Giriş
Mevsimi diye ayıla bayıla yiyoruz ama vücuda kanserojen maddeleri alıyor!
Havaların soğumasıyla beraber, çeşit çeşit balıklar da tezgahlarda yerlerini almaya başladı. Yüksek omega içeriği ve lezzetiyle birçok kişinin vazgeçilmez besini olan balık, kalp sağlığından sinir sistemi problemlerine kadar pek çok konuda derde deva oluyor ancak balık tüketirken bazı noktalara dikkat etmekte yarar var.
Balık, özellikle yağlı balıklar (somon, uskumru, sardalya gibi) yüksek miktarda omega-3 yağ asitleri içerir. Omega-3 yağ asitleri, kalp hastalığı riskini azaltmaya yardımcı olabilir, kolesterol ve trigliserit seviyelerini düşürebilir, kan basıncını düzenleyebilir ve damarların elastikiyetini artırabilir.
Omega-3 yağ asitleri, beyin sağlığı için önemlidir. Hafıza problemleri ve demans riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Ayrıca depresyon ve anksiyete ile mücadelede etkilidir.
Omega-3 yağ asitleri, vücuttaki inflamasyonu azaltmaya yardımcı olabilir, bu da çeşitli kronik hastalıkların önlenmesine katkıda bulunabilir.
Balık, yüksek kaliteli bir protein kaynağıdır ve vücudun onarım ve bakım işlemleri için gerekli olan tüm esansiyel amino asitleri içerir. Balıkta bulunan D vitamini, kemik sağlığı için önemlidir ve bağışıklık sistemi fonksiyonlarını destekler.
Balıkta bulunan bir diğer önemli mineral olan selenyum, antioksidan özelliklere sahiptir ve hücre hasarına karşı koruma sağlar. Yine omega-3 yağ asitleri, göz sağlığını koruyabilir ve yaşa bağlı makula dejenerasyonu gibi durumların riskini azaltabilir.
BALIK TÜKETİRKEN BUNLARA DİKKAT EDİN
Balık, gebelik sırasında fetüsün beyin ve sinir sistemi gelişiminde de büyük rol oynar. Ancak hamile kadınların cıva içeriği yüksek balıklardan (örneğin kılıç balığı, köpekbalığı) kaçınmaları önerilir.
Balık tüketirken dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta, bazı balıkların yüksek cıva içeriği nedeniyle sağlık riskleri taşıyabileceğidir. Civanın fazla alımı, sinir sistemine zarar verebilir.
Bazı su kaynakları, PCB olarak bilinen endüstriyel kimyasallarla kirlenebilir ve bu kimyasallar balıklar tarafından emilebilir. PCB’ler kanserojen olabilir ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabilir.
Yetiştiricilik balıklarında, hastalıkları önlemek ve büyümeyi teşvik etmek için antibiyotikler ve hormonlar kullanılabilir. Bu maddeler insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yapabilir.
Bazı balık türleri, ekosistemleri bozarak yerel türler üzerinde olumsuz etkiler yapabilir. Bu durum, biyolojik çeşitliliği azaltabilir ve ekosistem dengesini bozabilir.
Bazı insanlar balığa karşı alerjik reaksiyonlar gösterebilir. Bu reaksiyonlar hafif cilt döküntülerinden ciddi anafilaktik reaksiyonlara kadar değişebilir.
Denizlerdeki mikroplastik kirliliği, balıklar tarafından yutulabilir. İnsanlar bu balıkları yediğinde, mikroplastikler vücuda geçebilir.
Balık tüketirken, bu potansiyel riskleri azaltmak için bazı önlemler alınabilir. Örneğin, civa seviyelerinin düşük olduğu bilinen balık türlerini seçmek, yabani balıkları tercih etmek ve çeşitli balık türlerini tüketmek bu önlemler arasında bulunmaktadır.