Giriş
İnsanların boş vakitlerini sadece boş vakitlerinde ne yapacaklarını düşünerek harcadığına defalarca şahit olmuş biri olarak sizi kurtarmaya geldim. Gerçi böyle süslü cümleler kurduğuma bakmayın. Aslında ben de sizden biriyim. Ve öneriler dikkate almaya çalışıyorum. Ki bazıları cidden hayat kurtarıcı olabiliyor. Buradan yola çıkarak düşündüm ki, belki benim tavsiyelerimi almak ve değerlendirmek isteyen, zevkimi benimseyecek olanlar vardır. İçlerinden beğenebileceğiniz ve zamanınızı güzel geçireceğiniz bir şeyler bulabileceğinizi umuyorum.
Haftanın film önerisi:
Harry Potter ve Ateş Kadehi (Harry Potter and the Goblet of Fire)
Seveni kadar sevmeyeninin de olduğu, Yüzüklerin Efendisi ile karşılaştırılması alın yazısı haline gelen, aynı zamanda her uyarlaması kitapları ile karşılaştırılması olayını en fazla yaşayan film serisi Harry Potter’ın benim en sevdiğim filmi “Ateş Kadehi”dir.
Bilmeyenler için Harry, Ron ve Hermione’nin merkezinde bulunduğu sihirli bir dünyayı anlatır Harry Potter serisi. Bu filmi de seriyi Hogwarts dışına doğru genişlettiği ve “Aaa bak başka büyücülük okulları, başka büyücülük kültürleri de varmış” dedirttiği ve hissettirdiği için favori filmlerim arasına en tepelerden sokarım. Aynı zamanda Harry Potter evreninin olgunlaşmaya ve karanlıklaşmaya başladığı film olmasıyla da benim için ayrı bir yere sahip.
Büyücülük gibi fantastik öğelerin tema olarak ağır bastığı ürünleri tüketmekten zevk alanlara, kitabı okuyup, filmleri izlemeyenlere, izlemeyi düşünüp fırsat bulamayanlara, serinin hayranı olup bir kez daha izlemek isteyenlere bütün film serisini, özellikle serinin dördüncü ayağı olan “Harry Potter ve Ateş Kadehi”ni ilk 3 film ile birlikte izlemelerini öneriyorum.
Haftanın dizi önerisi:
Family Guy
En çok sevdiğim ve güldüğüm diziler arasında yıllardır zirveyi kimseye kaptırmayan Family Guy'ı önermek benim için bir zorunluluktu.
“Family Guy” 18 sezondur Amerika’nın ulusal televizyon kanallarından FOX’ta yayınlansa da, tıpkı bir kablolu kanal veya online dizi, film platformları gibi toplum ahlak sınırlarını zorladığı oluyor. Hatta çoğu zaman bunu kablolu kanallardaki muadillerinden daha ağır yaptığı da oluyor. Bu da zaten benim ve benim gibi gençlerin “Family Guy” ve türevi uçarı yapımları sevmesinin en büyük sebebi. Yeni nesil toplumsal ahlak normlarından sıyrılmak, aynı zamanda onlarla alay etmek veya alay edilmesini izlemek istiyoruz.
Seth MacFarlene’in yaratıcısı olduğu dizi, üçüncü sezonun sonunda FOX tarafından istenilen reytinglere ulaşamadığı gerekçesiyle iptal edilmişti. İptalinden sonra DVD satışlarında patlama yapınca, iki sene sonra FOX diziyi dördüncü sezonuyla tekrar diriltme kararı almıştı. Hatta dördüncü sezonun başında dizinin iptali ve geri dönüşü ile alakalı bir dalga geçme sahnesi de mevcut.
Mizahta sınırları olmayanlardansanız ve ofansif ve absürd mizahın aşırısına bile gözünüz kapalı dalıyorsanız şu sıralar 18'inci sezonu yayınlanan bu efsane dizi sizin için yaratılmış denebilir.
Haftanın müzik önerisi
Sezen Aksu - DEMO
Şimdi de Sezen Aksu’nun 2018 senesinde bir YouTube albümü olarak piyasaya sürdüğü ve sonrasında diğer bütün online müzik platformlarına da gelen bir albümden bahsedeceğim.
Bu albümün olayı Sezen Aksu’nun yıllar içinde başka sanatçılara verdiği şarkıların demolarını toplaması aslında.
Yani eğer Türk müziğine biraz hakimseniz farklı veya yeni bir şarkı dinlemeyeceksiniz, fakat Sezen Aksu’yu sevip bütün müzik kariyerini detaylı bir şekilde bilmiyorsanız, albümdeki 12 şarkı arasındaki bazılarını dinleyince “Hadi ya! Bunu da mı Sezen Aksu yazıp bestelemiş!” diye şaşırabilirsiniz.
Bir şarkıyı önersem diğerine ayıp olur. Ama yine de Sibel Can’dan, ardından Ata Demirer’den “Benim Yerime de Sev” adıyla dinlediğim “Begonvil” şarkısının kalbimde yeri her zaman ayrıdır. O yüzden bu albümde zorla bir şarkı seçecek olsam çok az bir farkla Begonvil olurdu.
Haftanın etkinlik önerisi
BKM Açık Mikrofon
Son yıllarda stand up gösterilerinin çehresinin değiştiğini fark etmişsinizdir. Stand up Cem Yılmaz ile özdeşleştirilen bir tür olmaktan çıkarak daha geniş kitlelere yayılmaya başladı. Stand up olayının ağababaları Cem Yılmaz, Ata Demirer gibi komedyenleri günümüzde artık başka bir seviyeye koymamız gerek. Bu gibi karşılaştırmalar hem onlara hakaret hem de alttan yetişenlerin omzuna yük oluyor. Artık Cem Yılmaz ve Ata Demirer’i kendi aralarında, daha az tanınmış veya işin başında olanları kendi aralarında karşılaştırmalıyız.
Ben bugün için halihazırda stand up gösterileri devam eden iki stand up süperstarı Cem Yılmaz ve Ata Demirer’in öncüsü olduğu büyük ve pahalı gösterilerden değil, butik mizah adını verdiğim gösterilerin en önemlilerinden birinden bahsedip gitmenizi önereceğim.
Nedir bu “BKM Açık Mikrofon” diyecek olursanız eğer, amatör veya yarı amatör stand upçıların kısa kısa sahneye çıkarak hikayelerini izleyicilere anlattığı bir şov ve format aslında.
Her hafta “BKM Mutfak Çarşı”da düzenlenen bu etkinlik için istenilen bilet parası da 40-50 lira arasında. Eğer “Cem veya Ata hariç kimseye gülmem ben” gibisinden önyargılarınız varsa bile denemenizi tavsiye ederim. Eğer bu tarz bir önyargınız yok ise ve henüz başka bir stand up gösterisi izleme fırsatınız olmadıysa o zaman kesinlikle tavsiye ederim. Çünkü iki türlü de illa seveceğiniz bir komedyen bulacaksınızdır.
