Melis Apaydın İde 'Akademik Çalgıcı'dan dünyanın dört bir yanına Türk sazı
HABERİ PAYLAŞ

'Akademik Çalgıcı'dan dünyanın dört bir yanına Türk sazı

Müzik tutkusu henüz lisedeyken başladı. Müzik öğretmeni ile birlikte aldığı ilk gitarı hiçbir zaman unutmadı. Ancak memleket meselelerine duyduğu ilgi ağır basınca üniversitede hukuk okumaya karar verdi. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Avukat ya da hakim değil de akademisyen olmak istedi. Bir yandan Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Öğretim Görevlisi olarak çalışırken atölyesinde çalgılar üretmeye başladı. Kopuz ve Oğur sazını dünyaya tanıtan akademisyen Engin Topuzkanamış’ın el yapımı sazları, İspanya’dan İsrail’e, Amerika’dan İrlanda’ya kadar dünyanın pek çok yerinde müzisyenle buluştu. Çevresinde ‘akademik çalgıcı’ olarak bilinen Topuzkanamış ile ilginç kariyerini ve enstrüman yapımına duyduğu büyük sevgiyi konuştuk.

Haberin Devamı

Akademik Çalgıcıdan dünyanın dört bir yanına Türk sazıAkademik Çalgıcıdan dünyanın dört bir yanına Türk sazı

ÖĞRETMENİMLE ALDIM

Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

1978 Manisa Akhisar doğumluyum. Hem anne hem de baba tarafım köken itibariyle Balkan göçmeni. Çalışkan ve hareketli insanlar. Dedem ve babam zanaatkar. Dedem, Akhisar’da o zamanki adıyla Sanat Okulu’nun ilk mezunlarından. El becerilerim üstünde babam ve dedemin etkisi büyük olsa da annemin öngörüsü ve koruyuculuğu olmasaydı pek de kolay olmayan o zamanları geçemezdik.1989 yılında, o zamanlar az sayıda ve kıymetli bir okul olan Anadolu Lisesi, Akhisar’da açıldı ve biz 72 kişi olarak oraya girdik.

Gerek okula gelen diğer arkadaşlarım gerekse oluşturulan kadro gerçekten akıllı ve yetenekli insanlardı. Sayımız da az olunca iyi bir eğitim aldık. İngilizce öğrendik. Müzik öğretmenim Mesut Yapıcıoğlu, armoni bilen değerli bir insandı. Onun da etkisi ve desteğiyle enstrüman çalma ilgim oluştu. İlk gitarımı onunla birlikte almıştık. Kısacası o günün Anadolu Lisesi gerçekten benim ve arkadaşlarım üzerinde büyük etki bırakmıştır.

HUKUK OKUDUM AKADEMİSYEN OLDUM

Hukuk eğitimi almaya nasıl karar verdiniz?

Okul yıllarında, edebiyata ve müziğe yöneldim. Bu arada da okuldaki arkadaş çevremde (o yaşın cehaletiyle elbette) milli sporlarımızdan olan “Ne olacak bu memleketin hali?” minvalinde konuşmalar, tartışmalar yapardık. Hukuk fakültesi (veya siyasal bilgiler fakültesi ki o zaman çok yüksek puanlı idi) okumaya böyle bir ilginin sonucu karar verdim. Ama öte yandan üniversite sınavına girdiğimde hukuk kazanamayacağımdan öylesine emindim ki sosyoloji ve felsefe gibi daha düşük puanlı pek çok bölümü de yazmıştım.

Haberin Devamı

Ama sonunda annemin duası tuttu ve DEÜ Hukuk Fakültesi’ni kazandım. Hukuk okudum, avukat ya da hakim değil de akademisyen oldum. Çünkü hukukla ne yapıldığı yahut hukukun ne işe yaradığından ziyade hukukun ne olduğunu merak ettim. Bu ilgi sebebiyle alanım Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi; annem de hep öğretmen olmamı istemişti. Galiba hepsi bir şekilde birleşmiş oldu böylece.

ENSTRÜMAN YAPIMI BENİM İÇİN EN ÖNDE

Müzik eğitimi almayı neden tercih etmediniz?

Müzik, hayatımda önemli bir yer işgal etmiş olsa da gerektirdiği yüksek disiplin bende hiçbir zaman olmadı. Yoğun çalıştığım zamanlar oldu ama hayatımın bütününü kapsayacak hale gelmedi. Dediğim gibi önceleri edebiyat, sonra felsefe ve sosyoloji benim daha çok ilgimi çekti. Ama şunu da söyleyeyim artık epeyce bir zamandır, enstrüman yapımı benim için hepsinin önünde.

Haberin Devamı

ATÖLYEM HAYATIMIN MERKEZİ

Atölye kurma süreciniz nasıl gelişti?

Üniversite yıllarımda çalgı yapımına ilgi duymaya başladım. Biraz da Erkan Oğur hayranlığım ve o dönemlerde pek az kimsenin bilip haberdar olduğu kopuz ve perdesiz gitarı hiçbir yerde bulamayınca kendim yapmaya çalışmıştım. Sıkça gittiğim bir atölye vardı. Çok akıllı ve becerikli biri olan Feridun ustadan epey bir şeyler öğrendim. Ancak Türkiye’de çalgı yapım belli bir bilimsel altyapı ve birikime değil de kişisel tecrübelere dayandığı için çalgının ses verme niteliği, estetiği, akustiği ve malzemesi üstüne pek de bir şey bulmak mümkün değildi.

