Mesut Yar Bu tecavüz kimseye yaramaz!
HABERİ PAYLAŞ

Bu tecavüz kimseye yaramaz!

Haberin Devamı

Gerek var mıydı, emin değilim. Genelde hikayesi köşeye sıkışmış işler için klişeleşmiş unsurlar kullanılır. Mesela tecavüz sahneleri ciddi bir şekilde izleyici toplar. Kirli bir reyting oyunudur, istisnai işlere hiç yakışmaz... Bu anlamda “Karadayı” (atv) dizisinde önceki akşam yaşanan tecavüz olayı da böyle bir şey oldu. Dizi bir anda “Ayten’in Suçu Ne?” sorusuna bağladı. “Kuzey Güney”in Simay’ı, “İffet”in İffet’i gibi... Bir kötülük abidesi olarak zekasıyla takdir toplayan Savcı Turgut’un af buyurun uçkuruyla bu takdiri yerle yeksan edeceğini senaristler gözden kaçırmış olamaz... Üstelik mantık ve matematik içinde akan bir diziye bu türden bir şerbetle dikkat çekmek için fazla da erkendi bir yandan. Olmadı yani. Ne Savcı Turgut kazandı bu işten, ne Ayten karakteri, ne de “Karadayı”... “Sıkı işmiş yahu” dediğimiz kırkını çıkarsa şu alemde, hakikaten “dizi sektörü tamamdır arkadaş” deyip bu diyarlardan basıp gideceğim. Ama nerede?

[[HAFTAYA]]

BİR SEZON DAHA ARAMIZDA!

“Yalan Dünya” (Kanal D) dizisi için sisler dağıldı. Dizinin ana karakterlerinden birine can veren oyuncu Altan Erkekli ağabeyimiz geçtiğimiz gün “Burada Laf Çok” (CNN Türk) programında dizinin 2014 yılını da kapsayan imzayı attığını söyledi... Bu da demektir ki, son zamanlarda ben de dahil “durumu ne olacak acaba?” diye merakla haber bekleyen kitleye sevindirici haberi vermiş oldu “Yalan Dünya” ve Kanal D... Sonlara doğru yarattığı VasfiyeTeyze karakteriyle diziye taze bir soluk getiren Gülse Birsel’in önümüzdeki otobanda yeni ve vurucu bir iki karaktere daha ihtiyacı var... Bunu eski işlerinde yapmıştı, “Yalan Dünya”da da yapacaktır. Mesela bir çaptan düşen Orçun’un (esprileri anlamında, oyunculuğuna söz yok) yerine genç izleyiciye yeni bir karakter sunmakla işe başlayabilir. Yapar da inanıyorum...

Dördüncü çok önemli!

Ben tanıtımını biraz “İşler Güçler” (Star TV) dizisi havasında buldum. Gerçi “Üç Artı 1”in kafadarları Eser Yenenler, Oğuzhan Koç ve İbrahim Büyükak ekran önünde çok daha eskidir... Yine de ilk bakışta o köşeden çıkıp gelen “İşler Güçler” üçlüsü gibi bir hava yakaladım. Daha farklı bir tanıtımla girebilir, ne yapacaklarına dair daha belirgin ipuçları verebilirlerdi... Neyse, olasılıklar üzerinden gidelim. Belli ki “Üç Artı 1” Star TV’nin cumartesi geceleri giderek büyüyen şov programı boşluğunu doldurmak için attığı önemli bir adım olacak... Bizim üç kafadar yanlarına bir de konuk alarak haftanın meselelerini yorumlayıp alabildiğine kahkaha attırmaya çalışacaklar. Buna yaz ayları için sıkı bir format da diyebiliriz... İş ki seçtikleri dördüncü en az kendileri kadar samimi olsun. Sırf reytingi var diye programlarına benzer adamları alıp dururlarsa, ekranın tam da ortasında eksik bir şey kalacaktır... Peşin konuşmayıp önümüzdeki cumartesini bekleyelim. Eğleneceğimizi düşünüyorum, yanılma payımı da saklı tutarak...

Ekran çocuk - çiçek bahçesi!


Okuyucunun gönderdiği çocuk fotoğrafları bizim POSTA’nın ilgiyle izlenen sayfalarındandır. Ben en azından moralimi düzeltmek için bu yaşam dolu sayfaya sıklıkla bakarım... Sanırım bana benzer izleyiciyi ekrana odaklayabilmek için bir süredir Show TV reklama giderken birbirinden sevimli çocuk fotoğrafları yayınlıyor... Ne yalan söyleyeyim, bazen içerikte bulamadığım neşeyi o veletlerin gözlerindeki ışıkta buluyorum... Allah hepsini anasına babasına bağışlasın, hakikaten ekranı çiçek bahçesine çeviriyorlar. Zekice bir fikir, artık kimin aklına geldiyse kutlarım...

TRT VİZYONUYLA PARLIYOR...

TRT gelenekselleşen “Uluslararası Belgesel Ödülleri”nin beşincisini bu yıl dağıttı. Önceki gece Tepebaşı stüdyolarında gerçekleştirilen bir törenle belgesel camiası aradığı destek serumunu buldu bana göre... Oradaydım, bu yıl finale kalan birçok filmde imzası bulunan çok genç belgeselci adaylarını gördüm. Her biri ödülünü aldıktan sonra kendilerini sektör için asil listeye soktular... Ve umutlandım, ne yalan söyleyeyim. En azından beş yıl sonra sokaktaki adam yalancı muamelesi görmeyecek; Türkiye belgesel izleyecek bana göre... Neyse, o değil de TRT son yıllarda çok güçlü bir vizyon edindi. Bu ödül o vizyonun yansımalarından sadece biriydi... TRT yönetimini (genel müdüründen koordinatörlerine kadar) kamu kanalını hem izleyici hem de dünya nezdinde saygın bir konuma taşıdıkları için samimiyetle kutluyorum...

Ve oyuncu ithali başladı...

Dizileri ihraç ederken dizi sektörü için oyuncu ithalatına başladık sonunda. Mesela “Zengin Kız Fakir Oğlan” (TRT 1) dizisinde Azerbaycan’ın çok ünlü iki oyuncusu konuk olarak kamera karşısına geçtiler... Sanırım farkındayız, Azerbaycan Türk kanallarının yaygın olarak izlendiği ve izleyicisinin bol olduğu bir ülke. Doğal olarak oradaki kitleyi kalabalıklaştıracak işler çıkarmak da şart oldu bir yandan. İşin diğer kısmı da reklam pastasında etkili yeni (ithal) şirketlere de erişebilmek... Bu pazarı izleyici ve reklam sektörü olarak dikkate alan herkes bir şekilde kazançlı çıkacak. Hele ki ilk adımı atan ihya olacak; söylemişti dersiniz!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder