Magazin İnsanın kendini geliştirme isteği bir ihtiyaçtır bunu küçümsemek büyük kibirdir

İnsanın kendini geliştirme isteği bir ihtiyaçtır bunu küçümsemek büyük kibirdir

Paylaş
İnsanın kendini geliştirme isteği bir ihtiyaçtır bunu küçümsemek büyük kibirdir

Çetin Çetintaş, Türkiye’nin en ünlü yogilerinden biri. Adeta bir 'popstar.' Ama hakkında “Yeni nesil tarikat lideri, modern çağın züğürt tesellicisi, keriz silkeleyici" gibi ithamlar da var. Buluştuk ve hakkındaki her şeyi konuştuk.

Çetin Çetintaş, Türkiye’nin en ünlü yogilerinden biri ve aynı zamanda uluslararası bir yogi. Deyim yerindeyse, alanında pop star gibi. Türkiye’de, Yunanistan’da ve Kıbrıs’ta toplam 23 tane merkezi var. Hem çok takdir edilen hem de çok eleştirilen biri. Ekşi Sözlük’te hakkında sayfalarca yorum, eleştiri ve itham var. Buluştuk. Merak ettiğim her şeyi sordum.

Haberin Devamı

‘YENİ NESİL TARİKAT LİDERİ’ GİBİ SÖYLEMLER BENİ HİÇ RAHATSIZ ETMİYOR

Yoga denince Türkiye’de akla gelen ilk isimlerden birisiniz ve aynı zamanda uluslararası bir yogisiniz. Uluslararası yogi nasıl olunur, sıradan bir yogiden farkı nedir?

Birçok şeyde olduğu gibi yogada da dünyada en üst federasyonu oluşmamış bir sistem var. Çünkü ne kadar çok talep görüyor gibi algılansa da aslında birçok branşa göre dünyada çok az talep görüyor. Dünyadaki birçok okulun ve stüdyonun kabul ettiği belli bir yoga eğitim standardı var. Bu standardı karşılayan felsefe, pranayama, meditasyon ve asana (beden pratikleri) eğitimlerden geçince dünyanın her yerinde uluslararası yogi olarak eğitim verebiliyorsunuz. 2008 Yılından beri öğretmenlik yapıyorum ve 2012’den beri de dünyanın pek çok yerinde uluslararası eğitimler veriyorum.

Haberin Devamı

Kaç yıldır yoga yapıyorsunuz? Yoga yolculuğunuz nasıl başladı?

Profesyonel olarak, gerçek bir farkındalıkla yoga yapmaya başlamam 2008 yılı. Ama öncesinde çocukluk yaşlarımdan beri dövüş sporlarıyla uğraştığım için, bedenimi esnetmek adına ortaokul yıllarında başlamıştım. Henüz ruhuma, bedenime gerçek anlamda ne kattığının farkında değildim. İlk defa Uzak Doğu’ya, manastıra gittiğimde yoga pratiğimi farkındalıkla uygulamaya başladım.

İÇSEL OLARAK O MANASTIRA ÇEKİLDİM

O manastıra gitme fikri nasıl gelişti?

Üniversite yıllarında derinleştiğim meditasyon pratiklerimde sürekli Uzak Doğu’da bir manastırı görmemle başladı her şey. Gördüğüm her şey çok tanıdık geliyordu. Bir şekilde içsel olarak oraya çekildiğimi fark ettim ve bu hissimin arkasından gittim. Orada ne bulacağımı merak ettim.

O süreçte sizin dış dünyayla iletişiminizin kesildiğini ve annenizin dahi size ulaşamadığını okudum. Bir anne için çok zor olmalı. Neden bilgisi yoktu?

Gitmeye karar verdiğimde neyle karşılaşacağımı ben de bilmiyordum. O zamana kadar hep Batı’yı bildiğim için, tıpkı Batı’daki gibi orada da her türlü imkanın olacağını sanarak gittim. Dolayısıyla aileme böyle bir bilgi de veremedim. Bir gittim, elektrik bile yok. O süreç ailem için tabii ki çok ürkütücüydü ama ben de o manastıra girdikten sonra zamanın nasıl geçtiğini bile idrak edemedim. Farkına vardığımda zaten hemen şehir değiştirip aileme iletmesi için bir arkadaşıma mail attım.

Haberin Devamı

TEK BİR GURUM YOK TEK BİR EKOLDEN GELMİYORUM

Sizin gurunuz kim? Hangi ekolden geliyorsunuz? Hangi eğitimleri aldınız?

Ben birçok öğretmenden eğitim aldım. Yogeşananda, Krişna, U Çandima, U Ruvata gibi birçok saygı değer öğretmenle çalışma fırsatım oldu. Tek bir ekolden gelmiyorum çünkü belirttiğim gibi çok farklı öğretmenlerle çalışma fırsatım oldu.

MERKEZİMİZDE EVRENSEL AHLAK KURALLARINA UYMAYAN EYLEMLER YASAK

Kaç tane eğitim merkeziniz var? Özellikle Kırklareli’ndeki yeni merkeziniz çok konuşuluyor…

Türkiye’de 20, Yunanistan ve Kıbrıs’la birlikte 23. Ama birçok merkezimiz franchise sistemiyle kuruldu. Kırklareli’ndeki Kioo Retreat Center diğerlerinden şöyle ayrılıyor; diğerleri bir yoga stüdyosu, burası ise benim yurt dışında yaşadığım inziva merkezleri gibi. Kişinin gelip uzun süre kalabileceği, şehirden uzak, doğayla iç içe zaman geçirebileceği bir merkez. Burada pratik yılın 365 günü aralıksız sürüyor. Kuralları var. Alkol tüketmiyoruz, sattvik (vejetaryen) besleniyoruz. Davranışsal olarak kişiyi kendinden uzaklaştıracak, evrensel ahlak kurallarına uymayan eylemler yasak. Burada bir böceği bile kasten öldürmüyoruz.

Haberin Devamı

YOGA, ZİHNİMİZİ TERBİYE EDER İNSANLARIN BU İHTİYACINI KÜÇÜMSEMEK BÜYÜK KİBİR

“Yeni nesil tarikat lideri, modern çağın züğürt teselliyicisi, keriz silkeleyici” gibi hakkınızda onlarca eleştiri ve itham var. Bunlara bir cevabınız var mı?

İnsanların böyle düşünmesini anlayabiliyorum çünkü bu eğitimleri almamış ve hiç yoga yapmamış bir insan olsam ben de böyle düşünebilirdim. Onların bakışıyla yoga yapan insanlarda bir gruplaşma var. Bir grup insan bir araya geliyor, bir şeyler yapıyor, sürekli iyi hissettiklerini söylüyorlar, sürekli turuncu giyen bir adam var. (Gülüyor) Bir de Türkiye’de tarikat mevzusundan insanların öyle çok canı yandı ki. Bu önyargılarını anlamak o yüzden zor değil. İnsanların bu düşüncesi beni rahatsız etmiyor. Nasıl yaşadığım ve neler yaptığım ortada. Üstelik yaşadığım yere gelip bunları deneyimlemek de çok kolay.

Haberin Devamı

Gerçekten hiç demoralize olmuyor musunuz bu konuda?

Şu yüzden olmuyorum; insanların kendini geliştirme isteği, kendi üzerine çalışması binlerce yıllık bir ihtiyaç ve ortada binlerce yıllık bir öğreti var. Yoga, sezgisel yeteneğimizi artırır, zihnimizi kullanmayı öğretir, yaşama bakışımızı terbiye eder. İnsanların bu ihtiyacını bir şekilde küçümsemekse çok büyük bir kibir.

BEDENİ SERGİLEMEK YOGA KÜLTÜRÜNDE VAR AMA BUNU TEŞHİR AMAÇLI SANMAK, ONLARIN CEHALETİ

Yoga yapan insanların kıyafet seçimleri de çok eleştiri konusu olmaya başladı. Bunun tamamen şova yönelik, bedeni teşhir etmeye yönelik olduğunu düşünenler de var. Bu konuda ne söylersiniz?

Hindistan’da aldığım birkaç eğitimde çok kısa iç çamaşırına benzeyen giysiler giyiyorduk. Yoga kültüründe bu var zaten. Vücudundaki kasın, eklemin hareketini izlemek ve görmek için. Dolayısıyla konu pratik yaparken vücudunu sergilemek değil de bedenin hareketini göstermek. Tabii beden çok cinselleştirildiği için bu, Türkiye gibi toplumlarda insanlara bedeni teşhir etmek gibi geliyor. Bizim kurumumuzda herkes yoga yaparken nasıl rahat ediyorsa o şekilde giyiniyor.

Sosyal medyada özellikle yoga yapan kadınların kıyafet seçimleri üzerine çok fazla seksist yorumlar yapılıyor. Bu size ne düşündürüyor?

Bu insanların cehaletinden oluyor. Bir şeyi yapmıyorsak, insanların neyi, neden yaptığını anlamıyoruz ve zihnimiz hemen yargılamaya başlıyor.

Benim yogadan uzaklaşma nedenim, bir süre sonra hocaları çok egosantrik bulmaya başlamamla oldu. Tespitim doğru mu sizce?

Yüzde yüz katılıyorum size ama burada şu var; şunu gözden kaçırıyoruz, hocanın da yolculuğu devam ediyor. Onun da dönüşümü devam ediyor. Size ders verecek eğitimlerden geçmesi, onun hayatta her olumsuz duygusunu eğittiği, aştığı anlamına gelmiyor.