2010’da artık evi toza talaşa bulamaktan kurtarıp, apartmanın altındaki küçük dükkanı tuttum. Amacım kendi heves ettiğim sazları yapmaya çalışmak ve arkadaşlarıma çalıp sohbet edeceğimiz bir mekan oluşturmaktı. Fakat atölye hiç tahmin etmediğim şekilde hayatımın merkezi oldu. Yaptığım sazlar sayesinde eriştiğim ve tanıştığım insanlar benim asıl kazancımdır.

KOPUZ VE OĞUR SAZINA YÖNELDİM

Hangi çalgıları yapıyorsunuz?

Bağlama ailesi yani tanbura, divan, cura ve Erkan Oğur’un bize armağanı olan kopuz ve Oğur sazı. Ancak bir süredir bağlama yapmayı bıraktım ve sadece kopuz ve Oğur sazına yöneldim. Perdesiz gitarla ilgili bazı hayallerim ve denemelerim var. Ayrıca birkaç yıl önce tanıştığım çok iyi bir müzisyen ve virtüöz olan dostum Salih Korkut Peker’in de etkisiyle cümbüşle ilgilenir oldum. Tabii cümbüş patentli bir çalgı, sıfırdan yapmak gibi bir merakım da yok ama sanıyorum daha nitelikli bir enstrüman haline gelmesi için benim kadar ilgilenen olmamıştı daha önce.

AKADEMİK EĞİTİMİM OLMASAYDI ENSTRÜMAN YAPIMINI ANLAYAMAZDIM

Akademik kariyeriniz ve atölyedeki çalışmalarınızı birlikte yürütmek zor olmuyor mu?

Kariyer peşinde olduğum bir zaman hiç olmadı. O bakımdan akademik aşamalarım, bu müzik ve yapım merakım ayrıca da disiplin eksikliğim sebebiyle hep gecikmeli. Ama bunu bir zorluk olarak görmüyorum. Bir unvan ya da makam hırsım yok. Ayrıca yapım konusunda da hırslarım yok. Akademik bir eğitimim olmasaydı, enstrüman yapımını bu şekilde anlayamazdım. Müzik ve yapım ilgim olmasaydı da daha yavan bir akademisyen olurdum. Dolayısıyla bunlar ilgisiz gibi görünse de bakış açısını genişleten alanlar.

PEK ÇOK ÜLKEDEN MÜZİSYEN SAZLARIMI KULLANIYOR

Çalgılarınızı kullanan tanıdığımız isimler var mı?

Yurt içi ve yurt dışından isteyenlere çalgılar yapıyor musunuz? Bugüne kadar hangi ülkelere saz gönderdiniz? Yerel müzikler konusunda dünyanın en önde gelen isimlerinden biri olan İspanyol Efren Lopez benim yaptığım Oğur sazlarını kullanıyor. İsrail’de Gilad Weiss, ABD’de Tev Stevig, İtalya’da Peppe Frana, İrlanda’da Francesco Turrisi, Fransa’da Elie Maalouf, Gilles Finzi Avusturya’da Harald Peterstorfer... Mehmet Evren Hacıoğlu, Cemil Koçgiri, Sedat Anar aklıma gelen bazı isimler. Daha çok kopuz ve Oğur sazı yapımıyla tanındığım için ve bu sazlar yabancı müzisyenlerin de ilgisini çektiği için pek çok ülkeden müzisyenle iletişimim oldu.

NE KADAR AZ O KADAR İYİ

Yılda ortalama kaç çalgı yapıyorsunuz?

Çok değil. Sanıyorum 20 civarındadır. Ne kadar az, o kadar iyi.

Bundan sonrası ile ilgili planlarınız neler?

Oğur sazı üstüne kafa yoruyorum. Bazı yeni tasarımlar geliştirdim. Gördüğüm kadarıyla benim yaptığım burguluk tasarımı diğer yapımcılar tarafından da benimsendi. Ses deliklerini farklı bir bölgeye açtım. Kopuzla ilgili de bazı düşüncelerim var. Ayrıca bahsettiğim gibi perdesiz gitar yapımı hayallerim var. Gitar yapımı ile ilgili çokça kaynak topladım. Bakalım...

MERAKLILAR İÇİNYOUTUBE KANALI

Sanırım bir Youtube kanalınız da var, bundan da bahseder misiniz?

Evet, başlangıçta müzik gruplarımızla çaldığımız parçaları yüklemek amacıyla açılmıştı ama atölye ile birlikte enstrüman yapımı, atölye ve aletler konusunda bir kaynağa dönüştü. Bağlama yapımı konusunda bildiklerimi aktarmaya çalışıyorum. Maalesef bu konudaki birikimimiz çok sınırlı.

Ben bildiklerimi mümkün olduğunca açık bir şekilde anlatarak hem yapımcı yahut yapıma meraklılara bir bilgi aktarmaya, anlattıklarım ve yaptıklarıma gelebilecek eleştirilerle kendimi yenilemeye çalışıyorum. Sanıyorum bağlama yapımı konusunda açık bilgi vermeye çalışan ilk kanaldı. Şimdilerde çok az da olsa başka bazı kanallar da açıldı.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder