Giriş
Dijital dünya tüm hayatımızı ele geçirmişken artık hiçbir şey gizli kapaklı kalmıyor. Yaşamlarımız interaktif oldu ve her şey hızlıca yayılıyor. Instagram'a bir fotoğraf mı koydun hemen geliyor altına yorumlar; çok çirkin, kötü bakmış, üzgün galiba, fazla gülmüş kesin mutsuz, bir şeyler saklıyor...Sıkı fanlar ve yakın arkadaşlar grubu da pozitif yorumlar silsilesiyle like’a boğup RT (retweet) yağmuru başlatmak suretiyle konuya dahil oluyor.
Medya ve sanat dünyasının ünlüleri de artık sosyal medya postlarıyla sürekli haber oluyor ve mesajlarını buradan veriyor. Bu postlara göre etkileri ve etkisizlikleri, sahip oldukları tüketici profilleri ölçümlenebiliyor. Analizler, nihai etkileşiminizi ve bu etkileşimin yarattığı ekonomik değeri gösteriyor. Bu sayede reklam veren gözünde matematiksel bir tablo ortaya koyuyor. Yani etkileşimi çok ama az takipçili olabilirsiniz ya da çok takipçili ama etkileşimi az olabilirsiniz. Her şekilde reklam veren gözünde dijital dünyada bir değer oluşturuyorsunuz, fark etmiyor. Bu hızlı dünyada hata yapmadan marka değerini korumak ve geliştirmek ise hassasiyet gerektiriyor.
İşte dijital dünyada yapılacak 5 büyük hata!
Samimiyetsizlik
Yazılan bir yazı, yüklenen fotoğraf ya da video fark etmez. Sesinden, bakışından, duruşundan, yazı dilinden hemen anlaşılır. O konudaki samimi fikrini söylemiyorsan post etme.
İletişimsizlik
O kadar büyük bir starım ki kimseleri takip edemem, like edemem, beğeni yollamam, kusura bakmayın... E ne oldu iletişime? Bir mutlu anını paylaşacağın, tebrik edeceğin hiç mi eşin dostun yok. Robot musun? Robotları bile insanoğluyla konuşturmaya çalışıyorlar. Nedir bu cool olmayan cool durum?
Senkronizasyon–Güncel Olamama
“Ben geçen hafta bi radyoya konuk oldum ama bu sabah post edeyim biraz merak etsinler”. Filmim, şarkım çıktı ama biraz geçsin de öyle duyurayım. Önce yorumları bekleyeyim... Yok öyle bir dünya! Korkma, saklanma. Eleştirileri dikkate al, yorumla. Senkronize ol, geç kalma.
Didaktik dil
Didaktik konuşmaların çok itici, öğrencin değilim. Hayranınım ya da sadece beğeniyorum ve takip ediyorum. Bu kadar. Mesela sana "Bey" ya da "Hanım" demek istersem derim zaten uyarmana gerek yok. Birincisi bu bir saygı meselesi değil, ikincisi de öyleyse de sana saygı duyup duymayacağıma ben karar veririm.
Olmadığın biri gibi görünmeye çalışmak
Takipçi sayın önemli değil kaç kişi olursa olsun emin ol! Zaten seni sen olduğun için takip ediyorlar. Zorlama paylaşımların hiçbir etkisi olmuyor. Her gece bir kitap post etmene gerek yok. 24 saatte bir kitap okuyamazsın zaten. Gün içinde mutlaka başka şeyler de yapıyorsundur değil mi? Sürekli bir şiir post ediyorsun. Ancak röportajlarını okuduğumuzda ya da izlediğimizde kurduğun her cümle sığ kalıyor. Başkası olma kendin ol, böyle çok daha güzelsin.
ARJANTİN'DEN KLİPLE DÖNÜYOR
Şahsına münhasır tavrı ve tarzıyla pop müziğin hem üreten hem de yorumlayan nadide sanatçılarından biri Göksel. İşine âşık, her anını üreterek çalışarak geçiriyor. Öyle ki tatil için gittiği Arjantin’in Buenos Aires kentinde de boş durmamış. Tatil sırasında tanıştığı yönetmen arkadaşıyla klip çekmeye karar vermiş ve kolları sıvamış.
Söz ve bestesi kendine ait olan “Isırgan” isimli şarkına birlikte klip ve fotoğraf çekimi yapmışlar. Şu an Brezilya’nın Rio De Janerio kentinde tatiline devam ediyor. 6 Şubat Cumartesi akşamı da İstanbul’da Bostancı Gösteri Merkezi’nde konseri olacak.
İKİNCİ KLİP KENDİ SÖZ VE BESTESİNE
Son dönemin yeni pop starlarından İlyas Yalçıntaş’ın ilk albümü “İçimdeki Duman” CD olarak Şubat ayını ilk haftası yayınlanacak. Albüm şu an iTunes’ta satışta. Albümden ilk video klip romantik şarkısı “Nefes” olmuştu. Hasan Kuyucu’nun yönetmenliğini üstlendiği klip Youtube’da en çok izlenenler arasında. Güçlü ve romantik yorumu ile milyonları kendine hayran bırakan İlyas Yalçıntaş aynı zamanda söz ve beste de yapıyor.
Albümün ikinci klibi de kendisinin sözü ve bestesi olan ve albümle aynı adı taşıyan “İçimdeki Duman” şarkısına olacak. Sevenlerine buradan duyurmuş olalım.
