Mesut Yar Polat'ın hastalanma hakkı yok!
HABERİ PAYLAŞ

Polat'ın hastalanma hakkı yok!

Öncelikle “Üvey Baba”daki zalim havasını üzerinden atamayan Şemşi İnkaya’ya “Kurtlar Vadisi Pusu” (atv) sahnesine hoşgeldiniz diyoruz. Kendisini istisnai bulur ve sayarız... O değil de geçtiğimiz haftalarda hastalanıp yatağa düşen Necati Şaşmaz kalemi eline almayınca “Kurtlar Vadisi Pusu” istem dışı bir nadasa girmişti... Neyse, Necati kardeşimiz Polat diye ete kemiğe büründükten sonra mesele kaldığı yerden, azıcık da kanlı olarak devam etti... Ama şuna alışmalıyız. Dizinin senaryosu artık Necati Şaşmaz’ın kaleminden çıkıyor. Hayatındaki minicik bir aksama diziye sirayet edecektir, bizden not düşmesi... Bu arada “Kurtlar Vadisi” ekibinden ayrılan iki senarist Bahadır Özdener ve Cüneyt Aysan alternatif bir vadi işi için Star TV ile anlaşmak üzere. Anlayacağınız seneye vadileri çiftleyeceğiz...

Haberin Devamı

[[HAFTAYA]]

Biri de ölmeden gitti ya...

Klasik bir cuma yazısı olacak ama “Muhteşem Yüzyıl” (Star TV) devam ettikçe buraları çok da değişmeyecek. Malumunuz önceki gece yine ince bir yaprak dökümü yaşandı, Mihrünnisa ve Rüstem Paşa’nın kardeşi Sinan terki devran etti... Beklendik bir şey ama biz karakterler her bölümde bir adet eksilecek derken sarayda toplu ölümler başladı. Onu bırakın da Atmaca intikam için geldiği Rüstem Paşa’nın sarayına nasıl sızdı birader? Sızdı da Sinan’ı o kadar korumanın elinden zeytinyağı gibi nasıl çıkarıp harcadı? Harcarken nasıl da “Ezel”deki Tevfik Zaim’e dönüşüverdi? İzleyen “hıaaaaa dayı da mı geldi?” korkusuna kapılıverdi vallahi... O değil de son bölümde Kuzeyin Kötü Kalpli Cadısı kıvamında sarayda dolaşan Mahidevran azıcık daha davransaydı kendisinden 30 santim uzun olan Hürrem’i tarih edecekti ya, fırsat kaçtı ne edeceksin? Aman efendim toparlayacak olursak, olaylar ve olaylar arasında Sultan Süleyman’a atar yapıp paçayı sağ salim kurtarabilen Taşlıcalı’ya sevinmiş olduk; bunu gecenin kârı sayarız.

Geç gelen müjde...

Sadece bir soru hakkım varsa onu da Narin’in (Merhamet/Kanal D) jinekologu olan sayın doktora yöneltmek isterim; “Hamilelikte taşınanın ikiz olduğu dördüncü ayda mı anlaşılır?”... Dilerseniz yanıtı da ben vereyim, hayır. İlk ultrason tetkikinde ceninin tek mi ikiz mi olduğu netlikle belli oluyormuş. Bunu gerçek hayattaki doktor arkadaşlardan öğrenmiş olduk, onu da ekleyelim... Dördüncü ayda gelen ikiz haberi annelerin olmasa da babaların kalp sağlığında şimdi anlatamayacağım hasarlara neden olabilir. Sen doktorsun daha iyi bilirsin değil mi sayın jinekolog?

Haberin Devamı

Dombra diziye de sirayet etti!

“Kızılelma” (TRT 1) dizisi ekibi önceki gün Başbakan’a suikast planının işlendiği bölümünü çeşitli köşe yazarlarını bir araya getirdiği özel bir yemekte izledi... Her gece programımız olduğu için bu türden davetlere, sizi ekrandan izlemek en iyisi diye nazikçe “pardon” diyoruz. Bu kez de öyle oldu... İyi ki de olmuş, yoksa detayı atlayacaktık. İzlemeyenler için not düşelim, bu bölüme damgasını vuran suikast meselesinden çok AK Parti’nin seçim çalışmaları için kullandığı Dombra isimli şarkının aksiyon sahnelerinde kullanılmasıydı... Belki birçok izleyicinin kulağından kaçmış olabilir ama biz yakaladık. Hem o ince detayı hem de üstü sığ bir ritmle kapatılmış ince mesajı!

Haberin Devamı

Bir değişiklik olmazsa...

Hani bu akşama kadar yine karar değişmezse “Her Sevda Bir Veda” yayında kalıyor ancak iki haftalık bir ara veriyormuş. “Sevdaluk” da neredeyse iki hafta bir yayına giriyor zaten. Yakında “Saklı Kalan” tekrar ortaya çıkacakmış. Diğerleri hakkında da bitmiyor ama Show TV dizileri “ara veriyorlar” haberleri var... Bu durumda en doğrusu dizi periyotlarını 15 günde bire indirmek değil midir? En azından biz de bu köşelerde aman dizi gitti de bitti muhabbetine bağlamayız...

12 reytingli bale sahnesi...

“Kurt Seyit ve Şura” (Star TV) dizisinin aldığı reyting sonuçlarından sonra Star TV içindeki arkadaşlarla biraz lafladık. Açıkçası durumdan bir hayli hoşnutlardı... Malum son zamanlarda ekranda 10 reyting barajını aşarak başlayan yeni bir iş yok. Bir de sanırım dizinin üçüncü bölümünden itibaren İstanbul’a bağlayacak hikayesine ekstra bir güven var. Bu kadar para harcanan işlerin sürekliliğine ve kanala getirdiği prestije ben de inanıyorum. İşin en samimi duygusu da bu zaten... O değil de arkadaşlardan biri, “Hangi bale gösterisi ekranda 12 reytinge ulaşabilir ki?” diyerek önemli bir detaya dikkat çekti... Doğrusunu söylemek gerekirse ben bu türlüsünü görmedim. Sanırım dünya ekranları da görmedi. Sonuç itibarıyla evet “Kurt Seyit ve Şura” bize genel olarak yabancısı olduğumuz baleyi de izletti mi, izletti!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder