'Patlat şuradan bir Beatles, abi!'

ÇAĞNUR HATİPOĞLU

cagnurhatipoglu@gmail.com

Bir zamanlar plaklarımız vardı. 33’lükler en az 10 şarkının yer aldığı büyük plaklardı. 45’likler ise arkalı önlü birer şarkıdan oluşan küçükleriydi. Pikaplara koyar, dinler, dans ederdik. Bırakın CD’leri, kasetler bile yoktu piyasada. Zaman geçti, plaklar tarih oldu. Ama belli bir kuşak, hâlâ özler plaklı günleri. İşte özellikle onlar için gittik, gördük ve yazdık Rainbow 45’i...

Hard Rock, Heavy Metal, Classic Rock, Rock’n Roll, Blues, Jazz, Reggae, Soul, Funk, R & B... Ayrıca Fransız chansonları, İtalo disco albümleri, 1970-1980’lerin disko albümleri... Her türden müziği, tıpkı eskiden olduğu gibi plaklardan dinlemek için İstanbul-Moda’daki Rainbow 45’e gitmelisiniz. Dünyanın dört bir tarafından toplanmış yerli-yabancı plakları dinleyebilir, satın alabilir, kahvenizi içip pastanızı yiyebilir, hatta sizinle aynı zevki paylaşanlarla müzik üzerine uzun sohbetler yapabilirsiniz.

33’lükler 45-250 TL, 45’likler ise 15-30 TL arasında. Ama Rainbow 45’de sadece plak yok. Müzikle ilgili hediyelik eşyalar, 3D posterler, ikinci el pikap ve anfiler de satılıyor. Mekan, kafe nitelemesine de uygun: Aperatif tabağı ve bir içecek için kişi başı 25 TL veriyorsunuz.

Plak avcısında 5 bin plak var

Mekanın sahibi Salih Karagöz gerçek bir ‘plak avcısı’. Üniversitede ekonomi eğitimi almış ama babasının kendisine aşıladığı plak tutkusunun önüne geçememiş. Yıllarca yurt içi ve yurt dışından plak satın alıp durmuş. Eh, plak tutkusunun maliyeti yüksek. Salih Karagöz de 2500‘ü evde, 2500’ü kafede olmak üzere toplam 5 bin adet plağı kolay toplamamış. Şakayla karışık “Bu plakları almasam bir ev sahibi olabilirdim” diyor. Salih Bey, arkadaşları beğendikleri plakları satın almak isteyince hobisini ticarete dönüştürmeye karar vermiş. Ve Rainbow 45’i hizmete sokmuş.

“Aslında 80’lerin çocuğuyum ama 60’lı yılların müziğini severim: Jimmy Hendrix, Beatles, Rolling Stones, Led Zeppelin...” diyen Salih Karagöz devam ediyor: “Hollanda-Amsterdam’da girdiğim plak cafe’yi çok beğendim ve aynısını İstanbul’da açmaya karar verdim.” Salih Bey, plakların az bulunduğunu ve pahalı olduğunu kabul ediyor.

Ama plaktaki ses kalitesinin de başka yerde bulunamayacağını ekliyor: “Mp3 ve CD’ler stüdyo ortamından geçtiği için gerçek sesi duymak güç oluyor. Çünkü bunlar, elektronik olarak oynanmış ve bir süzgeçten geçmiş müzik altyapılı. Yüksek kalite ve pürüzsüz saf sesi, ancak plaktan dinleyebilirsiniz.”

(16. 07.2011 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır.)