Ekonomi Pazar tezgahının bereketi kaçmasın

Pazar tezgahının bereketi kaçmasın

Paylaş
Pazar tezgahının bereketi kaçmasın

Neredeyse her mahallenin olmazsa olmazı, hem uygun hem de taze ürünler satan semt pazarları, ailelerin alışveriş yapmayı en çok sevdiği yerler arasında yerini alıyor. Ancak son yıllarda artan enflasyon pazarcı esnafını da zorlamaya başladı. Esnaf hallerin talep ettiği ek ücretlerden, işgaliye bedellerinden, artan giderlerden ve tezgah kiralama fiyatlarının yükselmesinden dert yanıyor.

Türkiye’de, haftanın 7 günü 3 bin 200 pazar yeri kuruluyor. En çok pazarın kurulduğu İstanbul’da 462 pazar yeri var. Ülkemizde 320 bin kişi, pazarcılık sektöründe faaliyet gösteriyor. Aileleriyle birlikte ele alındığında 1 milyon kişi pazarcılıktan evine ekmek götürüyor. En fazla pazarcı esnafının olduğu il olan İstanbul’da 12 bin pazar tezgahında çalışan pazarcı sayısı 40 bin kişi. Bu kadar kişinin ekmek yediği emek yoğun sektörlerden pazarcılık son dönemlerde bu işi yapanların da bütçesini zorlamaya başladı. Pazarcıların tezgah masrafı arttıkça bu da satılan ürünlere yansıyor.

Haberin Devamı

İŞGALİYE BEDELİ 3 İLE 5 BİN TL ARASINDA

Pazar yerinin konumuna ve yoğunluğuna bağlı olarak pazarcı esnafından 3 ile 5 bin TL arasında işgaliye bedeli alındığını anlatan İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkan Vekili ve İstanbul Pazarcılar Esnaf Odası Başkanı Mesut Şengün, esnafla halciler arasındaki en büyük sorunun esnaftan talep edilen hamaliye ücretleri olduğu söyledi. Şengün, “Sebze ve meyve satan pazarcı esnafının, ürünlerini temin edebileceği tek yer illerde kurulu gıda halleridir. Bazı illerde hamaliye ücretinin yanı sıra hale giriş ücreti, plastik kasa ücreti vb. ek ücretler de talep edilmesi halcilerle esnaf arasında sorunlar yaratıyor” dedi.

HALLERİN EK ÜCRET TALEBİ ZORLUYOR

Haberin Devamı

Hallerde talep edilen ek ücretlerin, giderleri arttırdığı için tezgahta satılan ürünlere yansıdığını belirten Şengün, “Bu durum hem esnafı hem vatandaşı mağdur ediyor. Ayrıca fahiş fiyat artışlarının ve fırsatçılığın da önüne geçilmesi için zincir marketler de ürünlerini, esnaflar gibi hallerden almalı. Böylelikle, zincir marketlerin temin edip, sattığı ürünler denetim altına alınabilir. İstediği fiyata satamaz. Oysa esnafın halden, sebze ve meyveyi ne kadara aldığı bellidir. Zincir marketler bunun yerine, sözleşmeli tarım yaparak çiftçilerin ürünlerini elinden alıyor ve istediği fiyata satıyor” diye konuştu.

VATANDAŞLA PAZARCI KARŞI KARŞIYA KALDI

Pazarcılarla vatandaşlar arasındaki ilişkinin de enflasyonla birlikte değiştiğini dile getiren Şengün, şunları söyledi: “Vatandaş en taze ürünü, en uygun fiyata nereden alacağını bildiği için pazarı tercih eder. Ama enflasyonun tırmanışa geçtiği ilk zamanlarda, özellikle turfanda ve mevsimi olmayan sebze ve meylerin fiyatını görünce vatandaşlar şaşkınlık yaşadılar. Vatandaşlar esnafının keyfi olarak ürünlerin fiyatını arttırdığını düşündüğü için, fiyat artışlarında pazarcıları suçladığı da oldu. Mazot fiyatları, haldeki giderler, ödenen işgaliye ücretleri ve diğer masrafların yükselmesi ürün fiyatlarına yansıyarak zincirleme bir fiyat artışı yaratıyor.”

