Giriş
Televizyon kanallarındaki bilgi içerikli yarışmaları izlerken, zaman-zaman üzülürüm.
Neye?
Gençlerimizden bazılarının, mutlaka cevaplamaları gereken soruları, cevaplayamamalarına!
Buna, bilmeleri gerekenleri, bilememelerine de diyebiliriz.
Diyeceksiniz ki;
Bu normal değil mi?
Diyeceğim ki;
Hayır değil!
Niye?
Bir üniversite öğrencisinin, ilk kez gördüğünü belirttiği Cumhurbaşkanlığı Forsu’nu tanımlayamamasına…
Bir üniversite mezunu gencin, 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ın kim olduğunu bilmemesine…
Bir üniversite öğrencisinin, ‘ödül ne demektir’ sorusuna ‘mükafat’ şıkkı da seçenekler arasında iken, “lütuf demektir” cevabını vermesine…
Bir fakülte son sınıf öğrencisi gencin, fakültenin en üst düzey yöneticisi için ‘dekan’ yerine ‘rektör’ demesine…
Ve dahasına…
Bütün bunlar bırakalım, üniversite öğrenimi görmüş veya görmekte olan gençlerimizin, gazete okuyan, televizyon izleyen her insanın bilmesi gereken şeylerdir.
Tabi ki, sözünü ettiğim bilgi içerikli yarışmalarda, sorulan çok daha zor sorulara anında cevap verme başarısını gösteren gençlerimiz de var.
Hem de o kadar fazla ki…
İnsanın göğsü kabarıyor.
Bununla birlikte, sayıları az bile olsa, onca yıl eğitim görmüş bazı gençlerimizdeki bilgi zafiyeti, insanı üzüyor, düşündürüyor!
Acaba diyorum, yarışmaların heyecanından, bilinenler o an akla mı gelmiyor?
O da olabilir.
Ama yine de bir kısım gençlerimizin, bilgi dağarcıklarını genişletmelerinde fayda var.
Çünkü onlar, bizim geleceğimizdir.
