Mesut Yar Hürrem sektöre yumruğunu koydu!
HABERİ PAYLAŞ

Hürrem sektöre yumruğunu koydu!

Haberin Devamı

Sanırım son bir yılda ağzımızdan düşmeyen bir isim oldu Hürrem (Muhteşem Yüzyıl/Star TV). Sultan’ı ayrı, dizideki karaktere can vereni ayrı konuşuluyor. Hürrem’in sadece burada değil, yakın coğrafyanın magazin kapaklarında da ciddi bir ağırlığı var... İyi de bu popülaritenin bedeli yok mu? İşte o bedeli önceki gün medyamız konuştu. İddiaya göre 7/24 set çalışmasından bunalan oyuncu Meryem Uzerli, “tükenmişlik sendromu” adı verilen bir rahatsızlığa yakalanıp hastaneye yatırılmıştı... İddiaların doğruluğu tartışılır. Ama tartışmasız olan tek şey, Hürrem’in yani Meryem’in daha doğrusu ikisinin birlikte dile getirdiği dizilerin uzunluğu meselesiydi... Geçtiğimiz yıl “yerli dizi yersiz uzun” kampanyasıyla hemen tüm oyuncular koşulları protesto etmişti. Sonra aynı oyuncular yıl boyunca yersiz uzun dizilerdeki yerlerini korudular... Ama sanırım bu kez başka. Hürrem saraydaki ağırlığını sektöre taşıdı. Ücretten yakındı, ücreti arttırıldı. Sürelerden yakındı, süreler yeniden tartışılır oldu. Başka bir şeyden yakınsa o da manşete çıkacak potansiyel taşır sanıyorum... Bu durumda Hürrem Meryem için sektörün kurtarıcısı oldu diyebiliriz. Hadi abartmayalım sözcüsü oldu diyelim. Baksanıza koyduğu yerden ses getiriyor; haksız mıyım?

[[HAFTAYA]]

Pekâlâ devam edebilirler!

Bazı diziler ekran hayatına son vermiş olabilir. Bu vedalar da ciddi bir kalabalık üzerinde “böyle bitmemeliydi” etkisi bırakmış olabilir. Bunlar olası duygular... İşte bu noktada bir kurtuluş yolu var artık. Nasıl ki “Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi”, “İşler Güçler” gibi diziler reklamsız ve sansürlenmemiş haliyle internet sitelerinde izlenme rekoru kırıyor, yapımcılar dizilerin devamını orada yayınlayabilir... Gelen reklamla bu maliyet karşılanır mı diye soranlara; “itibarlı işlerin alıcısı hep vardır, hiçbir ticari girişimci böyle çok izlenen yapımları görmezden gelemez, bastırır parayı” diyorum... Hal böyle olunca başta “Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi” sonra “İşler güçler”, mümkünse “Üsküdar’a Giderken”, gerekirse “Çakıl Taşları”, uyarına gelirse “Yerden Yüksek” gibi dizileri internet ekranında yeni bölümleriyle görmek istiyorum. Yok mu katılan?

İŞTE EN GÜZEL YANIT!

“3+1” isimli yeni talk şovuyla cumartesi gecelerine hareket getiren Star TV programın aldığı “iş iyi de içerikte hiç kadın yok” minvalindeki eleştirilere sıkı bir destek yanıtı vererek yeni programına sahip çıktı... Kanal bu gece yayınlanacak bölümde Miss Turkey güzellerinin hepsini, bir önceki yılın kraliçesi Açalya Samyeli Danoğlu’nu da aralarına katarak programa yolluyor... Vallahi genç üçlünün işi bu gece zor olduğu kadar zevkli de olacak gibi. Bu arada geçtiğimiz bölüm twitter isimli sosyal paylaşım sitesinde dünya çapında en çok konuşulanlar arasına giren “3+1”, bu gece rekorunu kıracak gibi görünüyor. Hadi bakalım...

Dilberay ablamız orada olmalı...

“Parmaklıklar Ardında” Türkiye’nin en uzun soluklu hapishane dizilerinden biri olarak ekranda yayınlandı. Ağırlıklı olarak kadın koğuşu temasını işliyordu. Bugün tarihi Sinop Cezaevi’nin ziyaretçi odağı olmasında da dizinin çok emeği vardı... Sonra “Ezel”, “20 Dakika”, “Karadayı”, “Tatar Ramazan” filan derken hemen her aksiyon dizisi cezaevi topuna girdi. Ama mahpusluk meselesi “Parmaklıklar Ardında” kadar etkin olamadı... Neyse, önümüzdeki sezon “Görüş Günü Kadınları” isimli bir dizi ekrana gelecek. Bildiğim kadarıyla Şenay Gürler başrolde olacak. Onda da bir dönem “Karılar Koğuşu”, “Uçurtmayı Vurmasınlar” gibi kült Yeşilçam filmlerinin havasının olacağı söyleniyor. Bana göre iş yapar... Ama bir detayı da akıllarına getirmek istedim. Şu anda ekranda efsane bir şekilde program yapmayı sürdüren türkücü Dilberay ablamızı da diziye koğuş ağası olarak dahil ederlerse, iş yapmakla kalmaz, kanatlanıp uçar alimallah. Ne dersiniz?

Dönem dizilerinin talihsizliği...

Çarşamba günü kolaj bölümüyle ekrana gelen “Muhteşem Yüzyıl” (Star TV) için kimileri “Fenerbahçe- Trabzonspor (atv) maçının reytinginden kaçtı” dedi... Bana göre bu gereksiz bir iddia. Milli maçların karşısında durmuş bir diziden söz ediyoruz. Elbette izleyicisinden kaybedecekti ama ağırlıklı kadın izleyenin gözdesi olarak küçük bir farkla zirvede yerini bir şekilde bulurdu... Maçtan en çok şu niyetle kaçmış olabilir; ekran için kumanda faciası yaşanmasın diyerek. Neyse şakayı bir kenara bırakalım... Dizide karakterlerin Türkçe konuşup Osmanlıca (Arapça/Farsça) yazması dikkat çekici bir ayrıntı haline geldi. Papa’nın mesela ikide bir hem Latince hem İtalyanca hem Türkçe konuşması ya da seslendirilmesi kaosu üzerine bir de böyle bir harman izleyicinin aklını karıştırıyor. Dönem dizisi çekmenin sıkıntıları da bunlar; kimseye yaranamıyorsun!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder