Biz bitti demeden...

Avrupa Futbol Şampiyonası Fransa’da devam ediyor.
Turnuvanın favorileri arasında adı geçen Almanya, İngiltere ve İtalya’nın (ilk) maç istatistiklerine göre İtalyanlar 120 kilometre, Almanlar 113 kilometre, İngilizler 111 kilometre koşmuş.
Peki, Türkiye’nin ne kadar koşmuş?
102 kilometre.
Uğur Meleke’nin tabiriyle:
Türkiye 1 kişi eksik oynuyor.
* * *
Yine Uğur’dan öğrendim.
Hırvatların tek bir oyuncusu, bizim Milli Takım’daki 3 oyuncumuzun toplamı kadar top kazanmış.
* * *
Böyle bir başlangıcın ardından ikinci maçta herkes daha azimli, daha istekli bir Milli Takım beklerken dün de İspanya’ya kaybettik.
Yine içler acısı bir futbol ve yine hezimet. Turnuvanın bir maçta en çok gol yiyen takımı olduk.
* * *
Türk futbolunun değil, Türkiye’nin özetidir bu aslında.
Avrupa Şampiyonası finallerine son anda büyük bir şans eseri katılan bir takım olduğunu bilip herkesten daha fazla çalışman, daha çok koşman gerekirken sen ne yaptın?
“Biz bitti demeden bitmez...”
“Bizim inancımız yeter...”
“Çıkar bir şekilde hallederiz...”
* * *
Kusura bakmayın:
Ne Fatih Terim’e ne de futbolculara kızabilirsiniz.
Başarının emekle değil, gazla elde edeceğine kim inandırdıysa sizi gidin ona kızın.
Futbol bir oyun.
Bir eğlence.
Kazanmak da var kaybetmekte.
Ne kazandığınızda dünyanın hakimi oluyorsunuz ne de kaybettiğinizde süper güç.
Varsa yüreğiniz, 20 yaşındaki çocuklara “Maç sırasında niye saçını taradın?” diye vereceğiniz ayarı Ortadoğu’nun yarısında büyükelçilik açamaz haldeyken Türkiye’yi Ortadoğu’nun lideri ilan edenlere verin.