Mesut Yar Amma da cimriymiş!
HABERİ PAYLAŞ

Amma da cimriymiş!

Haberin Devamı

Hayat Şarkısı’nın (Kanal D) günü değişti. Pazar akşamları benim kafa da takip ekranı da bir hayli bölündü. Kimi dizileri Fizan TV’ye de sürseler izlerim. Ama pazar için geç bir final saati oluyor. Bunu izleyici de not düşüyor...

Neyse. Yayınlanan son bölüm birkaç gün ortadan kaybolarak kendine sığınacak liman arayan Bayram Cevher’e kilitliydi. Bayram’ı koşulsuz kabul eden Mahsa karakterini fazla nazik bulsam da ikili arasındaki elektrik ekranı kapladı, ne yalan söyleyeyim!

O değil de kaçtığı adresin bilinmesini istemeyen Bayram Cevher’i evden istediği çamaşırları ele verdi. Koca işadamının cebinde parası mı yoktu da, yakınlarda bir yerden iki kıyafet alamadı? Bayram Cevher iki iç çamaşırıyla kendini ele verdi. Ne pintiymiş arkadaş?

Fi'yi merak etmek için üç neden!

Puhu TV’nin yeni internet dizisi Fi’yi henüz izlemedim. O yüzden yakın çevremden gelen üç tanımlamayı not düşeceğim...

Dizi tam da sanal alem kafasıyla çekilmiş. O kafaya sahip olanların çok çabuk sevip kabulleneceği bir atmosferi varmış, bu bir...

Ozan Güven ilk sahneden itibaren seyirciyi avucuna alıyor bir daha da bırakmıyormuş. Aynı şey dizinin müziği için de geçerliymiş, bu iki...

Dizinin özellikle ikinci bölümünde yoğun argo ve ekranda RTÜK (Radyo ve Televizyon Üst Kurulu) engeline takılabilecek bir dolu reklam ve eylem ayrıntısı kullanılmış, bu üç...

Bu üç madde ışığında insan bir üçlemenin ilk ayağı olan Fi isimli diziyi merak ediyor doğrusu. Bir bakıp, TV ekranına akabilir mi; haberini vereceğim...

Bir bilsem anneciğim!

Okurumuz Mine Uçer haklı olarak soruyor: “İzlediğim dizilerde senaryo yazarları söz birliği etmiş gibi, kişilerin birbirlerine hitabetinde aynı tuhaf şekli kullanıyorlar. Anne çocuklarına ‘anneciğim’, baba ‘babacığım’, abla kardeşine ‘ablacığım’, teyze yeğenine ‘teyzeciğim’ diye hitap ediyor.

Çevremize baktığımız zaman günlük yaşamımızda da, insanların bu hitap şeklini maalesef çok sık kullandığını görüyoruz. Psikolojik açıdan da çok yanlış olan bu uygulamanın sebebi sizce nedir?”

Sorunun bendeki yanıtı “empati” duygusudur. Bir başkasında da “sempati” olabilir. Ama psikolog ve pedagogların bunu bireysel gelişimde kusurlu bulduğunu biliyoruz. Yine de sanırım biz neysek senaryo yazarları da o Sayın Uçer...

Biraz daha erken bitebilir!

Elli küsur ülkeye satılan Muhteşem Yüzyıl Kösem (FOX) dizisi, ekran serüvenine muhteşem bir hüzünle devam ediyor. Anlaşılan kanal bu işten iyi para kazandığı için reytingleri falan takmadan yayını sürdürüyor...

Ama işin bir tarafında “genel prestij” diye bir şey var. Sıradan bir çizgi filmin bile daha fazla izlendiği bir dizinin prestiji kimi mutlu eder sahi? Sanırım bu yüzden Muhteşem Yüzyıl Kösem beklenenin aksine sezon sonundan biraz daha önce aramızdan ayrılacak...

Bir TV adamı olarak beni bu veda değil de bir markanın olağanüstü değer kaybı üzecek. Keşke bazı şeyler zirvede bırakılabilse!

Dört ayrı isme dört ayrı yarışma mı?

Belli oldu ki önümüzdeki günlerde FOX’ta bir yarışma zinciri izleyeceğiz. Zincirin halkalarının ayrıntılarını sonra yazarız ama her bir yarışma için adı geçen dört ismi not düşmeden olmaz sanırım...

İlker Ayrık’ın kanala geçişini ilk benden duymuştunuz. Selçuk Yöntem’in transfer olasılığını ben başkasından duydum. Bildiğim kadarıyla Timur Acar da FOX ekranında yeni bir yarışmanın yüzü olacak...

Geçtiğimiz günlerde Çalar Saat Hafta Sonu programından ayrılan Murat Güloğlu’nun ismi de bir başka yarışma için geçiyor...

Vallahi dizi ekranının gasp ettiği izlence anlayışımıza FOX dört yarışmayla birden “bir dakika” diyebilirse tarihe geçer. Hayali bile güzel...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder