Özgür Gökmen Çelenk Stres, panik bozukluğun tetiğini çekebilir
HABERİ PAYLAŞ

Stres, panik bozukluğun tetiğini çekebilir

Bedensel ve psikolojik yatkınlığınız varsa evlenmeden boşanmaya, ekonomik sorunlardan sınav kaygısına kadar bir dizi stres etkeni sizde panik bozukluk başlatabilir. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Türkçapar anlatıyor...

Panik bozukluğunun sebebi nedir? Ne oluyor da bazılarında bu hastalık ortaya çıkarken diğerlerinde görülmüyor?

Öncelikle bir kavramı düzeltmek istiyorum. Panik bozukluğunu, tıbbi hastalıklara benzer bir adlandırmayla tam bir tıbbi hastalık gibi göremeyiz. Bu nedenle panik bozukluk da dahil olmak üzere ruhsal sorunlar için ‘hastalık’ değil de ‘bozukluk’ kavramını kullanıyoruz. Panik bozukluğun sebebine gelince... Aslında tek nedeni yok. Güncel olayların, stresin, psikolojik ve bedensel yatkınlık etkenlerinin rol oynadığı karmaşık bir nedenler kümesinden söz edebiliriz. Bazı insanlarda biyolojik olarak vücudun alarm sistemi daha hassastır. Yine bazı insanlar, olumsuz birtakım yaşam olayları veya öğretiler sonucunda, bedensel olarak dayanıksız, zayıf olduğuna, her an hastalanıp öleceklerine dair birtakım inançlar geliştirebilir. Bu inançlar çevreden duyarak ya da görerek kazanılır. Örneğin, ailede panik bozukluğu olan ya da hemen hastalanan birinin olmasıyla bu inançlar yerleşebilir. Yani olumsuz bedensel yaşantılar, geçirilen hastalıklar bu tür bir psikolojik yatkınlığı getirir. Bir diğer etken ise stres... İş stresi, okula başlama, evlenme, şehir değiştirme, ekonomik stres, ilişkinizdeki problemler... Eğer stres düzeyiniz yüksek bir süreçten geçiyorsanız, bedensel olarak da yatkınlığınız varsa panik atak geçirebilir, bu atak da bozukluğa dönüşebilir. m

Haberin Devamı

Genetik geçişi olan bir sorun mu?

Evet, genetik bir yatkınlık söz konusudur. Yani ailenizde panik bozukluk varsa sizde de panik bozukluk gelişme oranı daha yüksektir. Panik bozukluğu yüzde 30 civarında genetik yatkınlıkla açıklayabiliriz. Ama yüzde 70’i çevresel, psikolojik olaylarla ilişkilidir. Ailesinde olanlarda daha sık rastlanmasının genetik dışındaki nedeni de öğrenme ile ilgili faktördür. Kişi yakın çevresinde böyle bir olay olduğunda bu durumu psikolojik gözlem aracılığıyla da öğrenerek yatkın hale gelebilir.

Haberin Devamı

Genetik yatkınlığı olanlarda ne tür yaşam olayları panik bozukluğun tetiğini çekebilir?

İki tür yaşam olayı tetiği çeker. Bir, kişinin yaşamında stresin yüksek olması. Az önce de söz ettiğim gibi panik atağın başlaması iş stresi, ekonomik stres, şehir değiştirme, sınava girme, ayrılma, boşanma, çocuk sahibi olma gibi herhangi bir stresle ilişkili olabilir. İkinci tetikleyici ise masum bir bedensel belirtinin yanlış yorumlanmasıdır. Diyelim ki grip ya da tiroid hormonu yüksekliği nedeniyle bazı sıkıntılar yaşıyorsunuz. Ya da yorgunluk nedeniyle tansiyonunuz iniş çıkış gösteriyor veya adet öncesi gerginlik, aşırı alkol, grip ilaçları gibi nedenlerle çarpıntı şikayeti yaşıyorsunuz... İşte bu masum belirtileri yanlış yorumlarsanız ilk panik atağın tetiğini çekersiniz. Yanlış yorumlamaktan kastım şu: Örneğin çarpıntınız alkol ya da aşırı çay ve kahve nedeniyle gelişmiştir ama siz o anda kalp krizi geçirdiğinizi düşünüyorsunuz. Özetle genetik bir yakınlığınız varsa stres ya da bedensel duyumlarla bir panik atak geçirebilir, daha sonra “Ya bir daha atak gelirse” diye kaygı duyarak panik bozukluğu başlatabilirsiniz.

Haberin Devamı

Evhamlı, telaşlı diye bilinen kişilerde panik bozukluk daha mı sık görülüyor? Ya da panik bozukluğa yatkın bir kişilik yapısından söz edebilir misiniz?

Evet, genel olarak kaygılı olan, kolaylıkla bedensel belirtilerle paniğe kapılan kişilerde panik bozukluk daha sık görülür. Mükemmeliyetçi ya da bağımlı kişilik yapısına sahip olanlarda da yatkınlık artar. Mesela “Bedenimde herhangi bir sorun varsa bunu mutlaka bilmeliyim” gibi mükemmeliyetçi bir yapıya sahipseniz, belirsizliğe tahammül edemiyorsanız, tehlikeyi abartma eğilimindeyseniz sizde panik bozukluk gelişme riski daha yüksek. Kişilik anlamında bizim ‘C grubu’ dediğimiz kaygılı, obsesif, bağımlı ve çekingen kişiliklerde panik bozukluk olasılığını daha yüksek bulan çalışmalar var. Bunun dışında duygusal olarak değişken kişilik dediğimiz, borderline (sınırda) kişilik yapılarında da yine panik bozukluk sıklığını daha yüksek bulan çalışmalar söz konusu.

BAZI ORTAMLARDAN KAÇINIYORSANIZ

AGORAFOBİ NEDİR?

Agorafobi yanlışlıkla ‘açık alan korkusu’ diye biliniyor. Oysa agorafobi ile kastedilen kişinin hemen çıkamayacağı ya da yardım alamayacağı yerlerden bulunmaktan korku duymasıdır. Uçak, araba, otobüs, tren, metro gibi toplu taşım araçlarıyla seyahat etmekten; tünel ya da köprüden geçmekten; evde tek başına kalmaktan ya da tek başına seyahat etmekten korkmak agorafobinin tipik örnekleridir. Bazen kuyrukta beklemek, çok büyük kalabalıkların içinde olmak da agorafobik hastaların korkularını tetikleyebilir. Agorofobi panik bozuklukla görülebilir ya da panik bozukluk olmadan tek başına olabilir. Genelde gördüğümüz, panik bozukluğu olan hastalarda bir süre sonra bu duruma bir komplikasyon olarak agorafobinin de eşlik etmesidir.

HANGİ BELİRTİLER AGORAFOBİLİ PANİK BOZUKLUĞU DÜŞÜNDÜRÜR?

Eğer kişi belli ortamlardan, belli yerlerden korkup kaçınıyorsa agorafobili panik bozukluğunu düşünmek lazım. Genelde kişi ilk panik atağını hemen çıkamayacağı, onu utandıracağı veya kendisine yardım gelmeyecek bir yerde yaşarsa agorafobi gelişme riski yüksektir. Örneğin geceleyin otobanda yolculuk yaparken kişiye bir panik atak geldiğinde agorafobi gelişme riski yüksektir.

TEDAVİSİ DAHA MI ZOR?

Yalın panik bozukluğa göre biraz daha zor. Çünkü kişi belli ortamlardan, mekanlardan kaçınarak sıkıntısıyla bir düzeyde baş edebilir. Davranış düzeyinde oluşan alışkanlıkların ortadan kalkması ise çok daha zordur.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder