Giriş
Ezgi Sertel uzun zamandır Star TV ekranında yaptığı programının formatını değiştirebilir. Sürpriz olmasın diye şimdiden söylüyorum... Ezgi, uzun zamandır “Türkiye’yi yiyen kadın” olarak anılmaktan hem ince bir keyif duyuyor hem de alttan alta içleniyor. Hâl böyle olunca sanırım kendini bir yol ayrımında hissediyor... Belki de o ayrım bize yeni bir kuşak sunucusu kazandıracak. Bir ihtimal, kendi yemeğini kendi yapan ve eş zamanlı olarak da izleyicisini eğlendirebilen yepyeni bir isim hayatımızda olacak. Güzel de olacak hani, ne dersiniz?
Dizilerin tuhaf gücü!
İncir Reçeli 2 isimli filmle adını kitlelere duyuran oyuncu Şafak Pekdemir, Asla Vazgeçmem (Show TV) dizisinde bir hayli dikkat çekiyor... Kadınlığıyla ön plana çıkan rolü için Şafak Pekdemir önceki gün Burada Laf Çok (Kanal D) programında ciddi bir itirafta bulundu... “Erkeksi tavırlarımı bu dizi sayesinde törpülemeyi öğreniyorum. Artık topuklu giyiyorum; bu benim için hayli ciddi bir adım”... Aynı akşam tekrarına denk geldiğim diziyi izleyince Şafak Pekdemir’e hak verdim. Reçeldeki erkeksi kız çocuğu tarzından bir hayli uzak görünüyordu. Dizilerin gücü artık sadece izleyiciyi değil oyuncuyu da farklılaştırıyor. Vay be...
Eğlenceye yatırım yapıyor...
Sanıyorum Okan Bayülgen birkaç yıla kalmaz rahmetli organizatör Egemen Bostancı’nın 20 küsur yıl önce aramızdan ayrılarak bıraktığı boşluğu dolduracak... Okan, iki sezondur Sahne İstanbul’da Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası adı altında hayli farklı bir sahne performansı çıkarıyor. Bir yandan yemeğinizi yiyor öteki yandan kendinizi oyunun tam merkezinde buluyorsunuz... Şimdilerde Bodrum’da Dada Salon isimli yeni bir performans merkezi açmakla meşgul olan Okan Bayülgen, en büyük hayalinin de Alis Harikalar Diyarı’nda isimli bir dev gösteri performansını sahnelemek olduğunu duyurdu... Bana kalırsa gelecek sezon o iş de hayal olmaktan çıkar ve gerçekleşir. İşte bu durumda Okan, çoktandır unuttuğumuz dev prodüksiyonların muteber yapımcısı olur. Pek de güzel olur. Hayırlısı!
Çok lezzetli demek yetmiyor
Yemek meselesinden girmişken iki gündür Gaziantep’te düzenlenen Bulgur Festivali’ndeyim... UNESCO tarafından dünyanın en değerli mutfaklarından biri olarak kabul gören kentte uzun süredir gastronomiyle ilgili etkinlikler düzenleniyor. Benim katıldığım öznesi “bulgur” olan bir etkinlik... Soframızda müstesna bir yeri olan bulgurla ilgili öyle şeyler öğrendim ki, ekranlarda yemek gezginliği yapan tüm uzmanları artık sadece “çok lezzetli” tespitlerinden öte, yediklerinin tarihçesini izah etmeye çağırıyorum... Böylece Anadolu’dan çıkan lezzetlerin gerçekten dünya çapında olduğunu anlar ve aşımıza bir miktar daha değer katarız. Sormak da kolay, öğrenmek de...
Gidip de dönmemek var!
Bu hafta Abbas Güçlü ile Genç Bakış ve ardından da Beyaz Show’u sezon finaline uğurladık... Önümüzdeki hafta da İrfan Değirmenci ile Günaydın sezon finali yapacak. Böylece Kanal D, ekranlar arasında programlarını en erken tatile sokan adres oldu... Haftaya mübarek Ramazan ayının başlamasıyla birlikte ekran saatleri yeniden kurulacak ve başka vedalara da hazırlanacağız. Dilerim hepsi saydıklarım gibi sezon finali olarak kalır. Duyduğuma göre birçok kanal akışlarındaki işlere tek yönlü bilet almaya hazırlanıyor. Gidip de dönmemek, dönüp de yer bulamamak var. Dur bakalım...
BİR UMUTTU AMA..
Planet Pembe isimli TV kanalı en azından yabancı kökenli pembe dizi sevdalıları için bir umut olarak hayatımıza girmişti... Ancak Hayat Ağacı, Yalan Rüzgarı, Bütün Çocuklarım gibi unutulmaz klasikleri yayınlamasını beklerken neredeyse dört yıldır sürekli tekrar eden bir dizi akışına sahip oldu. Geçtiğimiz günlerde el değiştirerek yabancı bir yatırım grubuna geçen bu kanalın, memlekette yabancı pembe dizi izleme alışkanlığı edinmiş ciddi bir kitleye yeniden umut olmasını diliyorum. En azından dileyenlerin sözcülüğünü yapıyorum!
