'Bitkisel olana değil tıbbi olana güvenin'

Senim TANAY KARAKUŞ

senim.tanay@posta.com.tr

En sık görülen kanser türlerinden biri olan akciğer kanseriyle mücadele etmek amacıyla 4 önemli dernek bir araya geldi ve 5 aylık çalışma sonunda bir "Akciğer Kanseri Yol Haritası"nı belirledi.

"4 Şubat Dünya Kanser Günü" dolayısıyla akciğer kanseri için yeni tedavi yöntemlerinin ve farkındalığın konuşulduğu toplantıda, bu yol haritası da paylaşıldı. Toplantıya Türk Tıbbi Onkoloji Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Başak Oyan Uluç, Türk Akciğer Kanseri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Rıza Çetingöz, Türk Toraks Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sedat Altın, İmmüno Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İsmail Çelik katıldı.

'SİGARA YASAKLARINDA GEVŞEME YAŞANIYOR'

En sık görülmesinin yanı sıra en öldürücü olması itibarıyla akciğer kanserinin önem taşıdığını vurgulayan Altın "Tütünle mücadeleyle ilgili yapılan kanunlar, yönetmelikler ve çalışmalar sonrasında ülkemizde tütün kullanım oranı yüzde 13 azaldı. Akciğer kanseri, 2050’li yıllarından sonra ülkemizde de giderek azalmaya başlayacak diye bir umudumuz var. Ancak akciğer kanserinin bilinen en büyük nedeni sigaraya karşı konulan yasaklarda gevşeme yaşanıyor ve bunun kontrol altına alınması gerekiyor" dedi.

'BİTKİSEL OLANA DEĞİL TIBBİ OLANA GÜVENİN'

Hasta yakınlarının internetten veya sosyal medya kanalıyla farklı alternatiflere yöneldiğini aktaran Altın şunları belirtti: "Hem hastalar tedaviye erişimde geç kalıyorlar hem de sonuç alınamayacak noktalarda bir sürü paraları gidiyor. Doktorların önerisi dışında, ticari amaçlı hastayı kullanan kişilere meydan vermemek lazım. Akciğer kanseri teşhisi almış kişiler cerrahi tedavi olabiliyorlarsa ona yönelsinler, olamıyorlarsa diğer onkoloji tedavileri için uzman hekimlere danışsınlar. Akciğer kanseri, artık hem teşhisi kolay hem de tedavisi mümkün olan bir hastalık."

'UYGUN HASTALARDA İLK TEDAVİ SEÇENEĞİ CERRAHİDİR'

Türk Akciğer Kanseri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Rıza Çetingöz "İki boyutlu tedavilerden 4 boyutlu tedavilere geçtik. Yani tümörü izleyebileceğimiz, tümörü yüksek dozla yok etmeye çalışırken sağlam dokulara az hasar verdiğimiz tedaviler gündemde. Uygun hastalarda en uygun tedavi seçeneği cerrahidir. Cerrahiye uygun olmayan hastalarda, radyoterapi çok önemli rol üstleniyor" dedi.

'İLAÇLA TEDAVİDE YÜZDE 80'LERE VARAN BİR BAŞARI SAĞLANDI'

Türk Tıbbi Onkoloji Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Başak Oyan Uluç, akciğer kanserinde tedavi seçeneklerinin 7-8 yıl öncesine kadar çok kısıtlı olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Akciğer kanserinin gelişim mekanizmalarını ve DNA’daki hasar mekanizmalarını daha iyi anlamamızla artık kişiye özgü tedaviler vermeye başladık. Kemoterapi dışında akıllı ilaçlarımız var, onlar yalnızca kanser hücrelerine saldırdığı için yan etkileri çok az. İlaçla tedavi hastalar için daha konforlu. Kemoterapiyle yüzde 30 başarı elde ederken ilaçla tedavide bu oran yüzde 70-80’lere varıyor. Hastalar bunu bilmedikleri ve tedavinin hastalıktan daha kötü olduğunu düşündükleri için umut tacirlerinin ellerine düşüyorlar. Bahsedilen ürünlerin hiçbiri kanseri tedavi etmiyor, sadece vakit kaybettiriyor."

TÜMÖR VÜCUDU ARTIK UYUTAMAYACAK

Akciğer kanseri üzerine yeni tedavi yöntemi hakkında bilgi veren İmmüno Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İsmail Çelik de "Kanserde belli döneme kadar orta sahayı geçemedik, ceza sahasına giremedik. Şimdi ise kemoterapi ve diğer alanlarda önemli gelişmeler oldu. T hücresi bizim vücudumuzda savunma görevi gören ve günde 1 milyon kanser hücresini temizleyen hücredir. Fakat bu T hücresini, tümör uyutuyordu. Bugün ne değişti? İmmüno Onkoloji dediğimiz yöntem kanser hücresini daha iyi tanıyacak şekilde yapılan yöntem. Bu yeni bir yöntem, son 1-2 senedir konuşuluyor. Bu yöntem T hücresinin engellendiği yerleri yok ediyor" diye konuştu.

'O PARANIN ŞARLATANLARIN CEBİNE GİRMESİNE DAYANAMIYORUM'

Akciğer kanseri tedavisi gören hastaların, alternatif tedavi yöntemlerine yönelmesine ilişkin değerlendirmede bulunan İmmüno Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İsmail Çelik "Benim hastam 2-3 ay tedavimi aksatıp otlar, herbalistler, karışımlar, zakkum bulmak için oralara gitmelerle o kadar büyük bir vakit kaybından sonra hastalık ilerlemiş olarak bana dönüyor. Verdiğimiz emeklerin boşa gitmesine ve ilaçlara verilecek kadar paranın şarlatanların cebine girmesine hekim olarak dayanamıyorum. O hasta, herbalistlere verdiği paralarla bizim pahalı dediğimiz ilaçların birkaç kutusunu alabilir oysaki" dedi.