Giriş
Dünya Çocuk Oyunları, ATATÜRK’ün hediyesi 23 Nisan’ın hemen sonrasında Ankara’da Büyükşehir Belediyesi’nin Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığı, GSGM ve Spor Toto’nun işbirliği ile Ankara’da yapıldı.
Dünya spor literatüründe Gençlik Festivali (EOC-Avrupa Olimpiyat Komiteleri Birliği), Gençlik Olimpiyatları (IOC-Uluslararası Olimpiyat Komitesi) var.
Amma Dünya Çocuk Oyunları yok. İlk defa şunu söylemek bir hakşinaslıktır. Çocuk Oyunları ve Spor Kulüpleri Federasyonu’nu kurmak onuru Kayseri’nindir.
Orada da bu yola çok emek vermiş olan Oktay Yellikaya’dan takdirle bahsetmek gerektir. Bu federasyon Anadolu’da Türk yurtlarında oynanılan çocuk oyunlarına sahip çıkmış ve 4-10 arası yaş sınırını koymuştur. Bunlar, hepimizin çocukken oynadığımız, sek sek, çelik-çomak vs. gibi oyunlardır.
Ankara’daki 1. Dünya Çocuk Oyunları ise 13 spor branşı olarak anons edilmiştir. Her yararlı çalışma gibi bu olayı da takdir ederken, söyleyeceğim önemli şeyler var. Türkiye, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin hamlesi ile Dünya Çocuk Oyunları’nı başlatan ilk ülke şerefini taşımaktadır.
Amma, bu ilk adımdan sonra oyunların devamlı ve her ülke tarafından kabul görmesi mahalli bir organizasyondan öte olması için bazı şartlar gerekir. Bu organizasyon bir oyun değil, bir spor olayıdır. Adında dünya bulunduğu için de ilk olarak Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne başvurulmalıdır.
[[HAFTAYA]]
Bunun da yolu IOC’nin Türkiye’deki tek temsicisi Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’ne organizasyon sahibinin resmen müracaatıdır. IOC bu teklifi uygun bulur, onaylar, bu oyunları kabul ederse, özel bir departman kurar.
Oyunlara katılacakların yaş barajını, erkek, kız sporcuların kriterlerini tespit eder, programa alınacak oyunların katılımcılara uyup uymadığına karar verir.
Oyunların kaç yılda bir, nerede ve nasıl bir yöntemle yapılmasını da bu departman belirler. Ancak, o zaman Dünya Çocuk Oyunları (belki de Dünya Çocuk Olimpiyatları) uluslararası bir organizasyon niteliğini taşır ve ölümsüzleşir.
Aksi takdirde Ankara’ya özel mahalli bir organizasyon olarak kalır. Bu arada oyunların isim hakkıyla ilgili haberler ve tartışmalar için konuyu çok iyi bildiğimden tavsiyem şöyle; fikri olan hemen patentini alsın, notere kaydettirsin, sonra hak iddia etsin.
Şu ünlü sözü de kimse unutmasın: “Güneş altında söylenmemiş söz, yazılmamış fikir yoktur. Onun sahibi, onu en iyi ve başarı ile uygulayandır.”
