Elif Yılmaz Normalleşen anormalleşme
HABERİ PAYLAŞ

Normalleşen anormalleşme

Biliyorsunuz, hükümetin, geldi geleli en büyük hedeflerinden biri ‘Normalleşmek.’ Şimdi yeni normalleşme sahamız da; İsrail ile ilişkiler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da 15 Aralık’ta bunun adımını attı ve “Ortadoğu barışı için Türkiye, İsrail ilişkilerinin normalleşmesi gerektiği’ mesajını verdi. Daha mesajın mürekkebi kurumamıştı ki, 48 saat sonra ajanslara “Türkiye ile İsrail, ilişkilerin normalleşmesi için anlaşmak üzere’ haberi düştü.

Normalleşme iyidir güzeldir de, ama aklıma takılan bazı sorular var.

Haberin Devamı

Mesela; marketten parayla aldığı, kasa kasa meşrubatı sokaklara döküp, o markayı boykot ettiğini sanacak kadar öfkesinden şuurunu kaybeden vatandaşın 48 saatte duyguları nasıl normale dönecek. Bu sefer de kasa kasa o meşrubatı mı alıp içecek?

Bu ülkede halk eziyet gördüğünde, tepki koyan yazara, çizere, aydına günaşırı Gazze’den fotoğraf gönderip “Bre kafirler, peki İsrail zulmüne niye karşı çıkmıyorsunuz’ diyenler şimdi hangi dala tutunacak?

Peki, onca troll, köşe yazarı, TV yorumcusuna ne olacak? ‘Eve cola aldım, utanç içindeyim’ diyen o duyarlı genç yazara normalleşmek için 48 saat yeter mi? Her bir normalleşme hareketinde eski tivitlerini silmekten helak oldu bu insanlar. Yazıktır! Malum internet dünyası; sen unutsan o unutmuyor. Millet fesat, üç gün önce yazdıklarını çıkartıp çıkartıp suratlarına çarpıyor.

Ha tamam; tabii ki cemaat, barış süreci, Esad, Putin hatta gay yürüyüşüne kadar üç günde tornistan yapılan onlarca mevzu sayesinde bu arkadaşlar hayli deneyim kazandılar. Duruma adaptasyon konusunda gayet de başarılılar, hiç lafım yok. Ama nereye kadar! En azından iki ay kadar bir alışma süresi tanınsaydı kendilerine. Bu vefayı hak etmediler mi!?

Normalleşme’ diye diye ortalık ‘anormal’ tutarsız insanlarla doldu taştı. Anormalleşme, normalleşmeye başladı. Diyeceğim odur ki; her icraatınızı savunmak için canla başla akıl sınırlarını zorlayan bu fedakâr arkadaşlar da nihayetinde insan. ‘Esed, yarın öbür gün ‘Kardeşim Esad’ olursa stresiyle kâbus gördükleri söyleniyor. Yazıktır, zulümdür. Yapmayın.

Haberin Devamı

Tekmecinin hakkı

Hürriyet Gazetesi’ne yaptığı saldırıdan sonra 28 yaşındaki Abdurrahim Boynukalın’ın kariyer basamaklarını nasıl hızla tırmandığına hep birlikte tanık oluyoruz.

Abdurahim Boynukalın

Normal ülke standartlarında adını sanını bir daha duymayacağımız bu genç yetenek, saldırıdan kısa süre sonra yapılan AKP Kongresi’nde divan üyeliği gibi bir göreve değer bulundu. Hemen arkasından, başka bir AKP toplantısında bizzat Başbakan tarafından kendisine başka bir vesileyle teşekkür edildi.

Genç yetenek, bu hafta da Gençlik ve Spor Bakanı’nın yardımcısı yapıldı. Yeni Türkiye’de, parlak kariyer düşleyen gençlere daha iyi bir örnek bulunamazdı kuşkusuz.

Yusuf Yerkel

Boynukalın’ın ‘yardımcı’ olduğu yerde, Soma’da vatandaşı tekmeleyen genç Yusuf Yerkel de ‘bakan’ olmalı. Lütfen rica ederim hakkı yenmesin.

İzlemeyen kaldı mı?

Aldığı en değerli hediye eşinin çizdiği ‘Yoda’ resmi baskılı tişört olan, yeğenine doğmadan usta jedi ‘Yoda’ lakabı takan, hayatta en ciddiye aldığı karakteri ‘Darth Vader’a asla toz kondurmayan biri olarak size Star Wars yazmayacağım.

Haberin Devamı

Halk market BİM’in bile Star Wars ürünleri sattığı ve kapışıldığı günlerden geçerken, sağdan soldan stormtrooper maskeli insanlar fırlarken fenalık geldi. Ben de bir geminin güvertesine sığınmayı tercih ettim.

Sarıbacak’ın oyunculuğunu izlerken nefesim kesildi dersem abartmış olmam. ‘Cenk’ rolündeki Nadir Sarıbacak’ın oyunculuğunu izlerken nefesim kesildi dersem abartmış olmam.

Tolga Karaçelik’in yönettiği ‘Sarmaşık’ filminin geçtiği gemiden bahsediyorum. Bu öyle bir gemi ki, 7’den 70’e hepimiz içindeyiz. Peki bu gemi bir hapishaneye dönüşürse? İşte Karaçelik, 1 saat 44 dakika bu gerilimi size iliklerinize kadar hissettiriyor. Film bittiğinde ise koltuktan kalkmanız biraz zaman alıyor, benden söylemesi.

Gölge etme

Evli rockçı Kaan Tangöze, aşık olmuş-muş. Aşık olunan kadın suçluymuş, eşi mağdurmuş. Eş suçluymuş, aşk mağdurmuş. Yok aslında Kaan’ın hiç mi suçu yokmuş? Asıl suçlu oymuş-muş.

Memleketin alev alev yanan öteki yanına, şu mevzunun çeyreği kadar mesai harcansaydı, şu an bir sürü genç doya doya aşkını yaşıyor olacaktı o da ayrı! Her neyse benim mevzum, Kaan Tangöze’nin son albümü ‘Gölge Etme.’ Gerçek bir ozan gibi sözünü hiç esirgememiş. Cesaretini, gitarı ve mızıkasıyla sere serpe ortaya sermiş. Tebrikler. Kimse de gölge etmesin.

Bu kadar...

-Sokağa çıkma yasaklarıyla özgürlüğün,

-Kitap toplatarak demokrasinin, geleceği savunulan bir ülkede, gelecek görenlerde ben bir gelecek göremiyorum. Gelmeyecek bir gelecekle ilgili söyleyeceklerim de bu kadar!

İYİ PAZARLAR...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder