Ayıla bayıla yiyoruz ama günde 5 gramdan fazlası böbrekleri diyalize sürüklüyor! Ömrü 10 yıl kısaltıp organları çürütüyor!
![](https://image.posta.com.tr/i/posta/75/750x0/664f4a42452fd0cdd92b4b49.jpg)
Kimi besin kaynakları son derece sağlıklı görülürken kimileri ise biz farkında dahi olmadan sağlığımızdan ediyor. Yemeklerin içine avuç avuç kattığımız ve severek tuz, sağlığımız için en büyük tehditlerden birini oluşturuyor. Prof. Dr. Uğur Bilge, 20-26 Mayıs ’Dünya Tuza Dikkat Haftası’ nedeniyle bir açıklama yaptı.
![](https://image.posta.com.tr/i/posta/75/750x0/664f4700452fd0cdd92b4b3f.jpg)
Prof. Dr. Uğur Bilge, yapmış olduğu açıklamasında, “Dünya Tuza Dikkat Haftası, kalp-damar sağlığını korumak ve diğer birçok hastalığın önlenmesine yardımcı olmak için, toplumda tuz tüketimini azaltmaya yönelik uygulanmaları teşvik etmeyi amaçlayan bir haftadır. Bu yılın teması, birçok işlenmiş ve ultra işlenmiş üründeki ‘gizli’ tuz (sodyum) sorununu vurgulayan ‘Tuz üzerine spot ışığı tutmanın zamanı geldi’ olarak belirlenmiştir. Birçok ülkede diyetteki sodyumun 4’te 3’ü ekmek, soslar, krakerler, kurabiyeler, hazır yemekler, işlenmiş etler ve peynirler gibi aşırı işlenmiş ve işlenmiş gıdalardan gelmektedir.
![](https://image.posta.com.tr/i/posta/75/750x0/664f4679452fd0cdd92b4b2f.jpg)
Aşırı tuz/sodyum tüketiminin kan basıncını olumsuz yönde etkilediği ve hipertansiyonu, kalp krizini ve inmeyi tetiklediği bilinmektedir. DSÖ, yetişkin başına günlük olarak tüm kaynaklardan toplam 5 gramdan az tuz (2 gramdan az sodyum) tüketilmesini önermektedir. Dünya genelinde yetişkinlerin günde ortalama 10,7 gram tuz tükettiği bilinmektedir. Bu miktar, fizyolojik ihtiyacın çok üzerindedir ve önerilenin 2 katından fazladır. Türkiye’de kişi başı günlük tuz tüketimi 9,9 gramdır ve DSÖ tavsiyesinden oldukça yüksektir. Tuz/sodyum tüketiminin azaltılması, hipertansiyon ve kalp-damar hastalıklarının önlenmesinde en uygun maliyetli tedavidir. Bunu başarmak için gıda ürünleri daha az tuz/sodyum içerecek şekilde yeniden hazırlanmalı, yemekler tuzsuz pişirilmeli, baharatlar ile tatlandırılmalıdır" ifadelerini kullandı. www.posta.com.tr
![](https://image.posta.com.tr/i/posta/75/750x0/664f4700452fd0cdd92b4b3b.jpg)
"TUZLUĞU MASANIN DIŞINDA BIRAKIN VE YEMEK PİŞİRİRKEN YEMEĞE TUZ EKLEMEKTEN KAÇININ"
Vatandaşlara gıdalarını mümkün olduğunca taze yemelerini ve sıfırdan kendilerinin pişirmelerini tavsiye eden Prof. Dr. Bilge, "Yemeğinize tuz eklemeyin. Tuzluğu masanın dışında bırakın ve yemek pişirirken yemeğe tuz eklemekten kaçının. Çok fazla tuz içerebilecekleri için paket veya konserve etler, salam, sosis, kızartmalar, tütsülenmiş ürünler, konserve veya paket çorbalar, hazır yemekler, pizzalar ve bunun gibi şeyleri daha az tüketin. Yiyeceklerinizi tuz yerine otlar, baharatlar, sarımsak ve karabiber kullanarak tatlandırmayı deneyin. Zamanla tuz zevkiniz azalacaktır. Cips, tuzlu fındık, tuzlu bisküvi, peynir, soya sosu ve paket yemek gibi tuzlu yiyecek alımınızı azaltın.
![](https://image.posta.com.tr/i/posta/75/750x0/664f467a452fd0cdd92b4b35.jpg)
Deniz tuzu, kaya tuzu, sarımsak tuzu ve sofra tuzu aynı sodyum içeriğine sahiptir, bunları kullanmayın. Son zamanlarda kullanılan potasyum tuzları ise hemodiyaliz hastaları ve böbrek hastalarında kullanılmamalıdır. Ayrıca normal bireylerde de kanda potasyum yüksekliğine neden olabileceği bilinmelidir. Paketli gıdalardaki tuz içeriklerine de mutlaka dikkat edin” şeklinde konuştu.
![HİPERTANSİYON RİSKİ](https://image.posta.com.tr/i/posta/75/750x0/664f467c452fd0cdd92b4b39.jpg)
HİPERTANSİYON RİSKİ
Sofra tuzunun içerdiği sodyum, vücutta su tutulmasına neden olabilir ve kan basıncını artırabilir. Aşırı sodyum alımı yüksek tansiyon ve hipertansiyon riskini artırabilir, bu da kalp hastalıkları ve felç gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
![BÖBREK SORUNLARI](https://image.posta.com.tr/i/posta/75/750x0/664f4679452fd0cdd92b4b31.jpg)
BÖBREK SORUNLARI
Tuzun aşırı tüketilmesi, böbreklerin normal fonksiyonlarını bozabilir. Yüksek sodyum seviyeleri böbreklerde su tutulmasına neden olabilir ve böbrek taşı oluşumunu teşvik edebilir. Ayrıca, böbrek yetmezliği riskini de artırabilir.
![KEMİK ERİMESİ](https://image.posta.com.tr/i/posta/75/750x0/664f4679452fd0cdd92b4b33.jpg)
KEMİK ERİMESİ
Sofralarımızdan eksik etmediğimiz tuz, kalsiyumun idrarla atılmasına neden olabilir, bu da kemiklerin zayıflamasına ve osteoporoz riskinin artmasına yol açabilir.
![ÖDEM VE SU TUTULMASI](https://image.posta.com.tr/i/posta/75/750x0/664f467c452fd0cdd92b4b37.jpg)
ÖDEM VE SU TUTULMASI
Yüksek tuz alımı vücutta su tutulmasına neden olabilir, bu da şişkinlik ve vücut ağırlığında artışa yol açabilir. Ödem olarak da tanımladığımız bu durum yürüme, hareket etme güçlüklerine kadar varabilecek problemlere neden olabilir.
![BAĞIRSAK SORUNLARI](https://image.posta.com.tr/i/posta/75/750x0/664f4840452fd0cdd92b4b42.jpg)
BAĞIRSAK SORUNLARI
Aşırı tuz tüketimi, sindirim sistemi problemlerine yol açabilir. Özellikle hassas bağırsak sendromu gibi sindirim sistemini etkileyen rahatsızlıkları olan kişilerde tuz alımı dikkatle takip edilmelidir.
Bu nedenlerden dolayı, günlük tuz tüketimini sınırlamak önemlidir. Sağlıklı yetişkinlerin günlük tuz alımı 2,3 gramdan fazla olmamalıdır. Maksimum oran 5 gramdır. Tüketilen tuzun ise kaya tuzu gibi doğal ve sağlıklı iyot kaynakları olmasına dikkat edilmelidir.