Bunun adı adalet filan değil!

Canan Kaftancıoğlu’na sosyal medya hesabından yaptığı bazı paylaşımlardan dolayı 9 yıl 8 ay 20 gün hapis cezası verildi. Canan Kaftancıoğlu’nun attığı tivitlerin bazıları olacak iş değil.

İyi de Kaftancıoğlu bunları 7 yıl önce atmış. 7 yıl ne beklediniz? Kaftancıoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı olunca mı aklınıza geldi bu paylaşımlar yoksa CHP İstanbul’u alınca mı?

Kaldı ki Türkiye’de sosyal medyada geriye dönük ayıklama yapılırsa dışarıda adam kalmaz. “Açılıma” destek olacağım derken devlete hakaret edenleri - Apo’ya methiyeler düzenleri, Atatürk’e sövenleri, 2013 öncesinde FETÖ ve elebaşına övgüler yağdıranları görme ama Canan Kaftancıoğlu’nun yazdıklarını ayıkla, 10 yıl hapis ver.

Bunun adı adalet falan değil, düpedüz rezalettir. Ayrıca bir insana “tivit attı” diye 10 yıl hapis cezası vermek nedir arkadaş? Bu ülkede adam öldürene 10 yıl hapis cezası verilmiyor. Şunu açıkça söylesenize, Kaftancıoğlu’ndan neyin intikamı alınıyor?

BU DOĞRU MU EKREM BAŞKAN?

İddia o ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ağaç ve Peyzaj AŞ’nin başına İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Berna Sukas’ın eşi Ali Sukas getirilecekmiş. İBB kaynakları “Henüz böyle bir atama yok” dedi ama yalanlamadılar da iddiaları.

Umarım böyle bir hata yapılmaz. Umarım Ekrem Başkan seçim öncesi verdiği “Kimseye hizmet etmeyeceğiz İstanbullulardan başka...” sözünü bu kadar çabuk unutmaz. Umarım bize “Hani bu ahbap çavuş ilişkisi bitecekti Başkan?” diye sordurtmaz.

DEMOKRASİNİN NASIL BİR ŞEY OLDUĞUNU HATIRLATAN VİDEO!

İngiltere’de Başbakan Johnson sokakta gazeteciyle röportaj yaparken bir vatandaş geliyor yanına ve başlıyor saydırmaya... Küfür etmiyor, hakaret etmiyor ama Johnson’a baya sert dalıyor.

Ülkesinin başbakanına bağırarak, “Halkı kandırıyorsun, burada ne yapıyorsun senin şu an Brüksel’de olman gerekiyordu” diyor. Johnson dinliyor, cevap vermeye çalışıyor.

Ne adamın üstüne atlayan bir koruma ordusu ne sonrasında açılan bir dava ne de başka bir şey...

Türkiye’deki pratik bu değil ama aslına bakarsanız bizim yasalarımız da buna izin veriyor.

Anayasa Mahkemesi’nin 9 Mayıs kararı diyor ki “Sarf edilen bazı görüş ve ifadeler kamu gücünü kullanan organlar bazında incitici, yaralayıcı ve kabul edilemez görülse bile... serbestçe açıklanmalıdırlar.” Ne diyelim, darısı başımıza.