Merve Tokaz Şimdi yaraları sarma zamanı
HABERİ PAYLAŞ

Şimdi yaraları sarma zamanı

Türkiye geride bıraktığımız 4 günde acının en derin anlarına şahit oldu. Yıkılan binaların altında kalan herkesin, yaşam ile ölüm arasındaki o ince çizgide yaşamak için bir sebebi ve umudu vardı. Viraneye dönüşen binaların altında bir umut sevdiklerinin yaşadığı haberini almayı bekleyenler için de yaşam artık umuttu. Umudun adıysa canlarını hiçe sayarak onları hayata bağlayan kahramanlardı. Bu kahramanlar kim mi?

Elazığ’da yaşanan depremin sembolü haline gelen kahramanlarından yalnızca biriydi UMKE gönüllüsü Emine Kuştepe. Depremin hemen ardından Adıyaman’dan Elazığ’a doğru hayat kurtarmak için yola çıktı. Koca bir binanın molozları altında çaresizce bekleyen Azize Çelik, eşi, çocukları ve Ayşe Teyze’yi yaşama bağladı. Tüm Türkiye onu “Herkesle konuş, hiç kimse susmasın aşağıda. Azize sen bir annesin. Aşağıdaki herkesin annesi sensin” sözleriyle ve aslında umudun dilinin bile olmadığını gösteren o mücadelesiyle tanıdı. Karanlığın ve sessizliğin içinde yalnızca Azize ve ailesi için değil, her birimiz için umudun ve mücadelenin anlamı artık Emine Kuştepe.

Haberin Devamı

Hafızalarımıza kazınan anlardan biri de Sürsürü Mahallesi’nde yaşanan bir anne ve küçük kızın kurtarılış hikâyesi oldu. Depremin ardından geçen 24 saatin ardından umutların tükenmeye başladığı anda Yüsra bebek ve annesi hepimize mucizeyi yaşattı. Ölüm kokan sessizliğin içinden yaşama uzanan bir eldi o. Jandarma Arama Kurtarma ekibinde görev alan Yüzbaşı Yusuf Mataracı. Metrelerce derinlikte nefesi tükenmeye yüz tutmuş bir kadını hayata bağladı. Sessizliğin içinde bir ses “Duyuyor musun beni? Kurtaracağız seni kurtaracağız” dedi. Hepimiz sustuk ve dinledik. Yüzbaşı Yusuf Mataracı önce ses, sonra ışık, en sonunda da nefes oldu.

Tüm Türkiye’ye gösterdi o insan olabilmek için hangi dili konuştuğumuzun, hangi dine inandığımızın ve hangi ırka ait olduğumuzun hiçbir öneminin olmadığını. Ve değişen her şeye rağmen insanı insan yapanın da işte tam da bu değer olduğunu. Kendi ülkesinde savaşı ve yıkımı yaşayan Suriyeli Mahmut, savaştan kaçıp geldiği Elazığ’da bir aileye yaşam getirdi. Depremin ardından hiç düşünmeden koşarak yıkılan apartmana yöneldi. O cılız seslerinin kaynağını betonları elleriyle kazıya kazıya aradı ve buldu. Ve uzattığı o el hem Dürdane Aydın’a hem ailesine yaşam verdi. Tabi bizlere de önemli bir ders.

Haberin Devamı

Şimdi yaraları sarma zamanı

Elazığ’da yaşananlar özellikle o depreme tanık olanlar için hiç de kolay değil. Oradaki insanlar eşlerini, çocuklarını ve kardeşlerini kaybetti. Bir şehri yeniden inşa edebiliriz. Binalar ve yollar yapabiliriz. Kısacası o şehirde kaybedilen her şeyin yerine yenisini koymak kolay ve mümkün. Ancak bir canın yerine yenisini koymak ne yazık ki mümkün olmuyor. O insanlara depremi hiçbir zaman unutturamayız belki ancak yaralarını hep birlikte sarabiliriz. Bu nedenle önceliğimiz oradaki insanları onarmak olmalıdır.

Bir an evvel iyileşmek dileğiyle..

Sıradaki haber yükleniyor...
holder