Ahali derbiyi konuşuyor.
Konuşadursunlar...
Ben size hafta sonu oynanan
başka bir maçı anlatacağım.
Kayserispor Mersin İdman Yurdu
ile oynuyor...
Maç Kayseri’de...
Kayseri takımı rahat: Ligde 6’ıncı...
Mersin’de ise yangın var! Son
sıradalar. Böyle giderse küme düşecekler.
İlk golü Kayseri attı. Sonra Mersin...
51’inci dakikaya kadar maç 1-1.
56’ıncı dakikada Kayseri 2-1 yaptı.
Ve utanç dakikaları başladı!
Top taca çıkıyor... Geri getiren yok.
Top auta çıkıyor... Geri getiren yok.
Top toplayıcı çocuklar adeta
‘iş yavaşlatma’ eylemine gidiyor.
Topu alıyor, daha uzağa atıyorlar.
“Maçın 3’te ikisi oynanmadı” diyor
Mersin’in hocası...
[[HAFTAYA]]
Yanlış anlamayın en büyüğü
12 yaşında bu çocukların...
Kendi başlarına böyle bir işe
kalkışma ihtimalleri sıfır!
Yani?
Bir yerden talimat gelmiş!
Sonuç?
Dedim ya Mersin’de yangın var...
Adamlar 2-1 mağlup... Her saniye
çok kıymetli... Zaten gerginler, bir de
bu rezalet başlayınca iyice çıldırıyorlar.
Mersin’in yıldızı Culio kırmızı kart
görüyor. Maçta tam 12 tane de
sarı kart çıkıyor!
Hakem müdahale edip top toplayıcı
çocuklardan birini tribüne gönderiyor.
O sırada yayıncı kuruluş çocuğu
gösteriyor... Çocuk tribünde
kahraman muamelesi görüyor!
Ve maç 2-1 bitiyor.
Kayseri kazanıyor.
Kaybeden kim?
Mersin mi sanıyorsun?
Hiç değil!
Asıl kaybeden kim biliyor musun?
El kadar sabileri bir spor
müsabakasında vakitten çalarak bir
nev’i hırsızlığa teşvik edenler...
“Kazan da nasıl kazanırsan kazan”
mantığı ile önce o çocukları sonra da bu
ülkenin futbolunu yerin dibine sokanlar...
10 yaşındaki bebelere futbolu
öğrenmeden futbolda çalmayı öğretenler...
Farkında olmadan bir hırsızlığa alet
olan o minikleri tribünde “Helal olsun
koçum sana” diye tebrik edenler...
Ve elbette pazar akşamı başlayıp
ertesi gün sabaha doğru biten futbol
programlarında bir zahmet 5 dakikasını
bu mevzuya ayırmayan ‘futbol otoriteleri’...
Ben de dün Serhat Ulueren’den
öğrendim. “Kayserispor’a özgü bir şey
değil bu...” dedi ve ekledi: “Maalesef
bütün kulüpler o top toplayıcı çocuklara
zamandan nasıl çalınır eğitimi veriyor.”
Kimse “Bu ülkede futbol niye
bu halde?” diye sormasın kardeşim.
Bu başımıza gelenler az bile...