Çocukluk İklim değişikliği, çocuklarda eko-anksiyeteye neden oluyor
Paylaş
İklim değişikliği, çocuklarda eko-anksiyeteye neden oluyor

Doğal afetler ve iklim değişikliğinin olası etkileri insanlarda korkutucu ve şok edici etkilerin yanı sıra kronik kaygı oluşumuna neden oluyor. 'Eko-anksiyete' olarak adlandırılan kaygı bozukluğundan etkilenen çocukların sayısı ise her geçen gün artıyor.

İklim değişikliği ve doğal afetlerin neden olduğu kronik kaygı bozukluğu 'eko-anksiyete'den en çok çocuklar etkileniyor. BBC'nin yaşları 8 ila 16 arasında değişen 2 bin çocukla yürüttüğü araştırmada, çocukların yüzden 80'i iklim değişikliğini önemsediğini, yüzde 30'dan fazlası ise 'çok' önemsediği cevabını verdi. Araştırma, çocukların iklim değişikliği konusunda sinirli ve anksiyeteli hissetmeleri sonucunu vermesi açısından büyük önem taşıyor. 2 bin çocuğun yüzde 73'ü gezegenin şu anki gidişatından 'endişeli' olduğunu belirtirken, yüzde 22'si ise 'çok endişeli' olduğunu ifade ediyor. Çocukların yüzde 58'i, küresel iklim değişikliğinin kendi geleceklerine darbe vuracağı konusunda endişeli. Küresel ısınmanın çocukların gündelik hayatına etkisi de büyük. Neredeyse her 5 çocuktan biri, iklim kriziyle ilgili kötü rüyalar gördüğünü söylerken, yüzde 17'si ise uyku ve beslenme düzenlerinin kötü etkilendiğini aktarıyor.

Haberin Devamı

Süreçle ilgili kızgınlar

Çocuklara, büyüklerin iklim krizi sürecini ele alış şekliyle ilgili soru sorulduğunda ise büyük kısmı, bu konuyla ilgili kızgın olduğunu itiraf ediyor. Ankete katılan çocukların yüzde 59'u iklim problemi konusunda 'seslerinin duyulmadığını' söylüyor. Çocukların yüzde 64 gibi büyük bir bölümü ise bu konudaki endişelerinin 'gücü elinde bulunduran' insanlar tarafından 'dinlenmediğini' düşünüyor. Çocukların iklim krizi konusunda yetişkinlere karşı büyük bir güvensizliği söz konusu. Çocukların yüzde 41'i iklim krizinin getireceği zorluklarla mücadelede yetişkinlerin yeterli olamayacağna inanıyor. Klinik pedagog Emma Citron, çocukların, hükümetleri ve dünya liderlerini iklim değişikliğiyle ilgili sorunlara çözüm üretmede ve cevap vermede yetersiz kaldığını düşündüğünü belirtiyor.

Haberin Devamı