Advertorial Yeşil Bursa yeşil gastronomi
Sponsorlu

Yeşil Bursa yeşil gastronomi


Paylaş
Yeşil Bursa yeşil gastronomi

Uludağ’ı, tarihi zenginlikleri, doğal güzellikleri yanında Bursa aslında tam bir gastronomi şehri... Sadece kebabı değil elbet! Saray mutfağı ve tescilli lezzetleri bu kentin yanına “Gastronomi Şehri” unvanını da ekliyor. Damak tadının bu kadar ön planda olduğu bu şehirde bugünlerde tam bir lezzet şöleni var. Osmanlı saray mutfağının doğduğu şehir olarak nitelendirilen Bursa’nın tescilli lezzetleri, Büyükşehir Belediyesi’nin 15-17 Eylül’de ikinci kez düzenleyeceği “Bursa Gastronomi Festivali” ile dünyaya tanıtılacak. Geçen yıl “İpeksi Lezzetler” sloganıyla yapılan festivalin bu seneki teması ise “Yeşil Bursa Yeşil Gastronomi...”

Uludağ’ı, tarihi zenginlikleri, doğal güzellikleri yanında Bursa aslında tam bir gastronomi şehri... Sadece kebabı değil elbet! Saray mutfağı ve tescilli lezzetleri bu kentin yanına “Gastronomi Şehri” unvanını da ekliyor. Damak tadının bu kadar ön planda olduğu bu şehirde bugünlerde tam bir lezzet şöleni var. Osmanlı saray mutfağının doğduğu şehir olarak nitelendirilen Bursa’nın tescilli lezzetleri, Büyükşehir Belediyesi’nin 15-17 Eylül’de ikinci kez düzenleyeceği “Bursa Gastronomi Festivali” ile dünyaya tanıtılacak. Geçen yıl “İpeksi Lezzetler” sloganıyla yapılan festivalin bu seneki teması ise “Yeşil Bursa Yeşil Gastronomi...”

Bursa’da Gastronomi Festivali hazırlıkları sürerken biz de Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ile buluşuyoruz. Aktaş, hem Bursa’yı hem de festivali Şehir Hikayeleri’ne anlatıyor. Aktaş ile Bursa’nın gastronomisinin yanında turizmini, tarihini ve tarımını da konuşuyoruz.

400 BİN KİŞİ GELDİ

Bursa da mutfağı ile bilinen şehirlerimizden. Sizin çabalarınızla geçen yıl ilk defa festival düzenlediniz. Bu sene ikincisini yapacağınız Gastronomi Festivali’nin doğuş hikayesini anlatır mısınız?

Her şehrin bir hikayesi vardır. Bursa’nın da bir hikayesi var. Bursa, 5 farklı medeniyete ev sahipliği yapmış. Özellikle erken dönem Osmanlı’nın en önemli izlerini taşıyan şehirlerden biri. Osmanlı’nın ilk başkenti, ilk 6 padişahı bağrında barındıran ve o eserleri bünyesinde bulunduran şehir. Özellikle Osmanlı Saray Mutfağı’nın bütün detaylarını sofrasında muhafaza eden bir şehir Bursa. Bursa’nın gastronomi ile ilgili geçmişte yapılmış ufak tefek bazı organizasyonları vardı. Ama geçen yıl Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak Dış İlişkiler ve Turizm Daire Başkanlığı marifetiyle bir gastronomi festivali çalışması yapma ihtiyacı hissettik. Çünkü değerlerimiz ve tescilli ürünlerimiz var. Bunları ülkemiz ve dünyayla buluşturalım istedik. Turizm, cari açığı kapatma noktasındaki en önemli gelir kalemlerimizden biri. Turizmin en önemli destekleyicisi de gastronomi. Bursa’da da bu potansiyelimiz varsa, ‘biz bunu niçin ortaya çıkarmayalım’ dedik. Geçen yıl 102 ayrı stantta 3 gün boyunca yaklaşık 400 bin kişi ağırladık. Geçen yılki temamız ‘İpeksi Lezzetler’di. Çünkü ipek de Bursa’nın değerlerinden biri. Bu yıl ‘Yeşil Bursa Yeşil Gastronomi’ dedik ve kusursuz bir ikinci festivale hazırlandık.

DEPREM BÖLGESİNE DESTEK

Festivalde sadece mutfak ve tadımlar değil çeşitli etkinlikler de oluyor. Peki bu sene neler var, etkinliklerden bahsedebilir misiniz?

Bursa lezzetlerini özel kılan; tarladan sofraya gelene kadar olan süreçte Bursa’nın önemli bir altyapısının olması. Çorbasından tatlısına, tuzlusundan köftesine, sarmasından meyvesine kadar hepsinin binlerce yıllık hikayesi var. Misafirlerimize bu yemekleri tattırıp, yapılışlarını da yerinde deneyimleyecekleri bir ortam sağlayacağız. Şehrimiz ve ülkemizin önemli şefleriyle ziyaretçilerimizi buluşturmak istiyoruz. Merinos Park’ta 3 gün açık kalacak festivalimizde önemli bilgilendirmeler, buluşmalar, konserler, etkinlikler ve eğlencelerle dolu bir program misafirlerimizi bekliyor. Ayrıca Bursa’mızın çok önemli kadın dernekleri, kadın üreticileri var. Onların ürettikleri doğal ve organik ürünleri hem ülke hem de dünya insanıyla buluşturacağız. Deprem bölgesine bir katkı da festivalimizden sağlayalım istedik. 11 ayrı şehrimizin önemli kadın kooperatifleri bulunuyor. Onlar da şehirlerinin önemli lezzetlerini bu festival vesilesiyle misafirlerimizle buluşturmuş olacak.

“ÖNCÜLÜK EDİYORUZ”

Festivali gelecekte nerede görüyorsunuz?

Bursa bir sanayi şehri. Otomotiv, tekstil, ahşap, mobilya şehri. Bursa aynı zamanda yerli ve milli otomobilimiz TOGG’un da üretildiği şehir. Ama Bursa’nın gastronomi ile alakalı önemli altyapısını bizim bütün Türkiye ve dünyaya tanıtmamız lazım. Şu an 30 civarında coğrafi işaretli meyvemiz ve yemeğimiz var. Bu tescilli ürünlerimizin sayısını daha da artırıyoruz. Asıl hedefimiz bunları ticari ürün haline dönüştürüp, dünyaya açmak ve turistlerle buluşturmak. Bursa aynı zamanda turizm şehri. Termal, kaplıca, doğa, tarih ve kültürü var. Bursa’da ticaret de var. Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren Bursa, ticari aktivitesiyle bazen Türkiye’nin 2’nci, bazen 3’üncü ihracatçı şehri. Dolayısıyla Bursa’nın bu ticari potansiyeli içerisinde gastronomisinin de önemli bir yer edinebilmesi ve farklı mutfaklarda, farklı sofralarda sunulabilmesi adına önemli bir konuya öncülük ediyoruz.

Turizmi geliştirmek için yaptığınız diğer projeleri de anlatabilir misiniz?

5 buçuk yıl önce göreve geldiğimde şehir bazında yaptığımız araştırmalarda şunu gördüm; herkes turizmle ilgili daha iyi yerde olmamız gerektiğini fakat bu noktadaki potansiyelimizi tam kullanamadığımızı düşünüyordu. Turizmle alakalı bütün alt başlıkları Bursa’da bulmanız mümkün. Fakat bunun ekonomik değere dönüşmesi noktasında maalesef önemli kurumsal adımlar atılamamıştı. İlk işimiz Dış İlişkiler ve Turizm Daire Başkanlığı kurmak oldu. Farklı festivallere katılarak Bursa’nın değerlerini gösterdik. Altyapımızı geliştiriyoruz, lezzetlerimizi dünyaya tanıtmaya çalışıyoruz. Farklı ülkelere gidiyoruz. Sağlık turizmi, otelcilik, kırsal turizmle alakalı altyapısı olan firmalarımızı destekliyoruz. En son 5 buçuk milyon nüfuslu Orta Doğu ülkesi Umman’a gittik ve altyapı oluşturmak için önemli çalışmaları hayata geçirdik.

3’TE 1’İ TARIM TOPRAĞI

Günümüzde tarım, çiftçilik, üretim artık çok daha kıymetli. Bursa da enfes bir doğa ve verimli topraklara sahip. Sizin de bu konuda oldukça fazla çalışmanız var. Tarımı geliştirmek için yaptığınız projeleri de anlatabilir misiniz?

Gördüğünüz tüm lezzetler Bursa’daki tarlalardan soframıza geliyor. Mesela Hasanağa enginarımız çok meşhur. Türkiye çapında tescilli bir ürünümüz. Tarım artık çok stratejik bir konu. Bizim çocukluğumuzda kendi kendine yetebilen 7 ülkeden bir tanesi olarak ifade ediliyorduk ama daha sonra birçok şeyi ithal eder hale geldik. Son yıllarda yapılan desteklemeler ve hamlelerle tarımda önemli gelişmeler kaydettiğimizi görüyoruz. Ben bir şehir yöneticisiyim, yerelde bu işlerle alakalı neler yapabilirize bakıyorum. Bursa, 10 bin 880 kilometrekare yüz ölçümüne sahip bir şehir ve bunun üçte birini de tarım toprakları oluşturuyor. Yani 3 bin 500 kilometrekare civarı tarım topraklarımız bulunuyor. Kullanım noktasında eksiklerimiz var. İl Tarım Müdürlüğü, bakanlığımız ve ilgili paydaşlarla yaptığımız istişarelerle beraber, Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı’mız, Tarım A.Ş’miz ve Hayvancılığı Geliştirme Birliği (HAGEL) ile çalışmalar yapıyoruz. Tarım ve hayvancılık konusunda neler yapabiliriz? Fide, fidan, makine ekipman dağıtımları, BUSKİ marifetiyle sulama sistemlerinin hayata geçirilmesi gibi projeler yaptık.

TARIM İHRACATI YÜKSELDİ

Başkan Alinur Aktaş, “2017’de 180 milyon dolar tarım ihracatı yapan Bursa, geçen yıl 569 milyon dolar tarım ihracatı yapar hale geldi. Daha katedeceğimiz çok mesafe var. Ürünlerimizin tamamı Bursa’nın bereketli topraklarında yetişen ve Bursa’da da bir lezzet olarak sofralarda sunulan ürünler. Bugün artık siyah incirde, ahudududa, yaban mersininde, deveci armudunda ve diğer tüm ürünlerde ciddi ihracat kalemlerine gelmiş ve hatta Türkiye’nin enleri olmuş durumdayız. Bursa olarak 1 ya da 2’nci sıradayız. Sanayileşmek tarımın gelişmesine engel bir durum değil. Yüksek teknoloji üreteceğiz, ihracat yapacağız. Katma değer sağlayacağız ama biz aynı zamanda tarım topraklarımızı en verimli şekilde kullanacağız. Tarımla alakalı ihracatımızı, katma değerimizi arttırma imkanına sahibiz. Aslında biz Bursa olarak yıllardır bunu yapmaya çalışıyoruz” diyor.

İlandır