Dün İstanbul’da şiddeti ‘ortanın biraz üstünde’ olarak değerlendirilen 5,8 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
Halkı sokağa döken deprem, salı günü yaşadığımız 4,7’lik sarsıntıdan biraz daha uzun sürdü.
Ben de depreme evde yakalanan insanlardan biriydim ve hayli korkutucu olduğunu söyleyebilirim.
(İşte depremin meydana geldiği fay hattı)
Depremin ardından sosyal medya ve bazı platformlarda ‘şu gün şu saatte deprem olacak’ gibi hurafeler yayılmaya başladı.
Whatsapp’ta yayılan ses kayıtları nedeniyle depremden zaten tedirgin olan bizler, daha da telaşa düştük. Çoğu İstanbullu geceyi bu yüzden sokakta geçirdi.
AYÇA ORTALIĞI KARIŞTIRDI
‘Ayça’nın ağabeyi jeoloji mühendisi, belediyede çalışıyor. Panik yaratılmasın diye herkese söylemiyorlar, gece 4’te çok büyük bir deprem bekleniyormuş.’
‘Ben arama kurtarmada görev yapıyorum. Bu gece için uyarı yapıyorlar imkan varsa evlerde kalmayın.’
Hatta bir Ekşi Sözlük yazarı daha da ileri gidip, ‘27 Eylül’de saat 19:00’da deprem olacak’ yazdı.
Peki depremi önceden bilebilmek mümkün mü? Her söylenene kulak asmalı mıyız?
(Sunucular canlı yayında depreme böyle yakalandı)
DEPREMİ ÖNCEDEN BİLMEK MÜMKÜN DEĞİL
Canlı yayına katılan Prof. Dr. Ziyadin Çakır, ‘Deprem biliminin geldiği noktada kısa vadede veya gün, ay, yıl olarak depremin ne zaman olacağını bilmek mümkün değil.’ dedi.
Açıklamasında Ayça kızımıza da değinen Çakır, ‘Bunlar sadece medyatik olma hevesinde olan kişilerin söylediği ya yalan beyanlar ya da aklında zoru olan insanların söylediği şeyler.’
Aynı yayına katılan Prof. Dr. Celal Şengör de, depremi önceden tahmin etmenin mümkün olmadığını belirterek, 'Büyük İstanbul depremi maksimum 7,6 büyüklüğünde olacak. Büyüklüğünü tahmin edebiliyoruz ama sınır vererek.' dedi.
Bu arada, 2017’de depremi bilen cihaz icat ettikleri iddia edilen Japon firma bile, henüz kesin olarak depremin olacağı günü bilemediklerini açıklamıştı.
Kısacası, zaten zor günler geçirdiğimiz şu dönemde, sosyal medyada kimin yazdığı belli olmayan, herhangi bir vasfı olmayan kişilerin sözlerine kanmayalım.
Ayça kızımıza da, tüm İstanbul halkına da geçmiş olsun.
Şuraya da AFAD’ın uyarısını ekliyorum, bir köşede dursun.