Mesut Yar Ezel'de bir kenarda tutulacaklar...
HABERİ PAYLAŞ

Ezel'de bir kenarda tutulacaklar...

Ünlü yazar Dickens’in İki Şehrin Hikayesi isimli eseri Ezel’in önceki akşam yayınlanan bölümünün anayasasıydı... Anladım ki, Ramiz Dayı (Tuncel Kurtiz) çikletlerden çıkan sıradan bir maniyi bile okusa büyük bir destan aktarıyormuş hissi veriyor. Bunu koyun bir kenara... Ezel’de bir inceden Kurtlar Vadisi Pusu havası sezdim bu bölümde. Siyaset ve yeraltı ilişkileri de girdi hikayeye. Pavyon ortamında toplanan ihtiyarlar konseyi çok tanıdık geldi ilk bakışta. Ezel’den Polat çıkar mı; bunu da sorun bir kenarda...

Haberin Devamı

[[HAFTAYA]]

70’li yılların hikayelerine döndüklerinde genç Ramiz’in kendi deyimiyle ortamlarda parlamak için kullandığı yöntem Yılmaz Güney’in biyografisini hatırlattı bana... Elde silah sahneye giriş yapmak bildiğim kadarıyla onun tercih ettiği yöntemlerdi; bunu da düşünün bir kenarda...

Karadağlar’ın dikkate ihtiyacı var!

Karadağlar (Show TV) eski gününde ama yeni saatinde girdi yayına önceki akşam. Müthiş bir torpille karşısındaki rakipler dizi özetindeyken yeni bölümünü çaktı ekranda... Reytingleri henüz elime ulaşmadı ama bunun maça bir gol averajla başlamak anlamına geldiğini söyleyebiliriz... Bu dizide beni şaşırtan iki performans var. Birincisi, Erdal Özyağcılar’ın bitmek bilmeyen enerjisi. Neredeyse her rolün adamı Özyağcılar. Son dört dizisindeki karakterler birbirlerine zırnık benzemiyor. Bu alkışı peşinen çakalım...

İkinci performans da Hatice Şendil’in çizdiği portreye ait. Hakikaten Kurtlar Vadisi Pusu’dan ayrıldıktan sonra içindeki oyuncu şaha kalktı Şendil’in. Bu arada her bölümde dansöz kıyafeti defilesi yapması da ekstra izlenilir kılıyor olayı. Neyse...

Karadağlar da bir dönem dizisi. Dolayısıyla kostümleri dikkatle seçiliyor olmalı. Ya da ben öyle sanıyordum. Ama önceki akşam bir üst rütbeli askerin kıyafetine bakınca yanıldığımı anladım. Kepi yırtık sökük, elbisesi üzerinden düşüyordu...

Aynı komutanın emir eriyse gıcır gıcır parlayan ve yeni dikildiği belli olan bir elbise giymişti. Her iki kostümün de aynı sanat yönetmeninin eleğinden geçtiğine inanamadım. Aman dikkat diyelim...

Haberin Devamı

Uzun bir nostalji süreci başladı!

İnternet dünyasında ünlenen Wikileaks isimli diplomatik sızıntı sitesi dünyaya Mehmet Ali Birand’ın deyişiyle diplomasinin 11 Eylül’ünü yaşattı... Uzun bir süre müttefikimiz ABD’nin hakkımızda tuttuğu zabıtları çözmek için uğraşacağız bu belli. Neyse... Konu dış politika olunca sanırsınız ki Dışişleri Bakanlığı Emeklileri Derneği ekrana kurdu çalışma ofisini. Mesela ne kadar emekli ve ağzı laf yapan diplomat varsa kanallardaydı... Ben en popüler üçlüyü; İlter Türkmen, Yalım Eralp ve Şükrü Elekdağ’ı aynı anda farklı bültenlerde görünce anladım meseleyi. Uzun bir süre emekli diplomatlarımızın anılarını dinleyip nostalji yapacağız Wikileaks sayesinde...

En ünlü bilgisayar...

Türkiye’nin en ünlü bilgisayarı sanırım Yiğit Bulut’un kullandığı laptop olmalı. Habertürk TV’de çıktığı her programda (bazen de sürekli ekranda olduğu için) kullandığı bilgisayar bir kravat gibi kostümü haline geldi Bulut’un...

Onun ismini telaffuz edince aklıma hani mizahının da yapıldığı jöleli saçları değil, gözünü hiç alamadığı bilgisayarı geliyor... O anda diyorum; “Ne yapıyor acaba, konuklarını mı dinliyor yoksa iskambil falına mı bakıyor bilgisayar ekranında?”. Konuya bir açıklık getirmesini rica ediyorum kendisinden...

Haberin Devamı

BİR KARIŞIM DİZİSİ DAHA!

Samanyolu TV yeni sezonun dizilerinden Şefkat Tepe’ye de giriş yaptı önceki akşam. Belki daha önce start verilmiş olabilir ama ekranın sağ köşesinde “yeni dizi” yazınca bende ilk bölüm hissini uyandırdı. Neyse... Konu artık bu ekran için çok bildik diyebileceğimiz Güneydoğu meselesi. Anladığım kadarıyla STV izleyicisi bu türden savaş hikayelerine bayılıyor olmalı ki biraz Tek Türkiye, biraz Ölümsüz Kahramanlar karışımı bir diziydi Şefkat Tepe...

Benim takıldığım bu dizilerdeki seslendirmenin hep aynı ağızlar tarafından yapılıyor oluşu. Birkaç dizide birden karakterlere ses veren dublajcılar aynı. Bu yüzden mesela Tek Türkiye’deki abartılı doğu şivesi diğer tüm dizilerde var... Henüz diziye odaklanamadım. Ama ilk bakışta gördüğüm bu kadar ayrıntı bile önümüzdeki bölümlerin ipucunu verdi bana. Hayırlısı olsun...

Selam yollayacak birileri var mı?

Canlı Para’da (Show TV) soru ile yanıt arasındaki süre o kadar uzun ve sıkıcı ki program bir anda yarışmacıların hayatını işleyen Yasemin’in Penceresi kıvamına geliyor... Kim ne zaman doğmuş, kim kimle neden evlenmiş, hangi işte batmış hangisinde çıkmış filan derken toplam 10 soruyla kapanıyor program...

Hatta sürenin uzunluğu sunucu Engin Altan Düzyatan’ın da canına tak demiş olmalı ki, önceki akşam yarışmacılara “Eeee, buradan selam yollayacağınız kimse yok mu?” diye sordu...

Maksat zaman doldurmaksa, bu yarışmaya yapmayalım bunu derim. Çünkü hakikaten bir şeyler öğretiyor. Seviyorum izlemeyi...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder