Birkaç tüyo: Sevgiliyle sağlıklı yaşam rutini ilişkiyi nasıl etkiler?

Sen salata söyledin, o da hamburger. Kızartma yememe kararı almıştın ama hamburgerin yanındaki altın sarısı kızarmış patatesler ve soğan halkaları tüm güzelliğiyle sana bakıyor. Partnerini sağlıklı yaşam konusunda teşvik etmeye çalışıyorsun. En azından senin sağlıklı yaşam çabalarını sabote etmesin istiyorsun. Ve aranızdaki gerginlik direnç bandını aratmayacak duruma geldi… Farklı bakış açılarının ilişkinizi mahvetmemesi için sana küçük bir rehber hazırladık. Erkeklerin, kız arkadaşlarının sağlıklı yaşam ve temiz beslenme çabalarını görmezden gelmesi çok rastlanan bir durum. İlişkideyken hayatınıza bir bütün olarak devam edersiniz. Sen bu dinamiği değiştirirsen, partnerin kendini biraz terk edilmiş hissedebilir. Özellikle ilk tanıştığınızda sağlıklı yaşam konusunda ikiniz de pek hevesli değilseniz ve yemek seçimlerinizin benzerliği sizi daha da yakınlaştırdıysa, senin sonradan iyi beslenmeye geçmen eski köye yeni âdet getirmek gibi bir etki yaratabilir. Yeni alışkanlıklar uyumsuzluk hissini körükler. Bir araştırmaya göre, partneriyle birlikte diyete başlayan kişiler, partnerinden destek almayanlara kıyasla ilişkilerinde daha mutlu oluyor. Aynı araştırmanın bulgularına göre tek taraflı başlayan sağlıklı yaşam isteği, ilişkide potansiyel ayrılık sebebi olarak görülebiliyor. Hatta İsveç’te yapılan bir araştırmaya göre, obezite ameliyatı geçiren evli kişilerin yüzde 41’i, diğerlerine kıyasla boşanmaya daha yatkın. Buradaki sorun, atıştırmalık tabağını paylaşamamaktan daha derin. Sağlıklı yaşam konusunda kendin için aldığın kararlar, partnerini yargılanmış hissettirebilir. Çünkü sen tek başına başka bir hayat tarzına ayak uydururken, o sana eşlik edemeyeceğini düşünür. Üstelik evdeki beslenme düzeninin değişmesi, erkekler için zorlayıcı olabilir. Onlar daha çok klasik yemeklere ilgi duyar; örneğin et ve patates, köfte ve makarna gibi. Bunlar da ne yazık ki her diyet programıyla uyumlu olmayabiliyor. Son olarak partnerin onun yanında iyi vakit geçirdiğinden emin olmak ister. Yani o salata yemekten hoşlanmıyorsa seni anlayamayabilir; ona sağlıklı seçimlerinin sana mutluluk verdiğini anlatman gerekebilir. Harekete geçmeden önce, partnerinle oturup yapmak istediğin değişiklikleri açık açık konuşmalısın. Onu neyin beklediğini detaylıca bilirse kendini daha iyi hisseder. Ancak bu konuyu sana kremalı makarna hazırladığı akşam değil de günlük hayatın akışında, örneğin sabah sahilde koşan birini gördüğünüzde aç. Hedeflerin ve onlara ulaşmak için yapacağın değişikliklerle ilgili açık sözlü olmak çok önemlidir. Eğer konuşurken seni desteklemez veya seninle dalga geçerse, nasıl hissettiğini ona söyle. Ondan destek beklediğini ve dalga geçmesinden hoşlanmadığını belirt. Partnerinin kendini yargılanıyor gibi hissetmemesi için en iyi çözüm, ikinizin de canı ne istiyorsa onu yemesi gibi görünebilir. Fakat bu yöntem bazen ters teper. Bu sefer de onun bunu başarabileceğine inanmadığını düşünebilir. (Ya da baştaki örnekte olduğu gibi sen vazgeçebilirsin.) Üstelik koşu grubunla ne kadar iyi vakit geçirdiğini Instagram paylaşımlarında görünce de kendini dışlanmış hisseder. Ona baskı yapmadan, seninle spora gelmesini iste. Şöyle demeyi deneyebilirsin: “Seninle birlikte egzersiz yapmak çok hoşuma giderdi. Sağlıklı yaşamın ikimize de iyi geleceğini düşünüyorum ve bunu seninle deneyimlemek istiyorum. Hâlâ ilgisini çekemediysen, sen de onun istediği bir şeyi yapacağına söz verebilirsin. Örneğin o seninle spinning dersine gelirse, sen de gitmek istediği korku filmine onunla gidebilirsin. Veya paintball gibi ikinizin de ter atabileceği, hareketli bir aktivite seçin. Normalde yapmadığın şeyleri karşındaki kişi istediği için yaptığında, hem onu mutlu edersin hem de sen motive olursun. Yeni alışkanlıklar beraberinde yeni restoran seçimleri ve hafta sonu aktivitelerini getirir. Zaten genellikle anlaşmazlıklar da bundan kaynaklanır. Partnerin hafta sonunu Netflix karşısında geçirmek isterken sen kendini dışarı atmak istiyorsan, onsuz takılmanın sana sorun yaratmayacağını belirt. Ama o evde sıkılırken senin koşuya çıkmış veya arkadaşlarınla buluşmuş olmanın onun için de sorun olmaması gerekiyor. Birlikte aktivite planlarken ne yapacağınızla ilgili sırayla karar verin, böylece herkesin istediği olur. Ondan fedakârlık bekliyorsan, sen de karşılığında bir şeyler yapmalısın. Aktiviteler için ona üç seçenek sun ve birini seçmesini iste (başka bir zaman da o aynısını yapsın). Dışarıda yemek yerken aynı formülü uygula: Kimse kendini dışlanmış hissetmesin diye ortak yiyebileceğiniz en az iki yemek belirleyin. Hâlâ hamburger yemediğin için seninle uğraşıyor mu? Bu durumda onunla yüzleş ve yemeğin ilişkinizde neden bu kadar önemli olduğunu sor. Eğer bu yaklaşımını düzeltmeyi kabul etmiyorsa, belki artık bir durum değerlendirmesi yapma zamanınız gelmiştir. Bunu açıkça konuşmayı denemelisiniz. Değişiklik yapmak elinizdekini kaybediyormuşsunuz gibi hissettirebilir ama ikiniz de aslında yeni hayat tarzınızla birlikte eğlenceli fırsatlarla karşılaşacaksınız. Örneğin haftada bir günü sağlıklı yemek pişirme günü ilan edin. Birlikte egzersiz sınıflarına veya koşu gruplarına katılmayı da deneyebilirsiniz. Böylece o da bunu sosyal bir aktivite olarak görecek, sağlığına olan faydasını fark edecek ve senin hedeflerini daha iyi anlayacak. Şunu unutma ki ne yaparsan yap, partnerinin beslenme ve yaşam tarzı bir anda 180 derece değişmeyecek. Ama yapacağınız çok küçük değişiklikler bile sizi hem hedeflerinize, hem de birbirinize daha çok yakınlaştıracak.