Cumartesi Postası Ödülünü eğitimi için harcayacak

Ödülünü eğitimi için harcayacak

Paylaş
Ödülünü eğitimi için harcayacak

4 yaşında Edirne-Keşan'dayken babasının aldığı oyuncak org sayesinde müzikle tanışan Oğuz Berkay Fidan bir gün 'O Ses Türkiye' adlı yarışmanın birincisi olacağını tahmin bile edememişti kuşkusuz

Röportaj: Ömer Gören
o.goren.aktuel@gmail.com


Yarışma onu sadece kırmızı BMW otomobil sahibi yapmakla kalmadı, çekingenliğini yenmesine de yardımcı oldu. Daha 16’sında pek çok güçlü finalisti eleyerek ‘Türkiye’nin en iyi sesi’ seçilen Oğuz Berkay Fidan’ın öyküsünü, bir başka deyişle ‘Keşanlı Oğuz destanı’nı kendisinden dinledik...

Sen kimsin Oğuz?

29 Ağustos 1995’te Edirne-Keşan’da doğdum. Ailenin tek çocuğuyum. Annem bir sürücü kursunda öğretmenlik, babam bilgisayar programcılığı yapıyor. Keşan Anadolu Lisesi’nde okuyorum. İki yıl sonra mezun olduğumda mimarlık okumak hedefindeyim.

Müzik yeteneğin nereden geliyor?

4 yaşımdayken babamın aldığı oyuncak org ile başladım. Zamanın hit olan şarkılarından melodiler çıkarırdım. 5. sınıfta müzik öğretmenimin vesilesiyle gitara merak sardım. O günden sonra da elimden düşmedi.

Gitar çalmayı kimden öğrendin?

Kendi çapında gitar çalan babamdan, internetten ve Keşan’a konser için gelen bir gruptan... Kendi kendime 8 yılda öğrendim. Profesyonel eğitim almadım. Gitarın tek başına olamayacağını düşünüp şarkı da söylemeye başladım.

Başka bir yarışmaya katılmış mıydın?

5 yıl önce ATV’de yayınlanan ‘Bir Şarkısın Sen/Çocuk Pop Star’ yarışmasının ön elemelerine 2 kez katıldım ama geçemedim.

Sesini beğeniyorlar mıydı?

Yarışmaya girene kadar çekingen bir çocuktum. Ailem ve arkadaşlarım beğenirdi, ben sesimin güzel olduğuna hiç inanmadım. Ama müzikten de kopmadım.

“Aklımda hep Murat Boz vardı”

Yarışmaya nasıl katıldın?

‘O Ses Türkiye’ye katılanların seslerine baktım, 4-5 bölüm sonra “Ben neden katılmıyorum ki” dedim. Ön elemelere de babam götürdü beni. Emre Altuğ’un ‘Aşk-ı Kıyamet’ adlı şarkısıyla katıldım. 4 gün sonra beğendiklerini, bant kaydı yapacaklarını söylediler. Kıraç’ın ‘Endamın Yeter’ şarkısını söylememi istediler ama reddettim. Çünkü bence Kıraç’ınki çok özel bir ses. Onun tarzında söylemem zordu. Sesime uygun değildi. Orkestra şefine ‘Aşk-ı Kıyamet’ konusunda ısrar ettim, onunla katıldım.

Jüride sana ilk kim döndü?

Sıra geldiğinde hayatımda hiç yaşamadığım bir heyecanla sahneye çıktım. Şarkımı okumaya başladığımda ilk Murat Boz, sonra da Hadise döndü. Benim yarışma öncesi istediğim sanatçı Murat Boz’du. Hatta rüyalarıma giriyordu.

Neden Murat Boz’du?

Söylediği şarkılar, tarzı, sempatik hareketleri hoşuma gidiyordu. Şarkı bittiğinde Murat Boz bir yandan, Hadise diğer yandan sesimin çok güzel olduğunu söylüyorlar, beni ekiplerine katmaya çalışıyorlardı. Hadise merdivenlere kadar geldi, oturdu, güzel sözlerle aklımı çeliyordu. Ama aklımda hep Murat Boz vardı.

“Hayranlarım, adıma açılmış sayfalara rağbet etmesin”

Kız arkadaşın var mı?

2 yıl önce internet sitesine bir video görüntümü koymuştum. Gitarla şarkı söylüyordum, başım ve yüzüm gözükmüyordu. Bunu gören bir kız “Gerçek halin on kat güzel” diye mail atmıştı. O anda yazışmaya başladık, bugünlere kadar geldik. Almanya’da yaşıyor. Ben henüz oraya gitmedim. O, buraya, akrabalarına geldiğinde görüşüyoruz.

İnternetle aran iyi yani.

İyi de bir şikayetim var. Twitter ve facebook’tan bana ait olmayan, şahsım adına sayfalar açılmış. Ağzımdan çıkıyormuş gibi hoş olmayan yazılar var. Sizden ricam; gerçek adreslerimi yazarsanız yanlış algılanmamı önler, beni çok mutlu edersiniz.

Tamam, ver bakalım adreslerini.

www.oguzberkayfidan.com.tr www.facebook.com/oguzfidan www.twitter.com/oguz_fidan oguzfidan@gmail.com

‘Birinci seçildiğim anda bulutların üzerindeydim’

Birinci seçildiğin anı anlatır mısın?

Acun Ağabey bana ve İbrahim Ağabey’e bakıyor ama bir şey hissettirmiyordu. Tam ağzını açıp “O...” dediği anda anladım ve içimden “Vay be, Türkiye’nin birincisi oldun” dedim kendime. Şaka gibiydi her şey. Ondan sonra da zaten bulutların üzerindeydim.

Keşan’da nasıl karşılandın?

Hiç beklemediğim anda bana bir iPod hediye edildi. Keşan’daki dersanem, bir grubu Amerika- Boston’da bulunan Berklee of Music College’a götüreceklerdi. Beni de götüreceklerini söylediler. Konusunda müthiş bir okul. Görmek istiyorum. Orası her zaman hayallerimi süsleyen bir yer oldu. Okul, belki de benim müziğe bakışımı değiştirecek.

Yarışma ödülü olan otomobili aldın mı?

Kırmızı renkli BMW otomobilimin kendisini değil, anahtarını aldım. Bunun için de çok mutluyum ama bu yaşımda otomobili alıp da ne yapacağım? Kapının önünde bırakacağıma satmayı, o parayı üniversite ve müzik eğitimimde kullanmayı istiyorum.

Sıkılganım artan ilgi beni rahatsız ediyor’

Çevrenin ilgisi nasıldı?

Keşan’da arkadaşlarıma anlattığımda hiç biri bana inanmadı. Üç hafta boyunca programın yayınlanmasını bekledik. Program yayınlanınca ilgi arttı. Bende de heyecan arttı. Her girdiğimde “Bu elemeyi geçeyim, yeter” diyordum kendime. O kadar stres oluyor ki insan!.. “Şarkıyı doğru okuyabilecek miyim, acaba diğerleri benden iyi mi kötü mü okuyacak...

Birinci olacağını tahmin ettin mi?

Evet. Fatma’yı rakip görüyordum, İbrahim Ağabey’in de sonlara kalacağını düşünüyordum. Sonra Bihter elendi, İbrahim Ağabey, Fatma ve ben kaldık. Fatma da elenince birinci olacağımı anladım. Ama olamasam da şok geçirmezdim. Herkes kendi çapında çok iyiydi. Mesela benim favorim Bihter’di

Yarışmayı kazanınca çok hava atmışsındır.

Hiç de değil. Babam başta olmak üzere tüm ailem sevindi. Ev dışında da ilgi artarak devam ediyor. Bunun iyi tarafları olduğu kadar kötü yönleri de var.

Kötü tarafları ne?

Sıkılgan yapımdan dolayı hayranlarımın aşırı ilgi göstermesi, kızların sarılıp öpmesi çok güzel bir şey olduğu halde beni sıkıyor.

( 31.03.2012 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır. )

Haberin Devamı