Haberin Devamı

MODERNLEŞMEK İSTİYORLAR

Pazarcı esnafının modern pazar yerleri talep ettiğini dile getiren Şengün, “Üstü kapalı, altında veya çevresinde otoparkı olan modern pazar yerleri inşa edilmeli. İstanbul gibi bir dünya şehrinde bile bu tanıma uyan yalnızca 45 tane pazar yeri var. İlçe belediyeleri, esnafın görüşü doğrultusunda modern kapalı pazar yerleri sayısını arttırmalı. Sokak aralarına kurulan, vatandaşın da memnun olduğu tarihi pazar yerlerimiz mevcut. Halkımız sokak pazarlarını da çok seviyor ve yerinde kalmasını istiyor” diye belirtti.

TÜMÜ KAZANÇTA ‘BASİT USULDEN’ FAYDALANSIN

“Pazarcı esnafına verilecek her destek aynı zamanda halkımızın bütçesine olumlu yansıyacaktır” diyen Şengün, “Bu yıl 13 büyükşehirde faaliyet gösteren 30 bin pazarcı esnafının dahil edilmesiyle 80 bin esnafın yıllık satım hadleri çerçevesinde basit usule tabi olmasının önü açıldı. Bu sayede pazarcı esnafın çoğunluğu basit usulde faaliyet gösteriyor. Ancak, yıllık cirosu 700 bin TL’nin üzerinde olan, pos cihazı kullanılan pazarcılar ise deftere tabi oluyor. Pazarcı esnafının tamamının basit usulden yararlanması için üst sınırın yükseltilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Haberin Devamı

EVİNE EKMEK GÖTÜRMEKTE ZORLANIYOR

Pazar esnafının sorunlarını anlatan Şengün, şöyle konuştu: “Maliyetlerin yükselmesi esnafın boynunu büken en büyük etken. Mümkün olan en düşük kârla ürün satmaya çalışan esnaf enflasyonun yükselmesi ve vatandaşın alım gücünün düşmesiyle evine ekmek götürmekte zorlanıyor. Öte yandan yıllardır süre gelen pazar olduğu günlerde marketlerin halk günü ilan ederek sebzemeyve fiyatlarını düşürmesi haksız rekabet ortamı yaratarak pazarcının ekmeğini bölüyor. Pazarcı esnafı, sadece tek bir ürün satıyor. Ama markette birçok farklı ürün var. Marketler, sebze ve meyvede indirim yaparken, diğer ürünlerin fiyatlarına zam yapıyor. Böylelikle fazlasıyla kârlı çıkıyorlar.”

YATIRIM ARACINA DÖNÜŞMESİN

Ayrıca pazar tezgahlarının bir yatırım aracına dönüşmemesi gerektiğini söyleyen Şengün, şöyle devam etti: “Esnaflıkla alakası olmayan, kira geliri elde etmek, tezgahın rayiç bedellerinin artışından yararlanmak isteyen kişiler pazar tezgahları alıyor. Ünlü isimler bile pazar tezgahı alma yarışına girmiş durumda. Bu durum tezgah fiyatlarını arttırıyor. Kira fiyatlarının yüksek olması, ürünlerin fiyatlarına yansıtıyor. Çünkü esnafın çoğunluğunun bu bedeli ödeyecek gücü yok. Pazar tezgahı alma şartları arasında en az 5 yıl pazarcılar odasına kayıtlı olma zorunluluğu getirilmeli. Sadece pazarcılık yapan kişiler, pazar tezgahı alabilmeli.”

Haberin Devamı