmesi çok daha önemli hale geliyor. Bu kapsamda Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yerli imkanlarla geliştirilen ve altyapısı hazır olan Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS), 1 Ocak 2025 itibarıyla yürürlüğe girecek.

28 Haziran 2024, Cuma 07:00

Cebi ısıtan sizi serinleten taktikler

Haziran itibarıyla birden bastıran aşırı sıcaklarla klima ve vantilatör kullanımı da zirve yaptı. Ancak bu cihazlar kontrolsüz ve hesapsız kullanılırsa faturaların da yükselmesine neden olabilir. Peki neler yapılırsa elektrik tüketimi daha düşük kalır ve klimalardan maksimum fayda sağlanır? Sizin için araştırdık...

AYLIK FATURA ETKİSİ 598 LİRA

İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği’nin (İSKİD) raporuna göre; Türkiye’de geçen yıl 1.9 milyon klima satıldı. Pazar bir önceki yıla göre yüzde 35 büyüdü. Klimaların fiyatı 20-22 bin liradan başlıyor. BTU ve Watt değerleri hem fiyatı tayin ediyor hem de enerji tüketimi açısından yol gösteriyor. Klima ile ilgili en çok karşılaşılan ifade BTU’dur. BTU; İngilizce ‘British Thermal Unit’in (İngiliz ısı birimi) kısaltılmasından oluşuyor. Kabaca ‘soğutma kapasitesi’ diyebiliriz. 8.000 BTU kapasiteli bir klima, 12 saat açık kaldığında ayda 266 kilovatsaat yani 598 liralık enerji harcıyor. Cihaz kapasitesi 18.000 BTU’ya olursa aylık tüketim 657 kilovatsaate, faturaya yansıması da 1.478 liraya çıkıyor. Dolayısıyla doğru klima seçimi önemli.

KAPASİTE DENGESİ ÇOK ÖNEMLİ

İhtiyacınıza uygun bir klima ararken bu detaylara dikkat etmelisiniz:

* Oda büyüklüğü: Bir veya iki odayı soğutmak istiyorsanız duvar tipi klimalar harika bir çözüm. Ancak salon tipi veya merkezi klima sistemi ile 150 metrekare ve üzeri bir alanın tamamını soğutabilirsiniz.

21 Haziran 2024, Cuma 07:00

28 milyon aktif kart kullanıcısı 4.2 trilyon lira limit 1.3 trilyon bakiye

Kredi kartıyla yapılan işlemler ve limit artışları Merkez Bankası’nın radarında. Bankanın raporuna göre; Türkiye’de 28 milyon aktif kredi kartı kullanıcısı var. Kart sahiplerinin toplam limiti enflasyonun üzerinde artarak 4.2 trilyon liraya kadar çıktı. Limitin yüzde 29.6’sı yani yaklaşık 1.3 trilyon lirası kullanılıyor. Banka, yükselen faiz ortamında gelir-borçlanma uyumsuzluğu olanların kart borcunun artabileceği uyarısını yaptı.

 

Milyonlarca kişi nakit akışını, ödemesini ve alışverişini kredi kartları aracılığıyla sağlıyor. Son dönemde enflasyonla mücadele kapsamında kredi kartı kullanımını sınırlandırmak için bir dizi önlemler alınmıştı (nakit avans limitine kısıtlama, nakit çekim ve alışveriş faizinde artış gibi). Buna rağmen kartlı harcamalar rekor kırıyor. Merkez Bankası da kart harcamalarını, limitlerini ve borçları sıkı takibe aldı. Bu durum, bankanın yayınlandığı ‘Finansal İstikrar Raporu’na da yansıdı.

LİMİT DÜŞTÜKÇE BORÇ ARTIYOR

Rapora göre; kredi kartında aktif kart kullanan kişi sayısı 28 milyona ulaştı. Ocak 2024 itibarıyla bireylere tanımlanan toplam kredi kartı limiti 4.2 trilyon liraya çıkarken, bunun yaklaşık yüzde 30’u yani 1.3 trilyon lirası kullanıldı (bakiye). Kişi başına kart borcu 45.5 bin lira seviyesinde bulunuyor. Limiti 50 bin liraya kadar olanlar, bu limitin yarıdan fazlası borçlanmış durumda. Limiti yüksek olanlarda ise limit kullanım oranı yüzde 50’nin altında.

GELİR/BORÇLANMA UYUMSUZLUĞU

Raporda, bireylerin kredi kartı bakiye ve limitlerini önemli ölçüde artırdığına dikkat çekilerek, “Artan kredi kartı faiz oranları ile birlikte özellikle gelir/ borçlanma uyumsuzluğu olan bireylerde faize bırakma davranışının borç servis yükünü artırabileceği değerlendirilmektedir” ifadesi kullanıldı. Hatırlayalım, nakit çekimde faiz yüzde 5’e, gecikmede ise faiz yüzde 5.3’e çıkmıştı. Alışveriş faizi (akdi faiz) ise son artışla yüzde 4.25’e yükselmişti. Bir başka deyişle sadece asgari tutarı ödeyenler ya da dönem sonu borcunu aksatanları yüksek maliyetler bekliyor.