Mesut Yar Bir kutu dizisi
HABERİ PAYLAŞ

Bir kutu dizisi

Önceki akşam izlediğim “Var mısın Yok musun” isimli Fox TV yarışmasının bende bıraktığı duygu “bu oyunun içinde bir dizi kadrosu için ne ararsan var” oldu. Aslında birkaç zamandır programı yarışmadan ziyade bir reality şov izlermiş gibi takip ediyordum. Acun Ilıcalı’nın formatına yakın dursa da fazladan bir duygusallık hâkim bu yeni uyarlamaya... Hatta öyle ki “yerinde duramayan sunucu” olarak tanıdığımız Asuman Krause’ye de çökmüş o ağırlık. Ama mesele bu değil. Yarışan tiplerin çoğunluğu uzun bir süredir kamerayla ilişki içindeymiş gibi görünüyor.

Haberin Devamı

[[HAFTAYA]]

Bu da yarışmayı hakikaten bir dramaya çeviriyor. Diyeceğim o ki, kutuların başındaki tipleri alıp çeşitli dizilere monte etseniz hiçbiri sırıtmayacak hani. Bir de kutular açılmadan önce içinden ne çıkacağına dair sosyal medyada canlı yapılan bir anket var ki bizim milletin hissiyatını ortaya koyuyor. Ankete katılanlar çoğunlukla hep iyi hissediyor ve her seferinde iyice yanılıyor. Baştan aşağı duygusalız vesselam.

Filmi de geliyor...

Geçtiğimiz hafta beş yüzüncü bölümü yayınlanan “Baba Haber Bülteni”nin (Kanal D) yaratıcısı Varol Yaşaroğlu müjdeyi verdi. Yakında bültene adını veren “Koca Kafalar“ dizi ya da sinema filmi haline getirilecekmiş. “Öyle Bir Geçer Zaman Ki” dizisinin proje tasarımı da dâhil olmak üzere birçok önemli işe imzasını atan ekibin iki üyesi Vural Yaşaroğlu ve Berk Tokay da bu yeni işlerde yine başrolü üstlenecek bildiğim kadarıyla... Bu arada ağırlıklı olarak çocuk ve genç kitlenin takip ettiği “Koca Kafalar” bir çizgi roman olma yolunda da ilerliyor. Anlayacağınız bizim genç hicivcilerin önümüzdeki günlerde yediden yetmişe her kesime farklı işlerle ulaşacağı kesinmiş gibi görünüyor. Hadi hayırlısı...

Keplere dikkat!

TRT Spor’da yayınlana “İleri Üçlü” isimli biliyorum... program neredeyse her izlediğimde bir konsol oyunu tadı veriyor bana. Üç genç yorumcunun her hafta ayrı bir kreasyonla karşımızda oluşu bu hafta ne konuşacaklar değil, bu hafta ne giyecekler sorusunu getiriyor aklıma. Sağ olsun üçü de kepleri t-shirtleri ve kasketleriyle her defasında fantastik karakterler gibi çıkıyor karşımıza... İzlerken hakikaten eğleniyorum size de tavsiye ederim; kaçırmayın!

Haberin Devamı

Bir anket çalışması mı?

Zeki Alasya ile Metin Akpınar’ın bir reklam kampanyası için yan yana gelmiş olması bende açıkçası bir pilot çalışma hissi yarattı. Sanıyorum bilmeyeniniz yoktur; dev ikili bahar aylarında Devekuşu Kabare ile yeniden sahnede olacaklar. Bu tip sıcak başlangıçlar için reklam da olsa bu pilot uygulama bir ipucu veriyor. Her iki usta oyuncuyu da bir aradayken çok özlemişiz... Keşke Devekuşu Kabare’nin eski ekibi hiç fire vermeden ekrana da gelebilse. Kim bilir olur belki de!

VAHE’NİN RÜZGARI

Vahe Kılıçarslan rüzgarı TNT kanalına da sıçradı. Birkaç haftadır Show TV’de yayınlanan “Vahe’nin Sofrası” isimli yeni formatıyla reyting zirvelerine koşan Vahe klasik formatı “Dekodizayn”ı da TNT’ye taşıdı. Her iki format türü de bugünlerde bir hayli popüler olduğuna göre, sanıyorum Vahe hayatının rüzgârını yakalamış oldu. Hiç ihtiyacı olmasa da ben sevgili kardeşime bu yeni serüveninde de başarılar diliyorum!

Haberin Devamı

Keşanlı ve Nejat yakışıyor

“Keşanlı Ali Destanı”nın (Kanal D) geldiği son noktayı görünce bir oyuncu olarak Nejat İşler’in birkaç bölüm içerisinde geçirdiği evrime inanası gelmiyor insanın. Dizinin henüz başındaki ürkek oğlan çocuğunun yerini bildiğin bir külhanbeyi almış durumda. Nejat’ı ne zaman izlesem içimde bir bitirimin olduğu hissine kapılırım hep ama bu sefer ki fotoğrafı alayına fark atıyor. Hani nasıl derler, Nejat İşler Keşanlı’ya Keşanlı’da Nejat’a acayip yakışıyor.

Güllü’yü de aradan çıkarsak...

Şu son zamanlardaki organ nakli meselelerinin ilk etapta sonra giderek trajik bir hal almasını endişeyle izliyorum. Buluyorum ki modern tıp bu işi bir yarış olmaktan çıkarıp “gelişmeye” yönelik bir raya sokarsa Türkiye’de birçok hüzünlü yüz gülümseme imkanı yaşayacak. Tam da bu fırtınanın ortasında bir okurumun önerisi insanın ruhunu hem trajik hem de komik bir atmosfere sokuyor . Belli ki arkadaş “Kurtlar Vadisi”nin sevimli elemanı Güllü Erhan’ın fanatiği. Bakar mısınız şu öneriye; “Mesut Ağabey, tıp bu kadar ilerlerken kolunu kaybetmiş Güllü ağabeyimize bir kol naklinin yapılması çok mu büyük bir hayal olur. Polat Alemdar da güç ve para var. Birazına kıysa da Güllü’ye bir kol nakli yaptırsa...” Ah şu diziler diyorum. Bize kolumuzdan daha yakın değiller mi sizce de artık?

Sultan’a takdimimdir

Bu yazıyı yazmak için bir hayli kararsız kaldım. “Bir Zamanlar Osmanlı/ Kıyam” dizisini ilk eleştirdiğimde Türkan Şoray’ın görüntüsünün teknik olarak fazla fantastik olduğunu söylemiştim... Bu notu düşerken amacım bir diziyi devleştiren oyuncuyu değil, dev bir diziyi hafifleştiren teknik aksaklığa dikkat çekmekti. Ama anladığım kadarıyla duygusallığını çok yakından bildiğim Türkan Şoray ustamız bu işarete gücenmiş. Sıradan bir izleyici olarak Türkan Şoray’ı eleştirmek gibi bir lükse sahip değilim. Ama ışıktan sese kadar televizyonculuğun abecesini ezber etmiş bir eleştirmen olarak elbette ki teknik şerhlerim olacaktır. Bir dönem yönetmenlik de yapan Türkan Sultan’ın bunlara teğet bile geçmediğini samimiyetle not düşüyorum. Ve eleştirim sonucunda istemeden kalbini kırdıysam da özrü borç TRT Spor’da yayınlana “İleri Üçlü” isimli biliyorum...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder