Pazar Postası Mustafa Sandal: Melis benim ruh eşim, ruhlarımız kaynaştı
Paylaş
Mustafa Sandal: Melis benim ruh eşim, ruhlarımız kaynaştı

Yakın zamanda bir kitabın adından çok etkilenmiştim. ‘Her Kötü Geceden Sonra’ydı adı. Her kötü geceden sonra herkes ne yapıyor, kimi dinliyor bilemeyiz ama genellikle her eğlenceli gecenin sonunda, Türkçe pop saati başladığında  Mustafa Sandal dinlenir. Bir anda insanlar “Aya benzer yüreğim, e doğal olarak takipteyim” diyerek sallanır. Kendisinin de dediği gibi; bir sanatçı başka ne ister! Mustafa Sandal, namıdiğer ‘Musti’, yıllar önce sözlerini Ferda Anıl Yarkın ile yazdığı ve bestesini kendisinin yaptığı ‘Sonuna Kadar’ şarkısını orkestra eşliğinde yeniden yorumladı ve şarkıyı 10 Kasım’da dinleyiciyle buluşturarak Atatürk’e ithaf etti. Yeni projesini, geçmişi ve bugünü konuştuk. Konu geçtiğimiz yaz evlendiği Melis Sütşurup’a gelince şöyle dedi: O benim ruh eşim, ruhlarımız kaynaştı ve bir noktada buluştu. Oya Çınar / oya.cinar@posta.com.tr

 

Her eğlenceli gecenin sonunda Türkçe Pop saati gelince mutlaka birkaç tane ‘Musti’ şarkısı çalınıyor. Daha birkaç gün önce ‘Aya Benzer’ şarkınızla deli gibi dans eden insanlara denk geldim… Böyle anlarda ne hissediyorsunuz?

Haberin Devamı

Ne mutlu bana, şarkılarımız hala her yerde bangır bangır çalıyor. Sağ olsun insanlar seviyor ve hala ilk günkü gibi eğleniyorlar ya da hüzünleniyorlar şarkılarla... Benim şarkılarımda samimiyet ön planda. Stüdyomda ve evimdeki çalışma odamda şu yazı asılıdır, “Her şey yalan, şarkı gerçek.” Benim iş konusundaki mottom budur.

Sizin döneminizle şu anki starlık kavramı çok farklı. Hiç egonuza, gurura ya da kibre kapıldığınız zamanlar olmuş mudur?  

Kibir, insanın en büyük düşmanıdır. En büyük rakiplerin seni zirveden indiremez ama kibir bataklığına düşersen seni kimse kurtaramaz. Ben o yanlışa hiç düşmedim. Samimi ve gerçek oldum. Elbette sahnede Mustafa Sandal oluyorum ama evimde, günlük hayatımda, ailemin yanında Mustafa’yım. Böyle de çok mutluyum.

Haberin Devamı

Hakkınızda neredeyse hiç olumsuz bir habere rastlayamadım. Bu biraz sizin kontrolcü yanınızla mı ilgili?

Oh bulamadığına sevindim. (Gülüyor) Biz ekipçe marka yönetimi konusunda çok tecrübeliyiz, attığımız her adımı düşünerek ve yarını planlayarak atıyoruz. Ama çok da kontrolcü olduğum söylenemez. Kendim gibiyim, rol yapmayı sevmiyorum, aile hayatını seviyorum. Hayatım boyunca sansasyonla gündeme gelmek istemedim, bu ışıltılı dünyanın büyüsüne kaptırmadım kendimi. Biraz da karakter meselesi tabii...

YALANLA KARŞILAŞINCA ORTADAN KAYBOLURUM

Size nezaketinizi ne elden bıraktırır diye merak ediyorum… Ne olunca farklı bir yanınızla tanışırız?

Nezaketi bırakmam ama işin içinde yalan varsa, anında kaybolurum oradan. Nasıl gittiğimi, nasıl kaybolduğumu anlamazsın bile.

Bir pop klasiği olan ‘Sonuna Kadar’ı, ünlü tenor Murat Karahan’la, orkestra eşliğinde yeniden yorumladınız ve 10 Kasım’da dinleyiciyle buluşturdunuz. Bu yorumu Atatürk’e ithaf etme fikri nasıl gelişti?

1996 yılında sözlerini sevgili Ferda (Anıl Yarkın) ile beraber yazıp, bestesini kendim yaptığım çok özel bir şarkı benim için bu.  Dediğin gibi Türk popunun klasiklerinden biri oldu. Murat Karahan çok özel ve dünya çapında bir ses. Onunla ortak bir çalışma yapmak istiyorduk, geçtiğimiz sene konuştuk proje üzerinde. ‘Sonuna Kadar’ şarkısının olması ortak kararımızdı. Şarkının dokusu ve ruhu çok özeldi zaten, o ruha yeni bir yorum katmak ve 10 Kasım’da ulu önderimiz Atatürk’ü ‘Sonuna Kadar’ ile anmak ve şarkıyı Ata’mıza ithaf etmek istedik. İnsanlar şarkıyı Atatürk’ümüzün anısına çok yakıştırdı. Bu da bizi çok mutlu etti tabii ki.

Haberin Devamı

“Sonuna kadar geldim aşkın” sözleri bana hep hüzünlü gelmiştir. Şarkının yazılma aşamasını hatırlıyor musunuz? Nasıl duygular içindeydiniz?

Sanatçının ruhunda her zaman bir hüzün saklıdır. Bazen gülerken bile ruhunu bir hüzün bulutu kaplayabilir. Öyle bir anda, güzel ve anlamlı duygularla, samimiyetle yapılmış bir şarkıydı.

BAZEN AŞKIN BİTTİĞİNİ GEÇ KABULLENİRSİN

Sizce aşkın sonu ne zaman ve nasıl geliyor?

Aslında sevginin bittiği noktada aşk da bitiyor. Aşkın ömrü ne kadardır bilemem ama aslında özüne sevgi olmayan bir aşk çok kolay sona gelebiliyor. Bazen bir şeyler bitiyor… Hatta çoktan bitmiştir ama sen onu yeni yeni kabullenmeye başlamışsındır. İşte aşkın sonuna geldiğini o an dillendirmeye başlıyorsun, daha doğrusu kendine o an itiraf edebiliyorsun.

Haberin Devamı

ARAMIZDA MÜTHİŞ BİR ENERJİ VAR

En son bir buçuk yıl önce konuşmuştuk. “Yeniden evlenme, baba olma ihtimalim Melis’e (Sütşurup) bağlı” demiştiniz. Koşulsuz teslimiyet gibi gelmişti bana bu cümleleriniz. Ve bu sürede evlendiniz. Şu anki duygunuzu nasıl anlatırsınız?

Melis benim ruh eşim. Çok güzel, çok özel bir sevgi bağı ve müthiş bir enerji var aramızda. Koşulsuz teslimiyet demeyelim de ruhların kaynaşıp, ortak bir noktada buluşması diyelim.

Yakın gelecekte yeniden baba olma ihtimaliniz var mı?

Şu anda her şey çok güzel gidiyor. Evliliğimiz istediğimiz, güzel bir enerjide devam ediyor. Bu kadarını cevaplamış olayım. (Gülüyor)

SABIR VE ŞÜKÜR SİZİ HEP AYAKTA TUTAR, ANLAMSIZ HIRSLAR İNSANI YORAR

 “Ben iyi bir kaptanım, dümenimi hep sağlam tuttum” demişsiniz bir röportajınızda. İnsanın kendinde her zaman bu gücü bulması zor değil mi?

Hayata sıkı sıkı bağlanmak gerekir. Her zaman pembe yollar sunmaz hayat size. O denizin dalgalarına karşı mücadele etmeniz de gerekebilir. Sabır, dua ve şükür. Bu üçü hayatta sizi hep ayakta tutar. Bazen sabretmek ya da var olana şükretmek çok şeyi çözebilir. Anlamsız hırslar seni yormaktan öteye geçmez. Bekleyeceksin fırtınanın dinmesini ve her şey normale dönmeye başladığında yol almaya devam edeceksin.

Haberin Devamı

TATLI KISKANÇLIĞA VARIM AMA HASET BENDEN UZAK OLSUN

Hiç mesleki kıskançlığa kapıldığınız olur mu ya da geçmişte olmuş mudur?

Bizim 90’lı yıllarda yarışımız en iyi şarkıyı yapmaktı. En iyi giyinmek, en çok like’ı almak ya da sanal herhangi bir şey değildi. Çok güzel bir şarkı duyduğumda hemen o şarkıya emek veren müzisyen arkadaşlarımı ve yorumcusunu arayıp tebrik ederek “Ah be! Bu şarkı bende olmalıydı”  dediğim zamanlar olmuştu. Tam tersine bana böyle telefon açan dostlarım da olmuştur. Tatlı bir kıskançlığa varım, bu işin tadı tuzudur. Ama hasetlik başka bir şey tabii, benden uzak dursun.

Şu an bütünüyle hayal ettiğiniz hayatı mı yaşıyorsunuz?  

Çok şükür, var olan konumumdan çok memnunum. Sohbetin başında da konuştuk ya…  28 yıl önce yaptığım şarkılar hala çok seviliyor ve dinleniyorsa, ben her neslin ruhuna dokunabilmişsem, benim için en büyük başarı budur. Bir sanatçı başka ne ister ki... Hani derler ya bazen, “Yaşarken kıymeti bilinmedi” diye. Ben, yaşarken de bana verilen kıymeti hissediyorum. Bu çok özel bir duygu.

Gündemle ilgileniyor musunuz?

Çocuklara ve kadınlara kötü davrananlar, hayvanlara zulmedenler beni hep üzmüştür. Yakın zaman önce hayvanlara bazı barınaklarda yapılan katliamı hepimiz izledik. Günlerce uyuyamadım, kahroldum. Ve elbette İstiklal’deki hain terör saldırısı var. Kaybettiğimiz canlara çok üzüldüm, içim parçalandı.

BEN, SANATÇININ ÜRETİMİNE BAKARIM; NE GİYDİĞİ GEREKSİZ BİR DETAYDIR

Erkek sanatçılar buna pek maruz kalmazken, kadın sanatçıların sahne kostümlerinin sürekli gündem olması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Kariyerim boyunca sanal gündemlerden uzak durdum. O da bana gereksiz, sanal gündem gibi geliyor. Bir sanatçının en önemli kıyafeti ürettiği eserlerdir. Kıyafetini bu doğrultuda güzel diken ve doğru bir şekilde sunan sanatçılara da her zaman saygı duymuşumdur. Ben onların yaptığı işe bakıyor ve çok destekliyorum. Gerisi, gereksiz bir detaydır benim için.

Kısa kısa…

UÇAK KULLANMAYI ÖZLEDİM

Yeni tanıştığınız bir insanIa ilgili ilk neyi merak edersiniz?

Hayattaki gayesini.

Bu röportajın siz kendinizle yapsanız, kendinize ilk sorunuz ne olurdu?

“Sonuna kadar geldim aşkın” sorusunu senin gibi ben de kendime sorardım. 26 yıl gecikmeli de olsa, güzel soruydu.

Kolay ağlayabilir misiniz?

Pek ağlak biri değilimdir. Hayata pozitif bakıp, güzel yanlarını düşünmek istiyorum.

Her gün en az bir kez yaptığınız bir şey?

Spor.

Uzun zamandır yapmayıp çok özlediğiniz bir şey?

Uçak kullanmak.

Sizi en mutlu eden üç şey?

Konser vermek, stüdyoda çalışmak, oğullarımla vakit geçirmek, eşimle uzun uzun sohbet etmek. Dört oldu galiba. (Gülüyor)