Cumartesi Postası Beyazperdede buluştular

Beyazperdede buluştular

Paylaş
Beyazperdede buluştular

BKM Mutfak oyuncularından Büşra Pekin ve Bülent Emrah Parlak 'Mutlu Aile Defteri' filmi için yeniden bir arada. 8 Şubat'ta vizyona girecek filmde iki kardeş rolündeler

‘Havuçlu anne’ Büşra Pekin de boyun fıtığı yüzünden yeni operasyon geçirmesine rağmen esprileriyle herkesi gülmekten kırıp geçiren Bülent Emrah Parlak da ekranda olduklarından çok daha doğal ve rahatlar. İkili, Elele Dergisi’ne konuştu ve özel pozlar verdi.

Haberin Devamı

“SEVDİM BEN BU 30 YAŞI!” (BÜŞRA PEKİN)

- Filmde nasıl bir karakterdesiniz?

İsmet, erkek ismine sahip bir kız. Otoriter, asker bir babanın erkek beklediği kız çocuğu. Çocuklarını da asker gibi yetiştirmiş baba. Baskıyla geçen bir ergenlik dönemi olmuş İsmet’in. Bu nedenle özgürlüğüne çok düşkün.

- Sizin hayatınızda nasıl bir baba karakteri vardı?

Böyle bir baba olamaz! Tatlı mı tatlı biri. Bana hep arkadaş oldu. Çocukluğumda her şeyi anlayışla karşıladı, gençliğimi yaşamama izin verdi. O bana bu özgürlüğü verince ben de onlara karşı hep dürüst oldum.

- BKM desem, bana neler anlatırsınız?

Dünya kadar anlatacak şey var. BKM aile demek.

- Arkadaşlarınız, aileniz sizi en çok ne için eleştirir?

“Şu kilolarını bir veremedin” derler.

Haberin Devamı

- Kendinizle ilgili en uçuk hayaliniz ne?

Çok fazla hayal kurmuyor, hayatımdaki anlık gelişmelerle yaşıyorum. Sürprizleri seviyorum. Ama kendimi onlara da hazırlıklı hissediyorum. Çünkü onlar benim içten içe tasarladığım şeyler.

- 30 yaşınıza yeni girdiniz. Sizde de ‘30 yaş krizi’ oldu mu?

“Ben daha çok küçüğüm, yapacağım çok şey var; olamaz, ben 30 olamam” dedim! Ama oldum. Gerçekten garip bir kaygıya kapılıyor insan. Görüntü aynı görüntü, ama 30 yaş biraz büyük duruyor. O kadar büyüdüğüne inanamıyorsun. ‘Kendimi hazır hissetmiyorum durumu’nu yaşadım sanırım.

- Erkekler hep “Kadınların en güzel dönemi 30’undan sonra başlar” der. Siz bunun sinyallerini almaya başladınız mı?

Artık meselelere daha sakin yaklaşabiliyorum. 30’una girecek arkadaşlarıma da hep sakin olmalarını söylüyorum artık. Bir şey olmadığı zaman onu deşmiyorum. Tatlı bir farkındalık geliyor bence insana. Sevdim ben bu 30 yaşı!

- Sadakat sizin için nasıl bir kelime?

Üniversitede tezimi sadakat ve sadakatsizlik üzerine hazırladım. Ve anladım ki sadakat ve sadakatsizlik, insanlara ve hayvanlara özgü bir şey. Sadakatsizlik, baktığınızda çok can sıkıcı gibi duruyor. Ama araştırmalarıma göre bazı durumlarda gerekli. Araştırmam için gittiğim aile terapisti şu açıdan bakıyor: Mesela sen evlisin, aklın birine kaydı. Öbür insana gitmeden eşine geri dönebiliyorsan bu, ailenin temelini güçlendirir. Yani bazen sadakatsizlik iyi. Tabii buradan ‘sadakatsiz olalım’ anlamını çıkarmamak gerek.

Haberin Devamı

- Siz hayatınıza, ilişkilerinize ne kadar sadıksınız?

Ben her zaman körü körüne bağlanan biriyim. Aile, sevgili, arkadaş, iş... Fark etmiyor.

“HAYAT HEM TOKAT ATTI, HEM MADALYA TAKTI” (BÜLENT EMRAH PARLAK)

- ‘Mutlu Aile Defteri’nde siz nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz?

Ailenin ortanca çocuğu Cevdet’im. Kardeşlerine göre daha hareketli, sokakla ilgisi olan, akıllı, aklı çakallığa basan bir tip... Herkesin oynamak isteyeceği bir karakter.

- Büşra Pekin’le çalışmayı özlemiş misiniz?

Büşra bizim kuşağımızdaki en değerli kadın oyuncularından biri. Çok yetenekli. Her şeyi yapabilir, her şeyi oynayabilir. Bir kerede anlar. Sıkıntı yaşadığınızda sahneyi kurtarabilir. Böyle bir rahatlıkla sahnede olmak performansınızı iki katına çıkarır. O benim kıymetlim.

- Ailede kime benzersiniz?

Anneme... Çok baskın, yılmayan, 40 yaşından sonra üniversite bitiren, çok çilekeş, çocukları için her şeyi yapabilecek bir anne. Bizleri büyütürken çok çekti. Annemin yaptıklarını ben yapamam.

Haberin Devamı

- Siz nasıl kadınlardan hoşlanırsınız?

Baskın karakterim. Annem gibi birini istiyorum ama bazen kendime bile tahammül edemiyorum.

- Uzun bir ilişkiniz var. Evlilik var mı ufukta?

Hep “Bilmem” diye cevaplıyorum, çünkü tuhaf geliyor bu soru. Kız arkadaşımla beraberiz, bunun için bir de belediyeye başvurmamız gerekmiyor. Ama karşı da değilim. Bir gün gelebilir, evlenmek de isteyebilirim.

- Çocuk fikri ne kadar uzağınızda ya da yakınınızda?

Bazen çok uzak, bazen çok yakın. 33 yaşındayım, arkadaşlarımın çocuklarını gördükçe “Benim de olsa...” diyorum. Sonra, sorumluluk fikri uzaklaştırıyor beni. O doğmadan önce hayatını güvence altına almalı, onu görebileceğim zamanı ayırabilmeliyim. İhmal edersem çok kötü olur. Bazen de “Çok fazla zevzeklik yapıyorsun, gerek yok bu kadar düşünmeye” diyorum. Çocuğu yaparsın, senin yanında büyür gider.

- Şöhret sizin için ne ifade ediyor?

Haberin Devamı

Hayat değişikliğini... Herkes gibi sokakta dolaşamamak anlamına geliyor. İnsanlar sizi tanıyor, fotoğraf çektirmek istiyor, sizinle birkaç kelam etmek istiyorlar. Sizi çok sevdiklerini gözlerinden anlamak çok güzel bir duygu. Hayatım boyunca bundan şikayet etmemeye gayret edeceğim. Bazen sıkılıyorum ama o zaman da bunu benim istediğimi kendime hatırlatıyorum. Bundan dolayı şikayet etmek gibi bir ahmaklığa girmem.

- Saç-sakal değişince de tanıyanlar oluyor mu?

Ses tonundan, gözlerden tanıyorlar.

- Bir proje için mi bu değişiklik?

Hayır, kendim istedim.

- Hayattan karşılığını alamadığınız bir şey oldu mu?

Hayır. Hayat bana çok enteresan davranıyor. Bazen çok ağır tokatlar attı ama bazen de çok güzel madalyalar taktı.

FİLM HAKKINDA...

‘Mutlu Aile Defteri’ hem babalarından hem birbirlerinden kaçarak yaşayan kardeşlerin ve ilginç eşlerinin, yıllar sonra aynı çatı altında buluşmasını konu alıyor. Başrolleri Tuncel Kurtiz, Binnur Kaya, İlker Aksum, Bülent Parlak, Büşra Pekin, Öner Erkan ve Goncagül Sunar paylaşıyor. Ustaları ve yeni neslin en iyi oyuncularını bir araya getiren filmin yönetmeni, Nihat Durak.

(02.02.2013 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır.)